Özledim seni harbiden.

31 2 0
                                    

4.Bölüm

--6 YIL ÖNCE--

"Elvin sana bişey söylemem gerekiyor."

İfadesi ciddi bir şekilde bana bakıyordu Su. Neden birden bu kadar sakinleşti ki? Daha az önce kahkahalarla muhabbet ediyorken birden bana birşey söylemesi gerektiğini söyledi.

"Söyle" bana bakmıyordu.

"Sen bize ne diyordun hep birşey öğrenirseniz hemen benim yanıma gelip anlatın. Bak kendini üzme ama sana söylemeliyim." derin nefes aldı.
"Tuğra'nın sevgilisi varmış." işte beklediğin cümleler. Aslında çok şaşırmadım ama tabiki donakaldım.

"Ciddi misin? Kimmiş?"

"Sınıftan bir kız adı Merve' ymiş ama kızı görsen gerçekten çirkin"  göz devirdim ama yüzümde kırgın bir ifade vardı tahminimce.

"Çirkin olsa nolur şu anda beraberler yanlışmıyım?" cevap vermedi Su.

"Neyse haber verdiğin için sağol." ve telefonu suratına kapattım. İlk şimdi ne yapacağım diye geçirdim içimden. Umut yoktu şu andan itibaren. Sakin bir şekilde telefonumu elime alıp ilk numarasını daha sonra bende bulunan bütün fotografları sildim. Telefonu kenara bıraktım ve evet şu anda tam olarak boşluktayım. Daha sonrası yok tutmadım kendimi normalde ağlamamak için kasardım kendimi ama tutmadım ve sadece ağladım.

---ŞİMDİKİ ZAMAN--

Dışarıya dalmış yanımdan geçen ağaçları sayıyordum. Çok boş ve gereksiz bir iş ama ne yapalım. Otobüste ışıkları kapatmışlardı çoğu kişinin horlama sesleri gelirken ben saatlerdir uykusuzdum. Yolculuk İzmir'e evime, olmam gereken yere...

Bundan bir hafta önce hayatımda izini uzun süre bırakacağım anı yaşadım ve tabiki o anın hayalini yıllar önce yüzlerce kez kurmuştum. Ona anlattım. İçimde olan duyguların çeyreğide olsa anlattım. Tamam kabul duymadı ama ben anlatırken karşımdaydı bu bana yeter. Şimdi ne yapacağım? Aklımdaki tek soru. Buraya gelmem bu lanet kazanın olmuş olması aslında benim aklımı yerine getirdi. Tuğra beni bu zamana kadar düşünmemiş bile. Ne sanıyordum ki. Ben niye onu düşünüp yıpratıyordum kendimi. Artık geçmiş gerçekten geçmiş. Üzüntü yok yeni birini bulmaktan aşık olmaktan korkuyordum ama kasmayacağım kendimi. Kararlıyım. Yolculuğun bitmesine daha 4 saat var ve saat gece 1 civarı ve en sinir bozucu olanı sıkıldım. Telefonumun şarjı bitmişti, uykum yok ve dört saat...

Kısa İstanbul ziyaretim iyi geçti demek bence en doğrusu. Gitme sebebim kötü bir olay olsada yaşadığım ve tanıştığım kisiler ile güzel vakit geçirdim. Emir tahmin ettiğimdende güzel karşıladı beni, en basitinden içeriye bir kişinin girme hakkı varken bana izin vermesi gayet ince bir davranıştı.

Ve Duygu Emir'in liseden beri beraber olduğu kız arkadaşı. Aslında lisedeyken Beril'in Emir'den hoşlandığını ve Duygu'dan nefret ettiğini göz önüne alırsak şu anda arkadaş olmuş olmaları beni çok şaşırttı. Benim Emir ve Tuğra'yı liseden beri tanıdığımı duyunca oldukça şaşırdı ve asıl gerçek olayları bilmediği içinde benimlede arasi gayet iyiydi.

Ve Merve olayı. Ben Tuğra'yı görmeye girdiğim günden iki gün sonra dördümüz(Beril, ben, Duygu, Emir) Beril'lerin okulunun bahçesinde oturuyorken hiç beklemediğimiz biri çıkageldi. Merve. Aslında o olayları öğrenince ve yeni şeyler duydukça şaşkınlığım artıyordu. Merve okula gelip Emir'e bağırmaya başladı. İşte 'kazadan neden haberim yok eskide olsa sevgilisiyim bana haber versen ölürdün sanki benim bilmek hakkım değil mi?' falan. Emir o an sorulara değilde daha çok o kadar kişinin içinde bağrılmasına kızmıştı ve oda 'Merve'nin Tuğra'yı nasıl çıldırttığını ve hatta olan kazanın sebebinin yarısının suçlusunun Merve olduğunu ve hala buraya hangi yüzle geldiğini söyledi.' o an benim takıldığım ve kafamı karıştıran tek şey kazanın suçlusunun Merve olduğuydu. Ve tabiki Merve'yi okuldan kovup birdaha geleceği takdirde başına kötü şeyler geleceğinin söylenmesinden sonra gerçek olayları öğrendim.

BİR KIVILCIM YETER!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin