...allahtan, ilk başta söylediğimde çıkan yeri annem orada yoktu. dedem dedi söyleme oğlum annene. şimdi dedem öyle söyleyince, lan diyorum nooluyoruz kafamda bin bir türlü manyaklık geliyor neresi orası diyorum içimden falan. neyse ayrıntısını istedim dedemden bir güzel anlattı, ben zaten o dakika yarı komaya girdim.
aranızda bana kızanlar olmasın. o anda ne hissettiysem onu anlatıyorum. pek kahraman edalarına giremedim. zaten niyetimde o tarz bir adam olmak değildi. sadece bir an önce gidip gelerek sevdiğim kızı almak. kahramanlık falan bizi aşan şeyler. memur çocuğuyuz. öyle büyük hayaller bizi aşar. oraya gideyim dağları yıkayım falan bir olaya hiç girmedim. anlatılanlardan sonra bildiğiniz korktum oğlum. neyle karşılaşacağını bilmiyorsun. daha doğrusu ısparta dan değil oradan eğitim sırf doğu için veriliyor. ondan sonrasını düşünmeye başladım ve o yüzden korktum. sonuçta terörist diye bir şey var biliyoruz ama. neye benzediği konusunda en ufak bir bilgimiz yok. ayrıca o bölgede askerlik yapmış olupta korkmadım şöyle yıktım oraları şöyle aslandım en ufak tırsma yoktu diyen varsa hemen orayı terkedin yalan atıyordur. hele gece dağda durup telsizden şifreli anons geçildiğinde, kestirme var yakınınızdalar dedikleri anda, altınıza sıçıyosunuz. o kalbiniz varya midenizde atıyor resmen.
neyse anneye söyledik söylememek olmaz, anne hemen ağlamaya başladı zaten, babama sövmeye başladı tak var kabul ettin göndermeyelim çocuğu falan. beni daha gitmeden gömdüler resmen sağolsunlar.
arkasından hadi ismini de veriyim yağmurdu kızın ismi ona söyleyecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞIRNAK 1995
Non-Fiction1995 Çelik harekatını ve güneydoğu'da askerliğin nasıl olduğunu, asker mektubunda nasıl ağlanıldığını, ve en önemlisi 20'li yaşlarında bir insanın hayatının tamamına damga vurmuş bir hikaye.