Bölüm 3 - Kraliçenin Kaderi

50 9 0
                                    

"Komutan olucağımı söylemiştin Akhilla?"

"KRALİÇE Akhilla!"

"HAİN Kraliçe Akhilla! Bana karşı konuşmalarına dikkat edeceksin! Bana bir söz verdin ve ben senin utanç verici sırrını saklamaya yemin ettim. Ama ne oldu? Hayatında bir grup askere emir vermemiş olan zavallı bi asker parçası komutan oldu. Bense onun uşağı. Birbirimize karşı sözlerimi tutmuyorsak daha fazla beklememin bir anlamı yok hain!"

Kraliçe korkuyordu. Eğer Pandereos konuşursa ölmek için krala yalvaracaktı. Kafasını iki elinin arasına aldı ve düşündü. Derin bir nefes aldıktan sonra cevap verdi.

"Pekala. Bana bir şans ver. Siz savaştayken burada Kralla olacağım. Bu uzun zaman içerisinde onu ikna etmeye çalışacağım. İnan bana Pandereos, o düşünemeyen, toy Lokias bir tek sana ve bana değil, tüm orduya rezil olacak. Ordusunu hüsrana uğratan bir komutanı kimse istemez. Söz veriyorum."

Pandereos gülümsedi. Kraliçeyle dalga geçmekten zevk alıyor gibiydi. Birden ciddileşti. Akhillanın kolunu sıktı ve fısıldayarak konuşmaya başladı.

" Bana bak köylü kölesi. Kraliçe olup Homeklios'a çocuk vermen umrumda değil! Bir erkek evlat bile doğuramadın. Ben doğduğum günden beri ölümle yaşıyorum. Ölmek benim için artık bir arzu ! Eğer dünyadaki arzularımı karşılamazsan beraber ölüme gideriz ! "

Kraliçe öylece kalmıştı. Tek bir kelime edememişti. Komutan yardımcısı arkasını döndü ve hızlı adımlarla uzaklaştı...

- - - - -

Komutan Lokias Kralın huzuruna çıkmak için nöbetçilerden izin istedi. Kapı çalındı ve komutan içeri alındı.

" Yüce kralım. Ordularımız hazır. Yola çıkmak için emrinizi bekliyorum. "

Kral Homeklios her zamanki ciddiyetiyle ayağa kalktı. Lokias'a doğru yürüdü. Elini Lokias'ın omzuna koydu ve ciddi bir sesle konuşmaya başladı.

" Lokias. Ordularımın kumandanı. Sana olan güvenim tam. Artık savaştan halkımız yıldı. Herkes savaşta ölmek için yaşadığını düşünmeye başladı. Bu zaferi alırsan herşey biter. Kuzey Krallığı'nı vergiye bağlarız. Bu savaşı kazanmanı emrediyorum Lokias. Eğer kaybedersen herkes canıyla öder. Şimdi gidin. "

Lokias kralı selamladı ve çıktı. Yardımcısını çağırdı ve Çanların çalınmasını söyledi. Hızla karargaha doğru yürümeye başladı..

- - - - - -

Sirius odasında Bilge Temethos ile konuşuyordu.

" Beni dinle Kudretli Sirius. Bir gün Yüce tanrı Zeus aşık oldu. Bir ölümlüye. O kadar çok sevmiştiki ona tapınağın yolunu gösterdi. Tanrı olması için ona fırsat verdi. Ama Zeus'un oğlu Ares, yüce savaş tanrısı babasının aşık olduğu kadının zalim bir kraliçe olduğunu gördü. Halkına zulmeden bir kraliçe. Babası ile evlenmemesi için saraya geldi. Kralı öldürdü ve Kraliçeye soğuk zeminde sahip oldu.. Yüce Zeus aşkını bir anda yitirmişti. Kraliçeden iğrenen Zeus hüküm verdi. Artık hiçbir asker hiçbir yöneticiyle evlenemez! Yöneticiler yöneticilerle,askerler askerlerle evlenebilir. Bu hükümden sonra hiçbir asker bir yöneticiyle evlenmedi. Eğer evlenirse Zeus'un lanetine mağruz kalır. Halk ayaklanır. Depremler olur. Bu dediklerimi unutma Kudretli Sirius.  Sadece bir yönetici ile bir yönetici hane kurabilir. "

Sirius konuşmadan sıkılmıştı. Sert bir sesle cevap verdi.

" Yeter bilge. Senin tanrıların bizim askerlerimiz can verirken neredelerdi? Yıllardır iki krallıkta barış için Arese dua ediyor. Neredeler? Kötü günümde yanımda olmayan tanrı evliliğimede karışamaz. Eğer yönetici olmak gerekiyorsa.. Günün birinde elbet.. "

Sirius'un LanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin