Yürüyordum...
İş hayatının sıkıcılığını küçüklüğünden beri reddetmesine rağmen, hayatını 'genç' sıfatını alabileceği günler azalıncaya dek iş güç hengamesinde yaşamış ve artık bu sıkıcılığı kabullenmiş; olması gerekenden bir hayli de fazla tatmış olan ben, yine işe gidiyordum. Hava o kadar boğucu, yorucu ve iticiydi ki, içimden hiçbir şey yapmak gelmiyor, günlerce nereye gittiğimi dahi bilmeden yürümek istiyordum. Babamı erken kaybetmemin, evin büyük erkeği olmamdan dolayı üzerime yüklediği sorumluluklar beni küçük yaşta iş hayatına sürüklemiş ve olgunlaştırmıştı. Bu, ergenliğimi yaşıtlarım gibi kız hayranlığıyla değil; annemi, kardeşimi koruyarak ve geçimlerini sağlamaya çalışarak tamamlamamı da sağlamıştı. Onca çektiğim sıkıntı ve zorlukları düşünerek, hatta kesik kesik de olsa küçükken annemin odasından duyduğum masum ağlama seslerini anımsayarak durağa doğru yürüyordum. Bunları her düşündüğümde artık bir müdür olduğumu kendime hatırlatarak, herşeyi geride bıraktığımı kendime kanıtlamaya çalışıyor, kafamı fazla da dağıtmamaya özen gösteriyordum. Rüzgarın sürekli saçlarımı dağıtması ve atkımı çözmesi sinirlerimi bozmaya başlamıştı ki dev bir gürültüyle sarsıldım. Önümde emin adımlarla ve rüzgara göğsünü gererek yürüyen kız aniden durmuş, önüne koca bir tabela boylu boyuna serilmişti. Hızlıca yanına gittim ve: "Sen, iyi misin?" diye sessizce sordum. Arkasını döndüğünde ise ürkütücü ve uğultulu rüzgar aniden kesilmiş, yerini ruhu okşayan hafif bir esintiye bırakmıştı. Yemyeşil gözlerinden okunan korku, onu o kadar masum kılmıştı ki, bu masumiyete hayran olmamak elde değildi. Esinti eşliğinde uçuşan şalın sarmaladığı teni o kadar hoş kokuyordu ki, bu onu daha da cezbedici kılıyordu. Şimdiye dek hiçbir benzerini işitmediğim, insanın kulağını okşayan ve uçsuz bucaksız bir hayal alemine sürükleyen nezaket ve masumiyet yüklü ses tonuyla 'iyiyim' dedi birden. Bu hoş sesi duyduğumda aniden yüzümde bir gülümseme belirdi ve "Ürktün sanırım, dur bekle. Sana su getireyim." diyerek biraz ötedeki markete koşar adımlarla ilerlemeye başladım. Aklım tamamiyle ondaydı. Nasıl bu kadar güzel olabilirdi? Hızla suyu aldıktan sonra aynı koşar adımlarla yanına gittim. Ona yaklaştıkça insanı sarhoş eden mis kokusu burnumdan olduğu gibi kalbime nüfuz ediyordu. Yolun kenarına geçmiş, kanatlarının olmamasının melek görüntüsünün önüne geçmediği gerçeğiyle öylece bekliyordu. Yanına gittim ve suyu uzatıp ona gülümsedim. Aynı masum ve melodik ses tonuyla 'teşekkür ederim' dedi ve gülümsedi. Gülümsemesi kendisinden çok daha güzeldi. Suretine saflık ve doğallık eşliğinde yansıyan tebessümü, olduğu gibi kalbime de yansıyordu.
-Rica ederim, dalgındın sanırım.
-Sadece düşünüyordum.
-Neyi?
diye sordum. Ufak bir sessizlik sindi etrafa ve birden 'sınavları' diye cevap veriverdi. "Dert etme." dedim ve onun yanında oldukça sönük kalan bir tebessümle sonlandırdım cevabımı.
-Su için tekrar teşekkür ederim, dedi aceleci bir tavırla. Üzerinde okul üniforması olması, okula gidiyor olma ihtimalini oldukça yüksek kılmıştı. "Bende tekrar rica ederim, hoşçakal." deyip hayaller aleminden başka yerde görme ihtimalim olmadığını düşündüğüm, güzellik çıtasını oldukça yükselten bu kızla ufak bir gülümsemeyle göz teması kurabildim. Yeşilin en tok tonunu taşıyordu gözlerinde. Aynı gözler, beni mest etmek için yeterli bir güzelliğe sahipti. Durağa doğru yöneldiğimde yüzünün hiç bir hattını kaybetmeden gözlerimden silinmemesi, bilinçaltımın bana oynadığı küçük bir oyundu sanırım. Dolmuşun geldiğini görmemle kendimi toparladım. Hayal gibi geçen son birkaç dakikanın etkisiyle karışan düşüncelerimi ve düşen omuzlarımı toparlayarak dolmuşun ilk basamağına adımımı attım. Ona son kez bakmak için kafamı çevirdiğimde göz göze gelişim beni seyrettiğinin bi göstergesiydi. Heyecandan terleyen avuçlarımda tuttuğum parayı şoföre uzattım ve içeri geçtim. Oturduğum an aklıma gelen bir düşünceyle birkaç dakika öncesine geri dönmek istedim; "Keşke adını sorsaydım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZ
ChickLitYaş farkının engel olamayacağı bir aşk... Asya ve Deniz'in bu aşk için göze aldıkları... Önyargılarınızı uzak bir köşeye bırakarak okumaya başlayınız...