BÖLÜM 4

15 4 0
                                    

Çınar ın ağzından
Ağzıma aldıgım parlament sigarayı sol cebimdeki cakmağımla yaktım. Derin bir nefes çektim. Sanki sigaramla dertlerim acilarim her şeyim yanıyordu. Sonra aldığım nefesi üfledim. Sonra bir büyük nefes daha aldım. Bunu içime attım. Caddede tek ben vardım. Zaten sabahın köründe başkalarının olmasıda beklenemezdi. Biraz daha yürüdüm. Hava baya soğuktu. Sigaramsa neredeyse bitmişti. Son nefesimi alıp sigarayı yere atıp ayağımın ucuyla ezdim. Kabanıma daha çok sarıldım. Hem yürüyor, hem Güneş'i düşünüyordum. Kafeye geldiğimde daha Ercan gelmemişti. Sandalyeleri indirip masaları silmeye başladım. Hem okuyup hem çalışıyordum. Çalışma sebebim ailemin durumundan değildi. Sadece ben çalışmak istiyordum. Sonunda masaların hepsini sildim. Normalde Ercan bu saate kadar çoktan gelirdi. Ben bir şey olmasından korkmaya başladım. Telfonu arka cebimden çıkartıp hemen Ercan'ı aradım. Çalıyordu. Sonunda açabildi. Alo Ercan nerdesin lan pezevenk
Geliyorum lan mal hem sensin o pezevenk
İyi hadi çabuk ol zaten bütün kafeyi ben temizledim.
Cevap vermesini beklemeden telefonu kapattım. Boşuna dakikalarımı harcıyordu köpek. Telefonu arkacebime koyup işime geri döndüm. Saat 09.00 olmuş. Müşteriler yavaş yavaş gelmeye başlıyordu. Kapıda benle uğraşan piç small iki çocuk vardı. Biri piçin teki Mete diğeri gerizekalının teki Ege'di. Bu çocuklar beni hiç sevmezlerdi. Gerçi benimde onları sevdiğim pek söylenemez. Gelip masanın birini oturdular. Garson bi bakar mısın? Dediler. Derin bir nefes alip yanlarına gittim. Ne var lan dedim. Çık çık sen bütün müşterilerinle böyle mi konuşuyorsun dedi Mete. Bunlar konuştukça iyice sinirleniyordum. Kapı açıldı. Sonunda Ercan gelmişti. Kafasiyla bizim piçleri gösteriyordu. Bende ellerimi havaya kaldırıp dua eder gibi yaptım. Biz daha ne kadar beklicez sizden muzlu pasta istemiştik yanlış hatırlamıyorsam dedi Ege . Sonunda derin bir nefes alıp gidip istediklerini aldim. Bir ara içine fare zehiri falan koymayı düşünmedim değil. Ama mekan sevdiğim bir abimin mekaniydı yanlış yapmak istemiyordum. Muzlu pastaları tam uzatacakken birinin ayağına takıldım. Daha doğrusu çelme takilmisti. Sabahtan beri sıktığım yumruğumu Mete 'nin suratına yapıştırdım. Artık ne kadar vurduysam burnu kanamaya başlamıştı. Tam Ege üzerime atılacağı sırada Ercan onu tuttu. Benim kadar olmasa da sıktığı yumruğu Ege'nin gözüne indirdi. Heralde siniri geçmemiş ki bir kaçkez daha yapıştırdı. Sonra bu pislikleri kapının önüne attık. Elimi kaldırıp burnuma getirdim ve burnumu içine cektim. Genelde bütün kavgalarda bunu yapardım. Ercan'a dönüp İyi dövdük dimi dedim. O da bana hem gülüyor hem kafasını sallıyordu. Okula gitme saatim geliyordu. Ercan'a kafeyi emanet edip çıktım. Cafeden çıktığımda telefonum titredi. Telefonu elime aldığımda arayanin Güneş olduğunu anladım. Vakit kaybetmeden telefonu açtım. Alo meraba Çınar ben Güneş dedi. Biliyorum numaran kayıtlı telefonumda dedim. Seninle konuşmamız gerek dedi. Tamam konuşalım dedim.O da Yüz yüze konuşmalıyız dedi. Tamam ne zaman ve nerde dedim. Bana yerini ve adresini verdi. Söyliyeceklerinin çok önemli olduğunu ve mutlaka gelmem gerektiğini söyledi. Telefonu kapattı. Onun araması beni aşırı mutlu etmişti. Okula gelmeme az kalmıştı. Benim aklım sadece Güneş'teydi. Acaba benimle ne konuşacaktı. Bütün merakımla okula girdim. Ilk dersim matematik olduğunu unutarak. Sıkıcı gecen beş altı dersin ardından sınıftan çıktım. Sırada Guneşle bulusmak vardi. Ercan okul çıkışı beni almaya geldi. Bende ona Guneşle bulusmaya gideceğimi söyledim imali imali ooo larken bende Tofaşa atladım. 16 yaşımızda olmamıza ramen iyi araba kullaniyorduk. Bulasacağımız yere vardık. Güneş beni bekliyordu. Galiba da ağlıyordu. Arabadan inip Güneş diye bağırdım....
DEVAMI YAKINDA
Biraz küfürlü oldu öncelikle ozur dilerim. İnşallah beyenirsiniz cabuk cabuk atıyorum. Sizi bekletmek istemem. BeyendiyseniZ arkadaslariniza da onerir misiniz ? Bu arada çok çok öpüldünüz.

NEFESİM...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin