-Bölüm 3-

105 19 5
                                    



Gine aynı kabus.Gine aynı karanlık.Issız bir yer ve ortada ben.Hiçbir ses yok.Sonra bir ışık görünüyor en uzakta.Işık adım adım yaklaşıyor ve annemi görüyorum.Beyazlar içinde,tıpkı bir melek misali.Yaklaşıyor..yaklaşıyor..elini uzatıyor ve ben burdayım ,korkma diyor.Elini tutmak istiyorum.Olmuyor.Bir el arkadan tutuyor bileklerimi.Çekmeye çalışıyorum,olmuyor.Annem arkasını dönüyor ve gidiyor karanlığa doğru.Anne....gitme anne..annem...

Uyanıyorum o kabustan ,saate bakıyorum 3:40.Terden alnıma yapışmış saçlarımı alıp arkaya doğru atıyorum ve kalkıyorum yataktan.Elimi yüzümü yıkadıktan sonra koltuğa oturuyorum ve birsüre boş duvara baktıktan sonra kendimi uykunun kollarına bırakıyorum...



×××××××


Sabah sporunu yaptıktan sonra odama çıkarak ılık bir duş aldım ve dolabıma ilerleyerek mor dar elbisemin altına krem rengi stilettolarımı giydikten sonra saçlarımın ucuna maşa yaptm ve makyajimi tamamladıktan sonra evden çıkarak arabaya bindim ve şitkete gitmek üzere yola koyuldum..


×××××××

Şirkete gelerek asansöre bindim ve en üst kata bastıktan sonra beklemeye başladım.Bu asansör sadece özel mevkilerin binebileceği bir asansördü ve boştu.Ansansör durduktan sonra odama doğru ilerledim ve kapıyı açtıktan sonra odayı incelemeye başladım.Beyaz ve siyahın uyumunu yakalayan odada herşey istediğim gibiydi.Yıllar önce babamın olan bu oda şimdi benimdi.Gözlerim yaşarmaya başladığında ise koltuğa doğru ilerledim ve oturdum.Evden gönderdiğim siyah kutuyu masanın üstünde bulunca kutuyu açtım ve birkaç önemli dosyayı kilitli göze koyduktan sonra iki tane çerçeveyi masanın üzerine koydum.Annem,babam,Poyraz ve benim olduğum ilk resimde hepimiz mutluluk ile poz vermiştik kameraya.İkinci resimde ise Poyrazın ve benim 16.yaş günümüzde çekindiğimiz bir resimdi.Birkaç damla gözyaşı çerçeve ile buluştuğunda ise elimin tersi ile sildim ve birkaç saat çalıştıktan sonra ayağa kalkarak çantamı aldım ve çıkışa doğru ilerledim sağa doğru döndüğümde ise sert bir bedenle çarpıştım.O anki panikle belimden bir el beni tuttu ve düşmemi engelledi.Gümüşi gözlerle buluştuktan sonra birsüre öylece kaldık.Kendimi toparlayıp ayağa kalktıktan sonra üzerimi düzelttim ve elimi uzatarak ;
-Merhaba,ben Asel Soykıran.dedim ve gülümsedim.Kısa bir şaşkınlıktan sonra elimi nazik bir şekilde tuttu ve dudaklarına götürüp minik bir buse kondurduktan sonra;
-Merhaba Asel hanım.Ben de Ateş Özsu.Tanıstığıma memnun oldum dedi ve gülümsedi.Küçük bir tebessüm gönderdikten sonra;
-Galiba toplantıya sizde katılmıştınız fakat o kadar heycanlıydım ki fark edemedim dediğimde ise ;
-Evet toplantıda bende vardım dediğinde ise gitme vaktim geldiğini anladım ve ;
-Tekrar tanıştığıma memnun oldum Ateş bey.Görüşmek üzere dedim ve arkamı dönerek ilerlemeye başladım.Bir çift gözün arkamdan baktığını biliyordum.Fakat bu kadar heyecena ne gerek vardıki ? Kalbim ritmini yitirmiş bir şekilde atarken tek düşündüğüm bir gün o Ateşin içinde yanmak istemediğimdi....




İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin