2. Bölüm

11 3 0
                                    

Bir başka derste uyuma sorunsalı...

"Sonda!" Aniden kafamı sıradan kaldırdım. Boş bir ifadeyle sesin geldiğini sandığım yere baktım, tahtaya. Öğretmen kaşlarını çatmış bana bakıyordu.

"Dersi dinle ya da çık git!" Yüzümü içten buruşturdum. Sinirliydi anlaşılan. Ayrıca benim de uykum vardı yani. Yaklaşık 4 saat falan uyumuştum gece.

Sıramdan ayağa kalktım. Oldukça yavaş adımlarla sınıftan çıktım. Çıkarken birkaç kişinin kıkırdadığını duymuştum.

Ama, who cares?

Turşu bu hafta bizde kalacaktı. Okulda basketbol maçları vardı ve sabah antremanlara erken gelmesi gerekiyordu. O yüzden de bizim ev okula yakın diye bizde kalmaya başladı. Yani bir haftalığına.

Ayaklarımı sürüye sürüye tuvalete gittim. Buzumsu su akan musluğu açtım. Yüzümü yıkadım. Tuvalette peçete kalmamıştı. O yüzden yüzümden sular akarak tuvaletten çıktım.

'Kahkaha sesleri'ne döndüm. Koridordan geliyordu. Üst sınıflardan birkaç kız merdivenlerden aşağı iniyordu.

Raptiye!

Kendisi okulun belalısı. Gerçek adını bilmiyorum. Çoğu öğrenci ona ablamız falan diyor. Ama ben Raptiye diyorum. Çünkü buraya ilk geldiğim sene öğretmene raptiye batırmıştı. Evet, öğretmene..

Elimi siyah hırkamın cebine koyup gariban pozu vermeye çalıştım ki bana bulaşmasınlar.

"Dersten mi atıldın lan?"

Başımı kaldırıp bana mı dediklerini anlayacaktım ki Raptiye ile gözgöze geldik. Gözünün etrafı hafif morarmıştı.

Hemen başımı salladım. Bir nevi dersten atılmıştım.

"Bizdensin kardeş, düş peşimize eğlenmeye gidiyoruz." Raptiye'ye hizmet eden yanındaki birkaç erkek beni süzdü.

"Yok, ben teşekkür ederim ama gelmiyim. Hani, izinsiz gitmiyim. Siz eğlenmenize bakın. Saygılaa-"

Cümlemi yarıda kesti. Altıma kaçırdım galiba. Kesin kötü yola sürükleyecekler beni. Hayallerim, hayatım mahvoldu. Nalet olsun.

"Kaça gidiyosun sen?" Yanındaki çakma sarışın erkek bana sordu. Okulda baya popülerdi.

"10. Sınıfa gidiyorum ben. Saygılar." Elimi göğsüme koyarak hafifçe eğildim. Malum kendileri son sınıf.

"Bebe lan bu."
"İşe yaramaz Patron bu."

Gibi birkaç konuşma geçti aralarında. Onlar konuşurken ben yavaş olmaya çalışan ama aslında hızlı olan adımlarla oradan uzaklaştım.

Zil çalınca öğle arası olacaktı. Bahçeye çıktım ve rastgele çimlerin üzerine oturdum. Hava çok güzeldi.

Gökyüzünü izlemeye başladım oturduğum yerden. Birkaç görevli hariç kimsenin bakışları tarafından rahatsız edilmiyordum. Güneşin önünde birkaç bulut vardı, ne yakıyordu ne de havayı soğutuyordu.

Birkaç dakikalığına dinlenmek amacıyla gözlerimi yumdum. Gördüğüm rüyalarda bile yalnızdım. Vay anası..

•_•

Yanağımda yumuşak bir şeyler hissediyordum. Uyku sarhoşluğu vardı üzerimde. Gözlerimi araladığımda yanımda biri vardı. Kafamı hafifçe çevirdim.

Burcu yanağımı öpüyordu. Bir elimle Burcu'nun ağzını kendimden uzaklaştırdım.

"Napıyosun Burcu?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 17, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sonda DurmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin