"Sonra ne oldu?"heyecanla soran Rüya'ya hüzünle baktım.
"Mekandan koşarak çıktım." Rüya üzüldüğümü anladığında bana sarıldı.
"Doğru olanı yapmışsın."dedi Rüya omzumu sıvazlayarak.
"Gerçekten mi?"
"Evet. Önce onun hakkında bilgi toplamayız." Rüya şu an düşünceliydi.
Nereden mi anladım? Bağdaş kurmuş bir şekilde duvara bakıyor. Hafif eğilmiş elini çenesine yaslamış. Hmm diye sesler çıkarıyor.
Kızıl saçlarının mükemmel görüntüsünü hiçbir zaman anlayamıyorum. Belki de bakım kullandığındandır ki harikaydı. Yüzündeyse sivilceye dair bir iz, leke, kırıntı yoktu!
Bende bakım kullanıyorum ama düzenli olarak değil. Genelde kötü hissettiğimde.
Sosyal medyada araştırma yapmaya başlamalıyım, diye beynime not ettim.
Giyinik olduğum okul kıyafetlerimle ayağa kalktım ve Rüya'nın inmesini beklemeden aşağı inip Convers'lerimin bağcıklarını bağladım.
Okula otobüsle az bir vakitte vardık.
Okul bahçesinde hızlı adımlarla ilerledim. Aslında bu benim normal yürüyüşümdü ama yanımdaki insanlar bana yetişmek için koşuyorlardı.
Hep acelem vardı, her an ölecek gibi hissediyordum.
Sınıfa varınca surat asmamı engelleyemedim.
Aralık kapıyı ayağımla çektim. Kapının duvara çarpmasıyla oluşan tok ses sinirli olduğumun farkına vardırdı.
Sınıf tam değildi, şu an yarısı vardı. Belki de yarısından az, emin değilim. (Çünkü Gece'yim sjsfkdhl)
Buğra'yla ortak sıramız boştu. O sıraya: ya ikimiz oturabilir, ya da kimse oturamaz diye söz vermiştik.
Kalbimin kırıklığı geçmek bilmiyordu.
Çantamı Rüya'yla beraber oturduğumuz sıraya adeta basketci edasıyla fırlattım ve diğerlerini takmadan dışarı çıktım.
Koridorda A kapısına doğru yürürken acaba yine Çağlar'ı görebilir miyim diye düşünmeden edemedim. Kapıları kapalıydı.
Moralim bozuk diye bahçede bekleyip beynime oksijen girmesinin iyi geleceğini düşündüm.
Pikniklerde bulunan masa sandalye bitişik şeylerden birine tek başıma oturdum.
Sıkıntıyla nefesimi verip, etrafı seyrediyordum.
Benim oturduğum gibi bank olmayan banklara oturan Çağlar ve arkadaşlarını görünce şaşırdım.
Yanında oturanlara hızlıca göz gezdirdim.
Toplam 4 erkek, 1 kız vardı.
Kızı dikkatlice süzdüm, hiç güzel değildi.
Boyattığı sarı saçlarının dibinden siyahları çıkmıştı.
Etrafa yapmacık gülücükler atıyordu. Dudakları kalın değildi, inceydi. Düz bir çizgiye benzediği halde, pembe bir parlatıcı sürmüştü. Tıpkı genç gözükmeye çalışan babaannelere benziyordu.
Gözlerine göğe yükselen bir eyeliner sürmüştü. Fondoteni 5 km uzaktan belli olur gibi hissediyordum.
Sinsice etrafı süzüyordu. Bu hali ürkütücüydü. Sanki her zaman bir planı varmış gibi duruyordu.
Onun hemen yanında oturan erkek, hiçbir temas kurmaksızın kıza aşkla bakıyordu. Bu haliyle ona acıdım.
Uzaktan sevmekte nedir?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duygular Bizi Bitirirken
Fiksi RemajaKahramanlığın değil ölümün, Sevginin değil nefretin, Gürültünün değil sessizliğin, Siyahın değil kırmızının hikayesi. Acıyı sever misin? ■■■ Mutlu insanlar değil, mutlu anlar vardır. ●●● 21 Kasım 2015 tarihinde yayınlanmaya başlanmıştır. COLDWALLS...