2. BÖLÜM

73 6 2
                                    

Arabaya atladım ve okula gittik. Arabadan indiğimde bana bayağı sert davranmaya başlamıştı. Gerçekten böyle yapmasını hiç de sevmemiştim, sevememiştim nedense..

'' N- noldu sana Demir? ''

'' Bir şeyim yok! ''

Sesi olabildiğince soğuk ve ürkütücü çıkmıştı. Doğrusu ondan artık ürpermeye başlamıştım. Meden böyle yapmıştı?

Yaptıklarına bir anlam veremeyen ben, takılmak içinde arkadaş yokluğu çekiyordum.. Sınıfa girince herkesin odak noktası ben olmuştum.

Demir kantine nedensizce inmişti. En arkada ki sırama geçerken oldukça yavaş davranmaya özen gösteriyordum.

Önümde oturan bir kız vardı. onunla arkadaş olmak istemiştim.

'' Merhaba! ''

'' Merhaba. ''

Daha söyleyecek bir şey bulamamışken o bana merak ettiği konulardan sormayı tercih etmişti.

'' Demir, aranızda bir şey var mı? ''

'' Yok be! ''

'' Şey... Arkadaş olalım mı?! ''

'' Tabi ki! Neden olmasın?! ''

'' Hadi o zaman, gel biraz dolaşalım, sıkılmış gibi duruyorsun. ''

'' Ah, evet. Çok ihtiyacım var! ''

'' Şey... İsmin ne? ''

'' Hira. Senin? ''

'' Zehra. ''

Sınıftan çıkmak için ayağa kalktığım da o da kalkmıştı. Dışarı çıkmak için adeta yarışıyorduk.

Sonun da kendimizi sınıftan dışarı atabilmiştik. Buna çok sevindik. Bahçeye inmek için merdivenlerden hızla inmeye çalıştık.

Tekrar çocukluğuma döndüm. Sonun da bahçeye varabildik. Kol kola girmeyi ben hiç sevmediğim için girmedik.

Sanırım o da sevmiyordu ki denemedi bile. Hiç konuşmadık. Sadece etrafta dolaşıp, sabahları yağmurdan sonra oluşan torak kokusunu içime çekmeye bayıldım.

Zehra ile çok ortak yönümüz vardı. Benim dünyada ki bir diğer eşim de Zehra olsa gerek. Erkekler top oynarken, biz gezmek amacıyla aralarından geçtik fakat geçtiğimize bin pişman olduk.

Resmen bizi top yağmuruna tuttular. Kafama kaç tane top isabet etti o hızla sayamadım. Saysaydım da hatırlamayacağıma eminim.

-------------------------------------------

Gözlerimin arasından sızan ışıkla gözlerimi hafiften araladım. Bir süre sonra gözlerim tam açılacak kıvama geldiğin de hiç durmadan öyle yaptım.

Sol tarafıma baktığım da Zehra baygın bir haldeydi. Zehra'nın duyacağı kadar kısık bir sesle. ' Uyan Zehra! ' dedim. Fakat duymadı.

Duymadığını anladığım zaman kafamı resmen yastığa gömdüm. Kimsecikler yoktu başım da belki beni merak edip ziyaretime gelen bir kişi dahi yoktu.

Sinir küpüne dönmüştüm resmen. Kimse için önemsenilmiyordum bile. İstenilmeyen bir kişi olmak bu dünyada düşündüğünüz kadar zor değil.

Çünkü ondan kat kat daha fazla. yaşamayan bilmez, bilemez. Bir süre sonra artık gerçekten canım fazlasıyla sıkılmaya başladı.

Tekrar soluma baktığım da Zehra'nın benim gibi uyanmaya çalıştığını fark ettim. ' Zehra ' diye seslendiğim de, bakışlarını bana yönlendirdi.

Güçlükle tebessüm etmeye çalıştı. ' Kendini fazla zorlama! Mutlu veya mutsuz olman önemli değil! Sadece sen gözlerini aç o bana yeter! ' diye fısıldadığım da gözlerinden teker teker yaşlar süzülmeye başladı.

---------------------------------------

Evet, şuan Zehra ile taburcu edildik. Yolda yürürken ayaklarımızı, birbirimizin ayaklarının önüne özenle yerleştirerek atıyorduk.

Ben bir insana hiç bu kadar hızlı ısındığı mı hatırlamıyorum. Gerçekten bu fazlasıyla tuhaftı. En azından benim için..

Zehra ile aramız gayet iyiydi ben bozulmayacağını ümit ederek başlıyorum artık her güne.

Böyle, böyle okula vardık. Bahçe kapısından içeriye girerken, bahçe de top oynayan erkekleri benim hırlamam durdurdu.

Merdivenleri yavaş, yavaş ve özenle, çıkmaya özen gösteriyorduk. Sınıf katına vardığımız da, alay konusu olmamak için adeta dua ediyorduk.

Sınıf kapısını yavaşça ve özenle açmaya çalışıyordum. İçeri girerken oldukça dikkatli ve tedirgin olduğumu fark etmiştim. Hayret, benimle ve Zehra'yla hiç kimse alay etmemişti.

Aksine herkes bize fazlasıyla özen gösteriyordu. Hocaya bu sorunun cevabını almak için sorduğum da, ' Size iyi davranmayanların ve bahçe de futbol oynayanları disiplinlik edeceğini söyledi müdür. ' yaşasın! artık kimse bize karışamaz! Zehra'yla ben artık kahkahalarımızı gizleyemiyorduk.

Sınıfa girerken son bir kahkaha daha patlattık ve son nokta. Sınıf önceden hayvanat bahçesi, şimdi ise resmen meleklerle dolu kocaman bir oda olmuştu. Şu disiplin işinin sicilimize işlemesi çok da kötü olmadı aslın da.

Bir dakika Demir nerede? sabahtan bei onu görmüyorum!

'' Demir nerede? Her hangi biriniz onu gördünüz mü? ''

Herkesten ' HAYIR! ' cevabını duydukça, kalbim sıkışıyor ve nefes almakta zorlanıyordum. Ya ona bir şey olduysa.

Ben, ben, ben o zaman yaşamayı hak etmezdim. İki ders sonra Demir yanıma oturunca çok rahatlamıştım.

'' Seni çok özledim ve çok merak ettim! '' diyerek boynuna sarıldım.

'' Ben de seni çok özledim, merak etme. '' diyerek bana karşılık verdi ve alttan, alttan kıkırdadı.

Çıkış zili çaldığın da çanta mı alıp herkesten önce dışarı fırladım. Demir'i ve Zehrayı beklemek fazlasıyla beni yormuştu.

Bütün sınıf dışarı çıktıktan sonra hanımefendi ve beyefendi fazlasıyla rahatlarına düşkün gözüküyorlardı. Daha çantalarını bile toplamamışlar.

'' Sizi daha ne kadar bekleyeceğim, uyuşuklar? ''

'' Az sabır et Hira! Biz ne yapalım? ''

'' Sabret, sabret karşınız da sabır taşı olsa da o da çatlar. ben mi çatlamayacağım?! ''

'' Amma da abarttın be, tamam lan tamam hazırız. ''

'' Sonunda! Hadi, fazla vakit kayıp etmeyelim! ''

Her ikisi de sözümü dinleyen uslu çocuklar gibi peşimden geldiler. Evlerimize dağıldığımız da, Zehrayı bize çağırdım. Bundan sonra hep birlikte olmalıydık bence.

'' Benim hiç üst-

'' Biliyorum, şimdilik benim eşyalarımı kullan yarın da senin için alış-veriş yaparız. ''

'' Çok teşekkür ederim Hira. ''

'' Ne demek canım, hadi şimdi uyu bakalım. ''

Yatak odama girdiğim zaman, üzerimdekileri hiç çıkarmadan yatağa fırlattım kendimi. Gözlerimi kapatır kapatmaz, uykunun huzur dolu kolları beni yanına aldı..

Merhabalar! Bu hikayemi beğendiyseniz, diğerini daha da beğeneceğinize eminim. YANSIMA adlı kitabımın ilk bölümünü yayımlamış bulunuyorum. Okuyun ve okutun. Şimdiden çok teşekkür ederim.

ZORLU HAYAT (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin