1.BÖLÜM

207 15 2
                                    

15:00-23:00 vardiyasını bitirmiş,yarı uykulu tükenmiş bir halde tarihi eseri andıran,heryeri dökülmüş hastaneden ayrılmak için ilerliyordu.23:00-08:00 vardiyasında çalışmak için gelen arkadaşına hasta başında değil ayaküstü koridorda nöbeti devir etmişti.Dilerim bir şey atlamamışımdır dedi içten içe.Yıllardır çalışıyor olmanın verdiği tükenmişlik sendromu tamda bu olsa gerek dedi.Yürümüyor sürünüyordu sanki.Bu yorucu işe daha fazla dayanamayacağım,helede bu saatte bu korkunç yerden çıkmaya çalışmak, insanın içini ürpertiyor derken biraz hızlanmaya çalıştı. Çıkış için zemine vardığında TADİLAT DOLAYISIYLA ÇIKIŞLAR BODRUM KATINDAN YAPILACAKTIR.Uyarı  yazısını görünce,her gün bir tarafa yama yapılıyor,harcanan parayla yeniden kaç hastahane dikilirdi bu yere deyip,içinden buna çanak tutanlara küfrederek bodrum katına yöneldi.Güya sensörlü lamba hareket görünce yanıyordu,nerdeeeee dedi çantasından cep telefonunu çıkarıp,açtığı telefon ışığıyla ilerlemeye çalıştı. İğne ucu gibi yayıyor nasıl yetsin bu kapkaranlık yere diye söylenirken,ayağını  basdığı yerden şalap diye ses geldi.Ha bu eksikti su basmış ortalığı.Ya gün boyu burada çalışanlar nasıl çalışıyor?hiç kimse olanın bitenin farkında değil mi? bina yıkılacak onlar makyaj peşindeler diye öfkesine hakim olamıyordu.Kayıp düşmemek için ışığı zemine doğru tutunca kalakaldı.Zemindeki su değildi kan göleti gibiydi. Çığlık atarak telefonu yere düşürdü.Korku içinde telefonu alayım derken eli  zemindeki kana bulanmıştı.Neler oluyor burada ah zavallı kim bilir hangi işçi düştü yaralandı,kimse var mı diye seslendi korku dolu bir şekilde,acaba bir yerden bir inilti,acı sesi duyar mıyım diye de kulaklarını iyice kabarttı.Ne bir ses vardı? ne bir soluk,burada birisi ölse cesedi günler sonra bulunur diye arkadaşlarıyla bir birilerine espri yaparken gerçek olmuştu.Biri acayip kan kaybetmiş kimsenin haberi yok diyerek polis çağrısını kanlı ellerini üzerine silerek aradı.Çağrı merkezindeki polis memuru adresi kayıt edip hanımefendi,sakin olun devriye ekipleri iki üç dakika içinde yanınızda olacaklar.Ben telefonu açık tutuyorum.Arkadaşlarım size ulaşıncaya kadar da burada olacağım tıpkı yanınızdaymış gibi.Sakın korkmayın belkide karanlık size bir oyun oynadı.Yorgunsunuz nöbetten mi çıkıyorsunuz dedi.Nesrin yılgın bir ifade ile evet ama nöbetten çıkıyor olmam gördüklerimi uydurduğumu göstermez.Bakın çok korkuyorum acele edin dedi telefondaki polise.Aradan bir dakika geçmişti ki polis siren seslerinden çok yakında olduklarını anladı.Olduğunuz noktadan kıpırdamayın olur mu?arkadaşlarım gelene kadar,hem canım ne var ki zaten sürekli gördüğünüz bir şey ,orası hastahane sizde pardon ne iş yapıyordunuz?dedi.Hemşireyim he işte sürekli kan ile uğraşıyorsunuz,Korkacak ne var kan işte diyerek sakinleştirmek için uğraşıyordu kadını.Az sonra ekipler Nesrin'in bulunduğu alana gelmiş,etraf ellerdeki fenerlerle biraz olsun aydınlanmıştı.Aman tanrım bu ne böyle her yer kan içinde sanki bir hayvanı kesip kanı etrafa fışkırtmışlar.O anda midesi bulanmaya,titremeye başladı zavallı Nesrin'in.Gördüğü manzaraya ve yorgunluğa daha fazla dayanamayıp, kendini bırakıverdi derin boşluğa.Bir ara gözlerini araladı birisi hanımefendi beni duyuyor musunuz?lütfen cevap verin diyordu.Tepki vermek istese de öylece kalakaldı yattığı yerde...






SONUNU BİLENLER ÖLÜMDEN        KORKAR MI?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin