Dün akşam yaptığım fazla bel altı şakalarımdan sonra Michael benimle arasına mesafe koymuştu. Bu resmen küçükken oyun oynamak için sokağa çıktığında çocukların seni oyundan dışlaması gibi bir şeydi. Ve evet o oyundan dışlanan şahıs bendim. Bu sabah ilk defa olsa kendiliğimden uyanmama rağmen yatağımın içinde kıvrılmış keyif yapıyordum. Ya da depresyonamı girmiştim. Yok canım kesinlikle keyif yapıyordum. Neyse ben kendimi kandırayım.
Rose her zaman ki gibi beni uyandırmayı görev edinmiş başımda beni dürtüklüyordu.
"Bella her sabah seni uyandırmaktan bıktım!"
Benim adımı sayıklamakla kalmıyor yere düşürecek kadar sarsıyordu. Rose istediği kadar benden bıktığını söylesin. Yaklaşık 15 yıldan beri eksiksiz yaptığı bir şeydi. Biraz olsun yatakta keyif yapmak için yorganın içinden kafamı çıkarmadan duymasını umarak seslendim.
"Rose aç değilim kahvaltı istemiyorum. Uyumak istiyorum!"
Sonunda üstümden almaya çalıştığı yorganımı serbest bıraktı.
"Sen her zaman açsın Bella. Şu an sadece Michael'a triplisin mavi kafa."
Bazen Rose'un her zaman beni anlamasına sinir oluyordum. Benim her hareketimin anlamını bilince ben bile kendimi ondan iyi tanımıyormuş hissine kapılıyordum. Ama tabi ki bunu itiraf etmezdim.
"Saçmalama Rose. Niye Michael'a tripli olmalıyım ki? Bunun için hiç bir sebep yok."
Her ne kadar kafam yorganın içinde olduğu için göremesemde onun göz devirdiğine emindim.
"Bella sana iki kelime söyleyeceğim sen anlayacaksın neden olduğunu bak 'dün akşam' yeterince açıktı bence."
Bu lafına karşılık sonunda kafamı yorgandan çıkardım ve oksijene kavuştum.
"Her neyse Rose... Uyumama izin verecek misin?"
Sorduğum soruya karşılık gülümsedi.
"Bugün benden izinlisin yat uyu."
İyi yürekli Rose'm benim be.
"Sana minnettarım Rose..."
Kafamı tekrar yorganın içine soktuğumda kapının çarpmasıyla Rose'un kahvaltıya indiğini anlamıştım. Uyku... Uyku... Uyku... Tam olarak ne kadar harika bir şey olduğunu kendimce sayıklayarak göstermeye çalışırken henüz 10 dakika geçmişken kapının çalması beni deliye çevirmiş olabilirdi.
"Rose! Hani bu gün izinliydim. Daha uykuya dalmamıştım bile!"
Bağırdığımda ses bana cevap vermeden yorganın altından duyduğuma göre odaya girmişti. Ve ben kendimi yine yorganım cekistirilirken bukuyordum. Bu sefer daha güçlü çekiyordu aşağıda ne yediyse güçlenmiş.
"Rose baya güçlenmişsin beni yere düşürücen bırak şunu.."
Söylenmeme aldırmıyordu. Tanrım bu kız beni ikinciye deli ediyordu. Buna dayanamayıp kafamı yorgandan çıkardım.
"Bir uyutmadın be..." Karşımda Rose'u beklerken Michael'ı pijamalarıyla görmemle şaşkınlıktan yorganı Michael'ın üzerine atmıştım.
"Bella ne yapmaya çalışıyorsun?" Attığım yorganı üzerinden aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİCHAEL' S ANGELS
Fanficİki kız...Rose ve Bella...Karanlık bir köşede tanışan ikili... Ve karanlıklarını aydınlatan beyazların kralı... İki gözde sabitlenmiş duygular...Hissedilen kalp atışları...Nefesleriniz tutun!Michael'ın melekleri geliyor!..