Enkazda Aşk | 1/4 | Gizem'in Kahrolası Staj Anıları; "1.Gün: Allah Kahretsin!"

124 16 10
                                    

1/4 | Gizem'in Kahrolası Staj Anıları; "1.Gün: Allah Kahretsin!"

Egemen'in benimle aynı yerde staj yapacağını öğrenmiş olmamın 6. Günü. Bugün yataktan Pollyanna gibi kalkıp keyifli bir biçimde gerindim ve "Ne kadar da güzel bir gün!" diye başlayan günüm "Allah kahretsin!" sözüyle nasıl bitti? İşte bu sorunun cevabını bilmek istiyorsanız yazdığım paragrafın başını okuyun. Egemen! İsminin anlamı, her yerde ve herkeste büyük bir etki bırakmasından geliyor sanırım. Ciddi anlamda "Bir insan, ortamında yaşayan insanları nasıl çıldırtır?" adlı deneyi yöneten bir arkadaşımız kendisi.

Staj yaptığım günleri anlatan bir günlük tutsaydım sanırım şöyle bir tablo ortaya çıkardı.

1. Gün Saat 06.45: "Allah kahretsin!"

1. Gün Saat 08.30: "Yaşamak istemiyorum!"

2. Gün: "Allah'ım, al canımı da kurtulayım ya Rabbim! İntihar edip günaha girmek istemiyorum!"

3. Gün: "Nuri Hocadan nefret ediyorum."

4. Gün: "Bu işletmeden nefret ediyorum!"

5. Gün: "Egemen'den nefret ediyorum!"

6.Gün: "Nuri Hocanın da, Egemen'in de, bu işletmenin de, bu dünya üzerindeki herkesin de..."

Daha fazlasını yazsam da yayına girmez, RTÜK kaldırır zaten. Çocukların ahlaklarını bozmamak için burada kesiyorum. Gördüğünüz gibi daha ilk günden İsmail YK'nın "Allah Belanı Versin" şarkısına bağlamışım zaten. Stajın 7. Gününe kadar Egemen'den köşe bucak kaçsam da artık pek şansım yoktu. Fakat her davranışı değişik teoriler üretmem konusunda ilham kaynağı oluyordu. Ya bazı insanların beyni uhu gibi, ağzı açık kalınca uçup gidiyor. Sanırım bu laf Egemen için üretilmiş çünkü her dakika IQ'su hızla düşmeye devam ediyor. Hay arkadaş, nerden çıktın karşıma ya? Bu arada siz ilkokulda da Can ve Egemen'le aynı sınıfı paylaştığımızı biliyor muydunuz? Bu ayrıntı sizi çok üzdü değil mi? Ben ilkokuldan beri bunlara tahammül etmek zorunda kalıyorum, ben ne yapayım? Benim yerimde başkası olsaydı kendini açık bulduğu ilk camdan atmıştı.

Bugün tüm çalışanlar Tetanos Aşısı olacak. Ve tabi biz de... Sağlıkçıların odasına yürürken henüz gelmediklerini fark ettik ve kapısının önünde bekledik. Egemen'le birkaç dakika baş başa geçirmek... Sandığınız kadar romantik değil. Ajdar'la aynı odaya kilitlenmek gibi bir şey. En kötüsü de ne biliyor musunuz? Benimle sohbet etmeye çalışıyor. Ve sohbet açmak için ilk cümlesini tahmin bile edemezsiniz.

"Bence Pepee, Mahmut Tuncer'in çizgi filme aktarılmış hali. Yani diğer türlü sürekli halay çeken bir çizgi film kahramanının mantıklı bir açıklaması olamaz."

Dik dik baktım; bunun diğerlerine göre mantıklı bir açıklama olduğuna mı inanıyordu? Peki, sakinim. "Ailene acıdığımı söylemiş miydim?"

"İlkokuldan beri 34.547 kez olması lazım."

Üşenmemiş bir de saymış ya! Yok, kesin sayıyı salladı. Bu kadar az söylemiş olamam, biran önce performansımı yükseltmem lazım. "Oğlum benle sohbet etmeye çalışma ya! Senle yan yana görünmek istemiyorum."

"Niye? Adımız mı çıkar?" diye sordu şeytani bir gülücükle birlikte. Sanki kendisi Brad Pitt te, benim onunla dedikodumun çıkması gurur kaynağıymış gibi.

"Hayır, kalitemi ve marka değerimi düşürüyorsun."

"Kızım senin dengin benim, anla artık şunu."

"Allah yazdıysa bozsun! Kazmator."

"Niye bu kadar cadı olduğunu sormayacağım. Bu beni daha çok âşık ediyor sana." dedi. Aşk dedi ya, aşk dedi resmen! Geri zekâlı bir kızı inandırabilirdi ama beni... Asla! #DirenGizem

"Bana bak üstüme gelme, kaliteli hanımefendi çizgimden çıkmak istemiyorum."

Tam da bu sırada sağlıkçı Naim Ağabey geldi, çok şükür. Yoksa bu çocuğu öldürüp müebbet yiyecektim. Kapıdan girerken utanmadan kulağıma "Korkuyorsan elini tutarım." diye fısıldadı. Bunu kendi gölgesinden korkan birinin söylüyor olması ne kadar büyük bir ironi böyle? İlkokulda aşı günü korkudan kitap dolabının üstüne tırmanıp sağlıkçılar gidene kadar oradan inmediğini unutmuş sanırım. Ama ben unutmadım. Neyse ilk ben oturdum sedyeye. Naim Ağabey şırıngayı hazırlarken "TC kimlik numaran ne kız?" diye sordu.

"### ###" Aynı anda iğneyi batırınca tabi "Ahhh!" diye bir inilti koptu benden. "#####"

Naim Ağabey "### ile ##### arasına 'Ahhh!' da yazayım mı?" diye sorunca Egemen'le bir akrabalıkları olup olmadığını merak ettim, kabul. Hayır bu kadar tuhaf insanın beni bulabilme ihtimali filin uçma ihtimalinden bile daha alçak.

"Yok, ağabey, o TC kimlik numaramın bir parçası değil." Sanırım bu benim makûs kaderimdi ve geç olmadan alışmam gerekiyordu. Okul ve iş hayatımda sürekli Ego –Egemene ben hep Ego derim- ve onun gibilere rastlayacaktım. Bu kaçınılmaz sonumdu benim. Aşı olma sırası Egemen'e geldiğinde ben çıkmak üzereydim ki "Beni burada öylece bırakıp gidecek misin?" diye sordu beyimiz. Yok, kalıp seni pışpışlayacağım! Hergeleye bak.

Naim Ağabey "Kal kızım kal, belli ki arkadaşın korkuyor. Bak tir tir titriyor." deyince mecbur kaldım. Ele güne karşı beni acımasız göstermesine de ayrıca sinirlendim. Tabi bu fırsattan istifade elimi falan tutmaya çalıştı, yemedim. Bende o göz var mı yahu?

"Egemen'in Tetanos Aşısıyla İmtihanı" isimli korku filmi bittikten sonra dünden kalan eğitim dosyalarını bilgisayara geçirmeye başladık. Buraya sürekli çeşitli iş yerlerinden çalışanlar geliyor, bizimkiler de iş güvenliği konusunda eğitim veriyorlardı. Biz stajyerler de onların doldurduğu eğitim dosyalarını kaydetme görevini yerine getiriyorduk. Öğlene kadar dosyaların bir kısmı bitti, tamamının bitmesine imkân yok zaten. Her gün yenileri eklendiğinden dolayı... Dosyalarla savaşımız bittikten sonra bir liseye eğitim vermek için yola çıktık. Burada staj yapmanın en güzel yönü de sürekli gezip yeni yerler görmek. Çeşitli alanlarda kendini geliştirebilmek te cabası. Lisede her iki personel bir sınıf seçiyor ve oraya deprem öncesi, sırası ve sonrasında yapılması gerekenlerle ilgili çeşitli eğitimler veriyor. Biz de tek kalan personellerin yardımcılık görevini görüyorduk.

Eğitim dönüşünde arabada Selena Gomez'in bir şarkısı çalıyordu. Hangi şarkısıydı dikkat etmedim fakat arkamda biz stajyerlerden sorumlu olan Mustafa Ağabey "Kim söylüyor bu şarkıyı, Hakan Peker mi?" diye sorunca biran afalladım. Ben yanında oturan Serdar Ağabeyin onunla dalga geçmesini beklerken "Yok, kardeşi." demesiyle öncekinden daha büyük bir şok yaşadım. Önce "Acaba dalga geçmek için mi şey ediyor?" diye sordum kendi kendime ama... Yo, gayet ciddiydi. Arkama dönüp nezaketen gülümsedim ve "Hayır, Yıldız Tilbe söylüyor." dedim. Bence hak ettiler.

Egemen dangozu da "Utanmıyor musun zavallı insanlarla dalga geçmeye?" diyor. Böyle söylemesine hiç şaşırmadım. Zira IQ'su ayakkabı numarasından düşük olan birinden ne beklenirdi ki? Bence bütün boşanmaların sebebi evlilik. Evet, gülmeyin ama öyle! Onun dışında çiftlerin Egemen gibi çocuklara sahip olmaları da önemli bir husus konuyla ilgili olarak. Düşünsenize, böyle geri zekâlı bir evladınız var ve siz bu çocuğu başta sadece sevmek için yapmayı amaçlamıştınız. Ama ortaya böyle sürreal bir çalışma çıktı. İçiniz sızlamaz mıydı? Benim başıma gelse vakit kaybetmeden çıktığı yere geri sokardım, bu da bir gerçek tabi.

...

Enkazda Aşk | Backdraft Serisi 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin