4. BÖLÜM

108 9 3
                                    

İnsanlar hep telaş içerisindeydi. Herkes çaba gösteriyor, birşeyler kazanmaya çalışıyordu.

Etrafına baktı genç kız ofisin içindeki insanlar ne yapacaklarını biliyorlardı. Fakat Aleyna onlar gibi değildi. Daha ne yapacağını tam olarak kavramış değildi. Bu durumda kendisini kötü hissetmesini sağlıyordu. Kendini dışarı attı hava almak için. Dayanamayacak raddeye gelmişti çünkü.

**********

Savaş şirketten çıktıktan sonra telefonu çaldı arayan Doruk'tu. "Ne oldu yine?" diye sordu bıkkınlıkla "Abi iki tane kızla kaza yaptık." diyen Doruk'un şaka yapıp yapmadığını anlamaya çalıştı Savaş "Ne? Dalga mı geçiyorsun oğlum sen benle?" diye sordu gülerek. "Hayır, abi ya ne dalgası? Kızın biri şimdi Kuzey'i dövecek valla." diye söylendiğinde ciddi olduğunu anlamıştı. Arkadan da bağırışma sesleri geliyordu. "Nerdesiniz oğlum siz?" diye sordu. "Şirketin 2 sokak arkasındaki ana yoldayız abi." dediğinde arabaya atladı "Bekleyin Allah'ın cezaları bekleyin." diyerek sırıttı genç adam sonunda hayatına bir hareketlilik gelmişti. Hele şükür.

#####

Çalan telefonu ile irkildi Aleyna. Sena arıyordu. Gözlerini bayarak cevapladı telefonu genç kız. "Efendim Sena?" derken bir yandan telefondaydı kulağı. "Aleyna!" diye bağırmasıyla irkildi. "Ne oldu kızım ne diye bağırıyorsun?" diye sordu sakince. "Kaza yaptık!" dediğinde ilk bir kaç saniye anlayamadı anladığınd Senanın kulaklarını acıtacak derecede "Ne, sen ciddi misin?!" diye cırladı. Sena, Aleyna'nın cırlamasından dolayı bir kaç saniye telefonu kulağından uzaklaştırdı. "Aleyna bir cırlama amına koyayım. Evet, 2 tane hödük bize çarptı." Aleyna hâlâ inanamıyordu. "Oha, nasıl yani, birisi size mi çarptı, Sevim ne yapıyor?" diye sorduğunda Sena gözlerini Sevim'e çevirdi kafasını iki tarafa sallayarak "Onu hiç sorma. Karşısında ki çocuğu dövmek üzere." Aleyna kafası iki tarafa sallayark güldü "Neredesiniz?" diye sordu. Sena bir yandan Sevim'i sakinleştirmeye çalışırken "Şirketin 2 sokak arkasında ki anayolda." diyerek aldığı nefesi sesli bir şekilde geri verdi. Aleyna "Tamam tamam geliyorum tut Sevim'i bir şey yapmasın çocuğa. diyerek güldü.

**********
Aleyna'nın Ağzından

Arabaya atladığım gibi yola koyuldum. Oraya vardığımda Sevim'in karşısında ki çocuğun üstüne atlayacakmış gibi baktığını gördüm. Arabadan inip yanlarına gittim. Sevim karşısında ki çocuğa "Ya bak hala konuşuyor hem suçlu hem güçlü." diye bağırdı. Çocuk sinirle elini saçlarından geçirip sinirli sinirli güldü "Ya kızım adam gibi özür diledik ya zararın neyse..." diye devam ediyordu ki Sevim araya girdi. "Adamlık özür dilemek ile mi oluyor lan? Allah Allah ya gitti arabanın orijinalliği." diyip arabasına üzgün üzgün baktı.

Sevim'in yanına gidip omzuna dokundum "Sevim tamam sakin ol." Sesimi duyduğu gibi bana döndü. "Nesine sakin olayım Aleyna ya? Arabanın halini görmüyor musun?" diyerek sinirle söylendi. Sena, Sevim'in omzuna dokunarak " Ya kızım, tamam sıkıntı yok, polislikte bir durum yok bir çekici yolda zaten şoförde geliyor o aldırır arabayı, hadi biz gidelim." diyerek ikizini sakinleştirmeye çalıştı. Sevim onun bu söylediğinden sonra derin bir nefes alarak kafasını salladı.

O arada erkeklerin arabasının arkasında bir araba durdu. Gözleri önce arabanın hasarını tartmak üzere arabanın üzerinde gezindi. Sonra ise arkadaşları olduğunu düşündüğüm çocuklara baktı, bir şey söyleyecekmiş gibi bakarken karşısında sinirle soluyan Sevim'i gördü "Tamam, gidelim yoksa ben bu çocuğu öldürürüm." diyerek arabama bindi. Yeni gelen çocuk ise arkadaşlarına bunun kaza yaptıkları 2. aracı olduğu hakkında bir şeyler söylüyordu. Umursamadım, Sena'nın kolundan tutup onu da arkamdan arabaya sürükledim. Yolculuk sessiz geçmişti. Kızları aile yemeğinin olacağı mekana bıraktığımda bende eve geçmiştim. Kendimi koltuğa attım. Daha evin sessizliğine alışamamıştım. Sıkıldığımda ne yapabileceğimi düşündüğüm uzun süredir bara gitmediğimi fark ettim. Hazırlanmak için yukarı çıktım. Dolabımın başına geçtiğimde siyah yüksek bel deri taytı, kırmızı büstiyeri, deri ceketini çıkardı ve giydi. Saçlarını dalgalandırdı ve olmazsa olmaz eyeliner, rimel ve kırmızı rujumu sürdüm. İşte şimdi hazırdım. Yüksek topuk siyah botlarını giydi. Şimdi ise sıra bara gitmekteydi... Aslında kızlar olmadan gitmezdim ama Altay amca kızları zorla bir aile yemeğine götürmüştü, aslında beni de davet etmişti sende benim kızımsın diyerek ama reddetmiştim. Gitmek istemiyordum.

Bardan içeri girdiğimde tanıdık koku, ter, içki, sigara...

İnsanlar dünyadan soyutlanmış biçimde dans ediyordu. Kendimi bar taburelerinin birine attım barmene bir viski istediğimi söyledim. Bardaklar ardı ardına bitiyordu. Kafam dönmeye başladı, sanırım sarhoş oluyordum. Bir süre etrafımı izledim, kendinden geçerek dans edenler, yarın yokmuş gibi içenler, ha birde yiyişenler vardı ve ben onları anlamıyordum, yiyişevek tek mekan burası mı kalmıştı ya? Etrafı incelemeye devam ediyordum ki locada oturan birisine gözüm takıldı. Direk olarak bana bakıyordu. Bende ona baktım, çok güzel bakıyordu. İçkinin etkisinden diye düşündüm çünkü bir insan asla bu kadar güzel bakamazdı ama ben bu adamı tanıyordum bir yerden. Ama nerden tanıyordum bu adamı..? Bir viski daha istemek için barmene döndüm. Viskimi alıp tekrar karalara dönmek istedim ama o gizemli karalar yoktu. Bu duygularda nesiydi tanımadığı adam için üstelik. Olumsuz anlamda başını salladı genç kız böyle şeyler hep bu sarhoşluğun etkisiydi.

-SON-

AYNI GÖKYÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin