10 YIL GEÇTİ ARADAN...

42 8 0
                                    

10 sene sonra:

''Annee. Pembe kalpli işörtüm nerede?''

Artık bitmek bilmeyen sorulardan biraz sıkılmıştım ama çok az.

''Dolabındadır annecim. İyi bak.''

''Dolabımda olsa görürdüm anne.''

Çok bilmiş bir kızınız varsa Allah yardımcınız olsun...

Ellerimi kurulayıp Eylemin odasına doğru çıktım.

''Bişey sorucam sana kızım,''

''Evet anme dinliyorum.''

''Sen dört yaşında olmana rağmen nasıl bu kadar çok bilmiş olabiliyorsun?''

Ellerini beline koydu.

''Valla bilemiyorum annecim. Ama kalpli tişörtümü istiyorum.''

Yanaklarını sıkıp Eylemin dolabıma döndüm.

Baştan aşağıya pembe ve mor renkleriyle süslemişti. Elbiseleri ya mor yada pembeydi.
Tişortü bulamamıştım.

''Annecim. Bulamadım. Sanırım makinaya attım.''

Oflayıp yatağa oturdu.

''Peki o zaman. Mor eteğimle beyaz tişörtümü giysem olurmu?''

Dolaptan beyaz tişörtünü ve mor eteğini aldım.

''Al bakalım. Bende giyinmeye gidiyorum. Hazırlan tamam ?.''

''Dur anne birşey sorucam.''

''Ewet?''

''Benim babam niye yok? Beni sevmiyormu yoksa?''

Gözlerim dolsa bile 4 yaşındaki çocuğun yanında ağlayamazdım.

''Hayır annecim. Baban normalde de yok. Olsa seni çok severdi.''

Kafasını tamam anlamında sallayıp bana sarıldı.
Baba konusunda çok hassastı. Ve ona çok sinirliydi. Haklıydı da..

Gözlerimi silip ayağa kalktım. Bir elimi belime koydum.

''Hadi bakalım küçük hanım doktor randevusundan kaçıyorsan hiç şansın yok. Giyin bakalım.''

Bende odama giderken telefon çaldı.
Masanın üzerinde titreyen telefon tam düşecekken tuttum.

-Efendim?

-Eslin hanım bir çift sizinle randevusu olduğunu ve sozinle görüşmek istediğini sôylüyor.

-Ama bugün izin günüm. Kızımı hastaneye götürmem gerek. Söyke onlara yarın gelsinler.

-Tamam Eslin hanım geçmiş olsun.

-Saol tatlım. Kolay gelsin.

Telefonu kapattıktan sonra üst kata giyinmeye çıktım.

Psikolog olmamın yanı sıra bu çifte bayılıyordum. Seanslarını hiç aksatmadan düzenli olarak geliyorlardı.

Giyindikten sonra saçlarımı salık bırakıp Eylemin odasına gittim.

Beyaz tişortünden bir kolu çıkmış ama inatla giyinmeye çalışan bir adet Eylem buldum. Dönerek giyinmeye çalışıyordu.

''Dur kızım dur.''

Tişörtünü giydiğinde derin bir oh çekti.

''Ayy anne valla çok yoruldum. Dur biraz dinlenelim sonra gideriz hastaneye.''

Sarı saçları tülermiş bir halde yatağa oturdu.

''Hiiç yağma yok prenses. Kalk bakalım saçını yapıcam daha.''

Ayağa kalkıp önüme oturdu.
Saçlarını bandanayla tutturduktan sonra açık bıraktım.

Çok güzeldi benim kızım. Mavi gözleri omuzuna kadar olan sarı saçları vardı.

Yüzüyse..

Tıpkı babası...

Üzerine ince bir hırka alıp evden çıktık.
Eylemi bebek koltuğuna oturttuktan sonra ön koltuğa geçip kontağı çevirdim.

Ve önümdeki arabanın arkasına hafifçe değdim. Çok hafif ama. Hafif.....

Yok yaa bayağı çarptım.

.^°•^°•^°•^°•^°•^°•^°•^°•°°•

Yeni hikayemin yeni bolumune hosgeldinizz.
Size kitap önermesi yapmak istiyorum.

Yara bandı ve çikolatalı sütüm

Yazarı: kitapsirdasi

Platonik aşk

Yazarı: Okuyan_Bayan_

Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyiin.!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 15, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KIZIM VE BENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin