Genç kız duyduklarına inanamıştı. Resmen dünyası başına yıkılmıştı. Karşısındaki adam ona ailen artık yok diyordu. Aileni kaybettin. Beyni adamın söylediklerini algılamaya başladığında "Hayır olamaz ailem ölemez." diye.
Neye uğradığını şaşıran genç kız kendini hastanede buldu. Bacakları titriyordu. Birazdan tespite girecekti. Dualar ediyordu. Allah'a sığınıyordu. Şuan da çaresizliği iliklerine kadar yaşıyordu. Resmen içinde fırtınalar kopuyordu. Bir taraftan üşüyor diğer taraftan cayır cayır yanıyordu. Morgun kapısına geldiğinde ayakları adeta geri geri gidiyordu. Zorlada olsa içeri girdi genç kız. 3 tane sedye ve üzerlerinde beyaz birer örtü. Görevli yavaşça ilk sedyenin başına gitti tam örtüyü açacakken "Açma!" diye bir ses yankılandı. Görevlide şaşırmıştı daha örtü açılmadan genç kızın gözleri dolmuştu. Hazır olduğunu belli edercesine kafasını salladı. Görevli yavaş yavaş örtüyü açarken örtünün yanına düşen sarı - kahverengi bukleleri görünce yüzüne bakmadan anlamıştı annesi olduğunu genç kız. Yavaşça kafasını eğdi cesaret almak istercesine. İçine birşey oturmuştu, Sanki vücuduna binlerce iğne batırılıp çıkarılıyordu. Kafasını kaldıracak cesareti topladığını düşünüce yavaşça kafasını kaldırdı genç kız. Sedyenin üzerine baktığı an bacakları kendini taşıma yetisini yitirmişçesine sendeledi ve duvara tutundu Aleyna. Ağzından inilti ve feryatla karışık bir tek kelime çıktı "Anne!"
Çok yorulmuştu kız artık. Annesinin, babasının, abisinin cansız bedenini görmek... O 3 bedenin yükünü taşımayıp kendini karanlığa bıraktı. Etrafta ki görevliler ne olduğunu şaşırarak kızın yanına gittiler. Aleyna'nın sarı saçları dağılmıştı ve gözleri kapanmıştı. Görevliler kızın nabzını kontrol edip hala kalbinin attığını görünce hemen acile götürdüler. Doktor kıza baktığında sadece bayıldığını 1 iğne yapıp 1 serum takmalarını söyledi. Giderken baktığı kızın neler yaşadığını öğrendiği için acımıştı kıza. Hemşirelerden biri serumu takarken Diğeri ise telefonun şifresini açıp en son görüştüğü kişiyi bulmaya çalışıyordu. En son konuştuğu kişiyi bulduğunda elini sağa kaydırdı. Karşıdaki kişi "Aleyna iyi misin? Sana bir şey olmadı değil mi? Burak abi nasıl? Ceylan teyze Mustafa amca nasıl?" diye tek nefeste konuştuğunda hemşire şaşırdı şaşkınlığını attığı anda " Hanımefendi arkadaşınız bayılmış. Yanında kimse olmadığı için son konuşulan kişiyi aradık." dediğinde kızın şaşkınlıktan ağzı açık kalmıştı. O -birlikteyken- neşeli hareketli kıza mı olmuştu bu?
Genç kızın başı çok ağrıyordu yavaş yavaş uyanmaya başladığında ellerini kaldırıp başına getirmeye çalışsa da götüremedi sanki ellerini sıkıyorlardı. Bunu yapan sadece abisi olabilirdi "Abi." diye isyan etmesiyle ikizler gözyaşlarına boğulmuştu. En yakın arkadaşlarını bu şekilde görmek ikisini de çok üzmüştü. Aleyna ağlama seslerini duyunca kendini zorladı. Yanında ikizleri gördüğünde şaşırdı o abisi sanıyordu." Ahh kızlar pardon sizi abim sandım."dediğinde kızlar şaşırdı. Aleyna etrafına baktığında hastanede olduğunu gördü. Hadi ama olanlar rüyaydı ve sinir krizi mi geçirmişti yine? "Of kızlar özür dilerim galiba yine kâbus görüp sinir krizi geçirdim." dediğinde kızlar Aleyna'nın ne düşündüğünü anlamıştı ki Aleyna devam etti "Ama varya çok gerçekti. Böyle annem, babam, abim bir kazada ölmüştü." İşte bunu duyan ikizler gerçekten yıkılmışlardı. Aleyna onların suratlarını gördüğünde duraksadı. Neydi gördükleri rüya değil de gerçek miydi? Odaya Doktor girdi "Kendini nasıl hissediyorsun." diye sorduktan sonra duraksayıp "Biliyorum yaşadıkların çok ağır..." İşte o an idrak etmişti her şeyi Aleyna. Yaşanan herşey gerçekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNI GÖKYÜZÜ
Novela JuvenilAşk onları birleştirirse... Birbirinin yaralarını sarabilirler mi?.. Kimsesizliklerini unutturabilirler mi?.. Ve en önemlisi AYNI GÖKYÜZÜ'nü paylaşabilirler mi?.. ** Her aşk mutlu sonla mı biter?... _sevsen_