YENİ DOSTLAR

15 1 0
                                    

  Anneannemlere vardım. Şimdiden ne denli sıkılacağımı hayal ediyorum da... Eve vardığımda odaya yerleşim. Daha sonra anneannemlerle sohbet ettik.Bilirsiniz işte şu yetişkinlerin tipik soruları... Daha sonra anneannem sıkıldığımı anlamış olmalı ki  başka bir konu açarak söze başladı. ''Karin, bak sana ne diyeceğim. Yarın kahvaltını yaptıktan sonra bizim mahalledeki diğer çocuklarla tanışabilirsin. Ne dersin?'' Bu fikir bana çok cazip gelmemişti. Ama anneannemi kırmamak için ''Belki.'' demekle yetindim. Sonra da müsade isteyip odaya çekildim.

  Pırıl pırıl bir güne uyanmıştım. Mutfaktan tabak çanak sesleri yükseliyordu. Üstüme düzgün bir şeyler takıp anneannem ve dedemin yanına gittim. Kahvaltı hazırdı bile. Kahvaltım sona erip masayı toparladıktan sonra salondaki kanepye oturdum. Anneannem şu arkadaş konusunu bir kez daha açtı. Ben yine isteksizce cevap verince üsteledi. Ben de dışarı çıktım. Birkaç adım atmıştım ki çocuk sesleri duydum. Yanlarına gidip seyrettim. Bir çocuk yanıma gelip oyuna katılabileceğimi söyledi. Ben de kabul ettim. Ama önce tanıştık. Beni oyuna davet eden siyah saçlı, mavi gözlü kızın adı Selin'di. O da benim gibi 13 yaşındaydı. Selin'in yanında duran orta boyda bir kız vardı. Saçları turuncuya çalan bir renteydi. Gözleri de yeşil. Adı Pırıl'mış. O da 13 yaşındaymış. Ve biraz daha arkada duran biri kız biri erkek iki çocuk vardı. Onlar ikizmiş meğerse. İkisi de kahve rengi saçlıydı. Kız olanın adı Melis, erkek olanın Can'dı. Ve şansıma onlar da 13 yaşındaydı. İyi insanlara benziyorlardı. Çok vakit kaybetmeden oyuna başladık. Misket oynuyorlarmış. Pırıl bana da bir kaç misket verdi ve oynamaya koyulduk. Bu oyun bitince biraz da saklambaç oynamaya karar verdik. Biz zamanın nasıl geçtiğini anlamadan anneannem balkondan seslendi. '' Haydi Karinn! Hava kararıyor.'' Anneannem çağırdığı için sinirlenmiştim. Ne güzel oynuyorduk! Ama yapacak bir şey yoktu. Gerçekten de hava kararıyordu. Yeni arkadaşlarımla birer birer vedalaştım ve eve gittim. Anneannem beni soru yağmuruna tuttu. ''Arkadaşlarını sevdin mi Karin? Günün nasıldı Karin? Güzel oynadınız mı?'' Bu ardarda gelen soruların üzerine anneanneme cevap verdim. '' Her şey güzeldi anneanne. Beni merak etmene gerek yok.'' Bunun üstüne anneannem rahatlamış bir görüntüyle mutfağa yöneldi ve yemekleri koydu. Bugün yemekte domates çorbası, patates yemeği ve salata vardı. Afiyetle yedim. Çok acıkmış olmalıyım ki tüm tabağımı çabucak bitirdim.  Uyumak üzere odaya gittim.

    Bugün rüzgar ve gökgürültüsü sesleriyle uyandım. Mutfağa gittim. Kahvaltımı yaptım. Tam hazırlanmak üzere odaya gidecekken yağmur yağdığını anımsadım. Bugün yeni arkadaşlarımla oynayamayacaktım. Üzülmüştüm. Derken telefon çaldı. Anneannem açtı. Arayan Pırıl'dı. Anneannem telefonu bana verdi. Pırıl konuşmaya başladı. '' Merhaba Karin. Bugün hava çok yağmurlu olduğundan Selin, Melis ve Can bizim evde toplandık. İstersen sen de gel. Çok eğleniriz.'' Çok sevinmiştim. Hemen yanıtladım. '' Çok güzel olur Pırıl. Anneanneme söylerim o beni bırakır herhalde.'' Pırıl hoşnut bir şekilde '' Sevindim.'' dedi. Derhal anneanneme haber verdim. Anneannem kabul edince çabucak hazırlandım. Elimize birer şemsiye alıp sokağa çıktık. Zaten evleri birkaç apartman ötedeymiş. Zili çaldık. Beraber apartmana girdik. Anneannem beni Pırıllara teslim ettikten sonra eve gitti. Ben de bir bir selamlaştım yeni arkadaşlarımla. Sonra biraz sohbet ettik. Bir köpeğimin olduğunu duyunca  hepsi '' Ayy çok tatlıdır o şimdii. Adı nee?'' diye konuşmaya başladılar. Ben de adının Lucky olduğunu söyledim. Tam o sırada Pırıl'ın annesi girdi odaya. Bize yiyecek bir şeyler getirmişti. Hepimiz teşekkür ettik ve yemeğimizi yedik.Yememiz bitince yağmur da durmuştu. Dışarı çıktık. Oyun oynayamazdık. Yerler su birikintileri ile doluydu. Biz de biraz dolaştık. Yürürken bir ses duyduk. Bu acı bir miyavlamaydı. Sese yöneldik. Birde ne görelim 6 tane yavru kedi bir kutunun içinde sırılsıklam halde duruyordu. Çok üzüldük onların bu haline. Acaba anneleri gelir mi diye bir süre bekledik orada. Ama faydasızdı. Bu minik yavruları korumak için bir yol bulmalıydık. Fikir Can'dan çıktı. Konuşmaya başladı. '' Biz beş kişiyiz. Herkes bir kediyi bir süreliğine eve alsa. Biz de Melis'le evimize iki kedi alırız. Böylece hiçbir kedi yalnız kalmaz.'' Herkes bir süre düşündü ve ''Tamam.'' dedi. Herkes bir kediyi kucakladı  ve vedalaşıp evlerine gittiler...




BİR YAZ ÖYKÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin