ALZHEIMER HASTALIĞI

5.1K 139 7
                                    


ALZHEIMER HASTALIĞI

Alzheimer hastalığı bellek, dil ve mantıklı düşünme de dahil olmak üzere bütün zihinsel yetilerde ilerleyici kötülemeye, gündelik etkinlikleri ve davranışları yerine getirme yetisinde değişikliklerin eşlik ettiği bir hastalıktır.

Alzheimer'ın 7 uyarı işareti vardır:Tekrar tekrar aynı soruyu sormakAynı hikâyeyi, kelimesi kelimesine, tekrar tekrar anlatmakNasıl yemek pişirileceğini, tamir yapılacağını, iskambil oynamayı—önceden kolaylıkla ve düzenli olarak yapılan aktiviteleri unutmakFatura ödeme veya banka hesabını dengeleme gibi şeyleri becerememeBilindik yerlerde kaybolma veya ev eşyalarını farklı yerlere koymaYeni banyo yaptığı veya elbiselerinin temiz olduğunu iddia ederken, aslında çok uzun süredir banyo yapmama ve aynı kirli elbiseleri tekrar tekrar giymeDaha önceden kendilerinin verdiği kararlar veya cevapladıkları soruları başkasına bırakmaAlzheimer türleriBilinen üç Alzheimer türü vardır:

Erken başlayan Alzheimer: Alzheimer'ın nadir bir formudur. 65 yaşından önce başlar. Alzheimer hastalarının %10'unda görülür. Erken yaşlandıklarından Down sendromu olanlar erken başlayan Alzheimer riski altındadır, genellikle Down sendromlularda kırklı yaşların sonunda ellili yaşların başında ilk semptomlar görülür. Alzheimer hastası olan daha genç kişilerde beyin anormallikleri görünür. Erken başlayan Alzheimer kromozom 14'deki genetik hatayla ilişkili görünür, geç başlayan Alzheimer'ın bununla ilişkisi yoktur. Miyoklonus--bir kas veya bir grup kasın seğirmesi veya spazmı—erken başlayan Alzheimer hastalarında daha yaygın görülür.
Geç başlayan Alzheimer: Alzheimer hastalarının %90'a yakınında görülür, 65 yaşından sonra başlar. 85 yaşını geçmiş insanların yaklaşık yarısında görülür, kalıtımsal olabilir de olmayabilir de. Geç başlayan demansa sporadik Alzheimer hastalığı da denir.
 Ailesel Alzheimer Hastalığı: Bu Alzheimer'ın tamamen genetik olan bir formudur. En azından ailenin iki jenerasyonunda vardır. Çok nadirdir, Alzheimer hastalarının %1'inde görülür. Çok erken başlar (kırklı yaşlarda) ve açıkça genetik olduğu görülür.   


TEDAVİSİ

Alzheimer hastalığı için kesin bir tedavi yoktur, bu yüzden bu hastalığa yakalananların tedavisinde birincil hedefler, kognisyonu (bellek, yönelim ve konsantrasyon), duygudurum ve davranışları (özellikle amaçsız gezinme ve saldırganlık) düzelterek yaşam kalitelerini iyileştirmek ve işlevsel performanslarını en yüksek düzeye çıkarmaktır.

Alzheimer hastalığı ilerleyici ve geri dönüşsüzdür, ama belirtileri bir süreliğine geciktirebilir, hatta iyileştirebilir.

Farmakolojik Tedaviler:
Asetilkolinesteraz inhibitörleri

Asetilkolinesteraz inhibitörleri (AChEI) kolinerjik nöronlar arasındaki iletişim sürecini hedeflerler.

NMDA reseptör antagonistleri

NMDA reseptör antagonistleri yeni bir ilaç sınıfıdır ve ağır Alzheimer hastalığında yardımcı olan ilk gruptur.
Bir dizi farklı ilaç Alzheimer hastalığındaki etkileri açısından sınanmaktadır. Bunlar arasında östrojen ve non-steroidal anti-inflamatuar ilaçlar (NSAID) gibi koruyucu etmenler de yer alır.

Depresyon Tedavisi
Sıklıkla Alzheimer hastalığının erken evrelerine depresyon eşlik eder. Bu durumun tedavisinde antidepresanlar endikedir. Diğer psikiyatrik belirtiler: ajitasyon, apati, uyku bozuklukları, saldırganlık, paranoya vs. ile tek tek ilgilenmek gerekir, ancak Alzheimer hastaları genellikle ciddi miktarda nöroleptik ve sedatifle tedavi edilir.

Farmakolojik Olmayan Tedaviler
Psikososyal stratejiler Alzheimer hastalarının yaşam kalitesini iyileştirmeye yardımcı olabilir. 'Anıştırma terapisi' (hastalara geçmişlerini anımsatmak üzere tasarlanmış) gibi duygulara yönelik psikoterapi davranışsal sorunları azaltabilir ve hastaların duygudurumunu iyileştirebilir. Sanat ve diğer dışavurumcu terapiler, egzersiz ve dans gibi uyaran-yönelimli tedavi de yararlı olabilir.

Bilişsel işlev bozukluğunu düzeltmek üzere gerçeklik yönelimi ve belleğin korunması da dahil bir dizi psikoterapi tekniği önerilmiştir. Ne var ki bu yöntemlerin yararları azdır ve hastalar ve bakım verenler için uygulaması güç olabilirler.  Bakım verenlerin yarısı kadarının çökkünlüğe girdikleri düşünülürse, bakım verenler de psikoterapi girişimlerinden yarar görebilirler.


PSİKOLOJİK GERÇEKLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin