BÖLÜM 1

103 3 5
                                    

Hani herkesle iyi geçinmeye çalışan ama herkese karşı iyi olduğu için kavgadan uzak durduğu ve sessiz kaldığı için üstüne gidilen kızlar var ya , işte onlardan biri de benim. Lisem bitene kadar da kavga etmedim. Lise dördün sonunda bir kere laf kavgasına girmiştim. Tabi o da kavga sayılırsa. Izmir ' i özleyecektim.
Bakkaldan ekmek alıp koşa koşa eve gelirken düştüğüm yeri özleyecektim. Maral ' ın bizde kaldığı gün sabaha kadar karşısında makyaj yaptığımız aynayı özleyecektim. En çok da annemi özleyecektim. Beni bambaşka bir hayat bekliyordu. Istanbul. Üniversite hayatıma orda başlayacaktım. Maral benden önce gitmişti îstanbul ' a.
Ama onun ailesi komple taşınmıştı. Ben ise annemin gidip de kalmamı hiç istemediği teyzem de kalacaktım. Kalmamı istememesinin sebebi de kendi öz kardeşi ile konuşmuyor olması. Teyzem ünlü bir mimar. Başarılı işlere imza atmış bir iş kadını. Eniştem ise doktor. Beyin cerrahisi.
Benim anne tarafım zekidir. Bir tek ben embesil olarak çıkmışım. Sayısal yeteneğim hiç yok. Aslında sözel yeteneğim de yok. Ama sesim çok güzel. Bu bir yetenekse tabii... Annem yanaklarımdan öptü ve göz yaşları ile "kendine orda çok dikkat et" dedi. Anneme bir kere daha sarıldım ve yerde onu alıp yola çıkmam için bekleyen valizimi elime aldım.
Elim ile öpücük gönderdim ve "hoşçakal anne" dedim. Arkamı döner dönmez maral ı gördüm ve çığlık atmadan duramadım. Elimdeki valizi yeniden yere bıraktım ve maral ile sarıldım. Maral benim on altı senedir en yakın dostum. Kardeşim de diyebiliriz.. Maral elimi tuttu ve "senin uçaktan rahatsız olduğunu biliyorum ve seni yalnız bırakmıyorum" dedi.
Bir kere daha sarıldık. Maral elimi tuttu ve gitmeden anneme de laf atmak istedi. "görüşürüz neslihan abla kızın bende" dedi. El salladım ve evin kapısından çıktık. Valizi ilkokuldaki sürmeli çantalar gibi süre süre götürüyordum. Maral benim hayal dünyasına dalmami ister gibi "bak şimdi yeni okul yeni insanlar kaslı ve yakışıklı erkekler ve en güzeli de gecelerin veliahtı Eren Canoğlu" dedi
Eren Canoğlu mu ? O da mı bizimle aynı okulda okuyacak ? "az önce doğru mu duydum" dedim. Önde giderken sorduğum soru karşısında durdu ve bana baktı. "doğru duydun" dedi. Bütün kızlar ona hasta ya... O çocuğa tipsiz diyen biri varsa o kişi kız değildir bence..
Yürümeye devam ettik ve ilk gelen taksiyi durdurduk. Maral cama tıklattı ve 'bagajı açsana amca' gibi işaret parmağı ile bagajı gösterdi. Adam bagajı açınca ben de valizimi koydum. Sonra arka kapıyı açarak bindik. Havalimanına gidiyorduk. Yol boyunca güzel izmirimin yollarına son kere baktım ve taksicinin arayı durdurduğu yerde parayı ödeyip indik aşağıya. Etrafima bakindim. "şimdiden değişik hissediyorum" dedim.
Bana galiba bizim bineceğimiz uçağı gösterdi ve "işte biz geleceğimize bu uçak ile uçuyoruz" dedi. Gösterdiği yere baktım ve pegasus uçağını gördüm. Ilkokul çantası temalı valizimi yerde sürükleye sürükleye uçağa doğru gittik. Uçağın kapısında durdum ve içeriye bir göz attım. Maral ın da ittirmesi ile içeri girdim.
Biletlerimizde yazan on iki ve on üç numaralı koltuklara oturduk. Ellerimi yumruk yaptım ve sıktım. Maral ın kıkırdadığını duyuyordum. "korkma küçük kız" dedi alaylı bir tavırla. Sert bakışlarımı ona döndürdüm ve "korkmuyorum canım sadece pek hoşlanmıyorum o kadar" dedim. Maral da sesli bir şekilde gülmemek için alt ve üst dudaklarını birbirine bastırdı.
Tüm ciddiyetini takındıktan sonra "istânbul da aynı okulda başka kimlerle olucaz biliyor musun" dedi. Bakışlarımı onümde duran koltuğa diktim ve "şu gecelerin veliahtı mı" dedim. Yeniden dışarı baktı ve "canım o da var da bizimle okuyacak asıl bomba kişi ege kızım ege de bizimle" dedi. Ege , ege , ege... Ege kimdi ?
Sonradan hatırladım ve "ha bizim şu lise birdeki gözlüklü ege. Sivilceleri vardı. Înek olan" dedim. Hatırladığıma sevinmişti ve "ta kendisi" dedi. Kulağımın dibinde hissettiğim hapörlörden konuşan kadın "lütfen emniyet kemerlerinizi takın" diye uyarıda bulundu.
Maral benden önce takmıştı üstelik benim yapamadığımı görünce benimkini de takmıştı. Mini etekli bir bayan "teknolojik aletlerinizi kapatın lütfen" diye uyarıda bulundu. Cep telefonumu kontrol ettiğimde kapalı olduğunu gördüğüm için kendimle bir kere daha gurur duydum. Yol boyunca ikimiz de tek kelime etmedik ve neredeyse iki saatin sonunda Îstanbul ' a geldik. Sevinçle uçaktan yere ineceğim için hızlı davrandım ve maral dan önce indim.
Valizimi de alıp maral ı bekledim. O da inince beraber yürümeye başladık. Istanbul ' a daha önce gelmiştim ama hiç kalmamıştım. Aklımda hiç bir şey kalmamış olmasına şaşırmadım çünkü her şeyi kolayca unutabilen bir tipim. Etrafima bakarken yanlış yola gitmek üzere olduğumu gören maral beni kolumdan çekti ve doğru olan tarafa yönlendirdi.
Etrafima baka baka gitmeye başladım. "önce bizim evi gör de ondan sonra kendi evine gidersin" dedi. Maral ın evlerine doğru yola çıktık. Koskoca istanbul olduğundan taksiye bindik ve uzun bir yolculuktan sonra büyük bir villanın onüne geldik.
Eve bakarken büyülenmiştim. Ben böyle evleri sadece dergilerde görürdüm. Dergiyi alacak param olmadığı içinde sadece kapatan bakabilirdim. Daha uzun süre bakarsam bir daha ayrılamayacağımı anladım ve "ben hemen eve gitmek istiyorum. Görüşürüz" dedim. Evin bahçesinden çıkarken maral ın arkamdan vızılmasına aldırış etmeden teyzemi aradım.
Telefon dördüncü çalışta açıldi ve ben "teyze beni gelip alsana" diyim bulunduğum yerin adresini verdim. Ceketimi iyice kapadım ve teyzemi bekledim. Çok geçmeden de kırmızı renk bir BMW durdu onümde. Camı açınca teyzem olduğunu gördüm ve arabaya bindim.
Önce beni baştan aşağıya süzdü ve "ne kadar büyümüş ve güzelleşmişsin" dedi. Ona baktım ve hafif tebessüm ettim. Asıl merak ettiğim annem ve teyzem neden küsmüşlerdi ? Yol boyunca tek kelime bile etmedik ve az önce gördüğüm maral ın evinden daha büyük bir ev gördüm.
Ben gerçekten bu evde mi yasayacaktım ? "bu koca evde tek başına mısın" dedim. Koluma girdi ve sorumu yanıtladı. "hayır bir de hayat arkadaşım gökhan var" dedi ve içeriden gelen adama elini uzattı. Benim kolumu bırakıp iki elini de adamın boynuna doladıktan sonra tekrar bana döndü. "bu benim kocam aynı zamanda senin de enişten. Gökhan , Alya... Alya. Gökhan" diyerek bizi tanıştırdı.
Eve girdiğimizde hiç bu kadar büyük ve toplu bir ev görmemiştim. Arkadan bir kadın çıktı ve "hoş geldin Alya hanim" dedi. Hanım mı ? Az önce bu yaşlı moruk bana hanım mı dedi ? Teyzem gülerek "bu da evimizin görevlisi mutfakta harikalar yaratan suzan annemiz" dedi.
Suzan teyze ye de gülümsedim ve yeniden teyzeme dönüp "yarın okul var ve ben çok yorgunum odama çıkıp dinlenebilir miyim" dedim. Teyzem suzan teyze ye "suzancığım Alya ya odasını gösterir misin" dedi. Suzan teyze de önden giderken benim de arkadan gelmemi ister gibi bir hareket yapınca peşinden gittim.
Beni kocaman bir odaya soktu ve "iyi dinlenmeler kızım" dedi. Valizimi olduğu yerde bıraktım ve kendimi de yatağa bıraktım. Tam uyumak üzereyken teyzem odaya pat diye girdi ve "uyuma güzel yeğenim. Önce banyo sonra uyku" dedi.
Yatma pozisyonunu değiştirerek oturma haline geldim ve merak ettiğim o soruyu sordum "teyze annemle neden küstünüz" Aslında ben bir teyzem olduğunu geçen sene öğrenmiştim. Ama annem sadece teyzem ile görüşmemi istemediğini söylüyordu. Teyzem yanıma geldi ve bacakları ile yoga pozisyonunu aldı. Bana anlatmaya başladı. "çünkü annen beni hiç sevmedi Alya. Annemin ölmesinin sebebini benmişim gibi kabullendi. Eğer ben dogmasaymışım annem yaşayacakmış. Hep bunu söylerdi. Bir gün kavga ettik ve benim başımdan aşağıya vazo kırdı. Yüzüm tanınmayacak haldeydi. Bayılmıştım." dedi.
Anlattıklarını pür dikkat dinliyordum çünkü çok değişik gelmişti. Belki de yalandı. Anlatmaya devam etti. "gözlerimi açtığımda gökhan ile beraberdim. Bana aynada kendimi gösterdi ve yüzüm tamamen parçalanmış haldeydi. Beni hastaneye götürdü ve yüzümü alıp başka bir yüz taktılar. Annen beni hep öldü olarak bildi ama gecen sene karşısına tamamen değişmiş halde çıkana kadr. Işte bu yüzden annen benden nefret ediyor" dedi.

AŞK KIRINTISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin