6. BÖLÜM

29 3 0
                                    

Zehra'nın doğum günü için beklenen gün geldi. Sabah olduğun da ilk defa yüzümü buruşturmadan gözlerimi açabildim.

Berk ve Demir ise çoktan kalkmışlardı. Ben ise uykucu şirinliğimi her birinin gözlerine soktum. Haha yaşasın kötülük! Çok mu klişe oldu ne?

" Orada dikileceğine gelde bize yardım et prenses. "

" Bana dediğin gibi Demir, ben bir prenses'im ve mutfak işlerine girişmem. "

Ardından kıkırdadım. İkisi de yüzüne hem şaşkın hem de sinirli ifadelerini takındıkların da, korkudan " Aman be! " diyerek sofrayı kurmaya başladım.

Bir süre sonra Zehra uyandığında Berk hiç durmadı ve hemen Zehra'ya giyinmesini, onu özel bir yere götürmesi gerektiği söyledi.

Zehra hiç itiraz eder mi?! Anında hazırlanıp kahvaltısını bile yapmadan arabaya atladı. Ne? Zehra kahvaltısını bile yapmadan arabaya mı atladı? Sanırım kıyamet kopacak!

Berk bize kaş göz ifadesi yapınca Demir yine öküzlüğünü açık-ara arttırmaya sundu. Ben ise Berk'in ne demek istediğini anlayıp baş parmağımı havaya kaldırıp, şirin yüz ifademi takındım.

Berk araba'nın gazına hızla basıp oradan ayrıldı. Ben ise Demir'e karnına hızla dirseği yedirdim. Yediği dirsekten sonra benimle daha fazla konuşmadı. Ama bizde yani hediyeleri almamız lazım.

Arabama atladım ve yola koyuldum. Demir ne yaptı hiç bilmiyorum. O da Zehra'ya hediyesini verir. Özel bir şeymişte o yüzden..

Düşüncelerimden hızla kurtulup, ayaklarımı alış-veriş merkezinin, sürgülü kapısına doğru yönlendirdim. Fakat aniden birine çarptım. Hızla yanımdan uzaklaştı. Onu unutup devam ettim.

X ray cihazlarına geldiğim de iste derin bir " Of! " çekip oradan geçtim. Cihaz ötmeye başladığın da üzerimde ki metal eşyaları çıkartmamı söylediklerin de ise uflaya puflaya istediklerini yapıp tekrar x ray cihazından geçtim.

Cihaz tekrar öttüğünde ise beni aramak istediklerini söylediler. Bu durumdan fazlasıyla sıkıldım. Üzerimi aradıktan sonra ağzı açık çantamdan siyah bir silah çıktı. Ne ağzı açık çanta mı? Senin çantandan silah çıkmış sen neyin derdindesin ya? Dediğinizi duyar gibiyim. Ulan benim çantam açık olmasa içinden nasıl silah çıkacak?!

O değil de bu silah benim çantama nasıl girdi? Bir dakika, bana çarpan kişi... Yoksa... Kapşonundan yüzü biraz gözüktü. Hatırla, hatırla... Can!!!

Hay.. Of var ya!

" Hanım efendi sizi götürmem lazım! "

" Bu, bu benim değil. "

" Hanım efendi! Bir yakınınız varsa karakolda ararız, şuan hemen gitmemiz gerek! "

" Peki.. "

Sadece bunu diyebildim. Sadece peki... Karakola vardığımda herkesi teker teker arattım. En azından Demir evin organizasyonunu ve hediyesini tamamlamış. Berk ise geziyi şimdi bitirebileceğini söyledi.

On beş dakika falan sonra karakola geldiklerin de Demir'in yüzünde ki endişe ve şaşkınlığı rahatça seçebiliyordum.

-----------

Karakoldan çıktığımız da ise herkes beni sorguya çekti.

" Ne oldu? Ne yaptın? Nasıl geldin buraya? Nasıl becerdin? Kim yaptı lan bunu sana?! "

Bu soruların kime ait olduğunu söyleme gereksinimi bile duymuyorum. ( Sorgucu cadı Zehra )

" Nefes al yoksa şuracıkta canını teslim edeceksin! "

" Sorularımın cevabını derhal vermezsen eğer öleceğim! "

Olayların hepsini anlattığım da Demir ve Berk'te öğrenmiş oldular. Eve gittiğimiz de Demir girmemize izin vermedi. Kendisi bizleri kapının önünde ağaç ettiği için bunun hesabını ağır bir şekilde ödeyeceğini bilmesi gerek!

Olamaz! Biz, biz... Telaştan etrafı hazırlamayı unuttuk. Hayret! Berk kapıyı yüzünde kocaman bir sırıtışla açtı! Yine ne oldu acaba?! Düşüncelerimi kapının hemen yanında duran çöp kutusuna doğru basket attım. Berk bey ' Hanımlar önden. ' der gibi bakarak eliyle içeriyi gösterdi. Biz de hafif şımararak ' Mersi! ' bakışımızı attık.

İçeriye doğru ayaklarımı sürükledim ve gördüklerim karşısında şok yaşadım. Zehra'nın doğum günü kutlaması fakat ben seviniyorum ne iş?!

" Zehra çok özür dilerim ya hiç güzel olmadı biliyorum ama elimden anca bu kadarı gelebildi.. "

" Demir! Sen, sen.. Kafayı mı yedin?! Bu, bu olağanüstü bir şey. Özellikle de pastaya bayıldım! "

" Haha! Gerçekten mi? İyi o zaman süper hadi kutlama başlasın! "

---------

Sabah kalktığım da ikili koltukta iki büklüm uyuya kaldığımı fark ettim. Demir üçlü koltukta, Zehra ve Berk ise yerde uyuya kalmışlar. Ayağa kalktığım da hafif yeltelendim. Dik durmayı başarabilmem iki dakika falan sürmüştür.

Ardından her yeri toplamaya koyuldum, fakat bunu tek başıma yapacak değildim. Diğerlerini insanlık dışı yöntemlerle uyandırmayı planladım.

Demir'in avcunun içine krema sıkıp, burnunu yastık tüyleriyle gıdıkladım. Burnunu kaşımak için elini burnuna götürdüğün de ise burun delikleri resmen kremayla dolmuştu. Bunu hissedince kız gibi çıklık atınca koltuktan düştü. Ben kıkırdayarak sus işareti yaptığım da görmüş olmalı ki bağırmayı kesti.

Sıra, Zehra ve Berk'e geldi. Onların kulağının dibine doğru eğildim ve Demir'in bana uzattığı balonu ve ine'yi elime alıp pis pis sırıttım. Sonra balonu kulaklarının diplerin de patlatınca refleks olarak sıçradılar.

Biz gülme krizine boğulurken, onlar bize teker teker yastık fırlattılar. Madem yastık savaşını başlattınız sonuçlarına da katlanacansınız!

Yeni bölüm ( YB ) biraz geç geldi farkındayım ama sınavlara çalışmaktan ara buldukça emin olun ki YB yazmaya çalışıyorum. Umarı beni anlarsınız. Teşekkür ederim. Multi media Zehra'nın doğum günü pastası!

ZORLU HAYAT (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin