Vee uzun zamandan sonra bir yeni bölüm... Biliyorum çok geciktirdik ama bu okul baya bizi yordu, dinlenmek için çıktığımız kısa süreli tatilden yeni döndük ve ilk işimiz bölüm yazmak oldu. Daha sık bölüm yayınlayacağımıza bu sefer gerçekten söz veriyoruz... Değerli okuyucularımıza güzel bir bölüm sunuyoruz... ❤
Kafamda hafif hissettiğim sızı beni rahatsız ederken kulağımın yakınlarında dolaşan sesleri duyuyordum.
"Doktor çağırmalı mıyız?"
"Michael ciddi misin sen? Kendini herkese göstermek mi istiyorsun?"
"Haklısın ama hala kendine gelmedi?"
"Bella' dan bahsediyoruz Michael... O manzaradan sonra asla ölmez o zaten..."
Bu sesler Rose ve Michael'a aitti. Biraz gücümü toparladığım da gözlerimi aralamaya başlamıştım. İlk başta hafif bulanık görsem de sonrada görüntü netleşmeye başlamıştı. Michael ve Rose dibimde kendime geldiğimi anlayabilmek için gözlerimin içine bakarken elimi başıma götürüp sızlayan yere dokundum.
"Tanrım! İnsanlar ölürken beyaz ışık görür ben ise beyaz boxer görüyorum."
İlk aklıma geleni mırıldandığımde Rose her zaman ki neşeli kahkahasını patlattı. Michael'da her zaman ki gibi utançtan bakışlarını kaçırarak gülümsemişti. Rose omuzuma hafiften vurduğunda konuşmaya başladı.
"Manzaraya bayıldın sanırım Bella..." diyerek göz kırptığında yine söylenmeye başlamıştım.
"Michael lütfen hala boxer'nla olduğunu söyle... Hey neden Rose bu konuda benden daha şanslı?"
Rose yüzüne muhteşem oyunculuğuyla hüzünlü bir ifade yerleştirerek elimi tuttu.
"Üzgünüm Bella... Gösteri bitti ve perde kapandı." Bu kırmızı kafa benle dalga geçmeye bayılıyordu. Bakışlarımı Michael'ın bel altına çevirdiğimde gerçekten perdenin kapandığını anlamıştım.
Michael bizim konuşmalarımızdan fazlasıyla bıkmış olacak ki oturduğumuz koltukta biraz kendini dikleştirip o kıvırcık olan saçlarıyla bile ciddileşme çabasına girmişti.
"Ne yani büyük olay boxer mı kızlar?" İçimde ki ses 'hayır büyük olay boxerın içinde ki...' diye pis bir şaka yapacakken onu susturdum. Düşündüklerime kendimce güldüğümde Rose bana sinsice gülümsedi bu kızla aynı şeyleri düşünmemiz zaten kaçınılmazdı. Biz kendi işaret dilimizle anlaşırken Michael sanırım açıklama yapıyordu.
"Sesinizi duyduğumda ne halde olduğumu bilmeden hızlıca aşağı indim. Bella bu arada bayılırken gözlerinin bel altımda olduğunu fark etmiştim, çokta bir şey kaçırdın sayılmazsın..."
Michael'ın söyledikleri doğru olsa dahi bunu dile getirmesi gerekmiyordu.
"Bir an gözün açık gideceksin sandım..." Rose kulağıma sessizce fısıldadığında ona ölümcül bakışlarımı yolladığıma emindim çünkü bu bakışları ne zaman yapsam beni sinir ettiği için genelde mutlu oluyordu. Sesli gülmemek için dudaklarını birbirine bastırırken Michael aramızda ki konuşmanın ne olduğunu merak edip bizi izliyordu.
"Bella nasılsın diye sormayacağım çünkü Rose ile şakalarınız devam ettiğine göre gayet iyisin."
Michael'ın sitemli sesi bizim aramızda ki bakışları ve kıkırdamaları böldüğünde ona yöneldik. Michael ve Rose un ortasında oturup ilgi görmek harika görünüyordu ve bence bunu değerlendirmeyi düşünüp biraz hasta olsam fena olmaz diye düşündüm. Kafamı geri atıp elimi alnıma koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİCHAEL' S ANGELS
Fanficİki kız...Rose ve Bella...Karanlık bir köşede tanışan ikili... Ve karanlıklarını aydınlatan beyazların kralı... İki gözde sabitlenmiş duygular...Hissedilen kalp atışları...Nefesleriniz tutun!Michael'ın melekleri geliyor!..