Bölüm 1

32 0 0
                                    

Her zaman ki gibi okula gitmek için aşşa indim ve beni orada her sabah birlikte gitttiğim enes abiyi gördüm.
Uykulu sesimle "Günaydın abi" dedim.enes abi bana dönüp yorgun bir tavırla "sana da günaydın" dedi ve durağa doğru yürümeye başlasık.enes abi "ee anlat neler yaptın dün" diye soru sordu.

Enes abiye dönüm"abi sonra konuşalım,otobüse geç kaldım" deyip
durağa kosmaya başladım ve otobüsün durduğunu gördüm.Otobüsü durdum ve bindin sakince.Otobüste oturcak yer ararken arkadan biri bana seslendi nazik ve mutlu bir sesle "sancak"dedi.

Sesin geldiği yöne baktığımda okul arkadasım olan ardayı gördüm.
Arda "gel otur kanki"diye kolumdan tutup çekti yanına,bense elinden tutulmuş bir çocuk gibi oraya yumuldum. Bu gün çok mutluydum ve arda bunu farkedebiliyordu.arda daha fazla dayanamayıp sordu "neden bukadar mutlusun" dedi.Bende ona dönüp "babamla birlikte tatile gidicem okul çıkışın da" dedim.

Arda bana döndü ve "senin adına sevindim" dedi. "Kıskanma" diye içimden fısıldarken okula varmıştık.

Okula vardık ve hızlı geçsin diye dua ediyordum. Okulun hızlı geçmesi güzel oldu ve okul çıkısı saati geldiğinde dışarda babamı gordüm koşarak arabaya doğru ilerledim. Arabaya yaklaşmaya yakın babam arabayı çalıştırdı ve bende arabaya bindim.

Babam sordu "günün nasıl geçti oğlum"dedi içten gelen sevgisi ile "iyi baba"diyerek ardından ekledim.

Babam "valizler arkada burdan direk tatil yerine gidigoruz." dedi ve bende "ama açım ben" diye huysuz bir sesle babama döndüm.

"İlerde bildiğim bir lokanta var." dedi.
Sevindim biran ve yola koyulduk.
Lokantaya gelmiştik ve babam "sen in arabayı park edip gelirim." dedi.

Bende babama gülerek "sen gelene kadar ben yemekleri söylerim." dedim ve babam "hadi ozaman içeri"dedi emir verici bir sesiyle.

Lokantaya girdim,boş bir masaya oturdum ve garsonu çağırdım.

"Garsonn!!"

Yemekleri söyledim ve tamam hemen getiriyorum deyim hızlı bir biçimde ilerledi.
Babam o sırada içeri girdi ve yanıma geldi ve oturdu. O sırada garson yemekleri getirdiğini gördüm ve çok aç olduğum için gözlerim parlamaya başladı.
Garson yemekleri masaya koyarken "afiyet olsun." dedi. Babam "saol kardeşim" dedi.
Yemeyi hızlıca yedik ve hesabı ödeyip kalktık. Babam arabayı hızlıca getirdi ve "hadi hızlı ol" dedi. Hemen arabaya bindim ve yola koyulduk.

Çok büyük bir yorgunluk üstüme çökmeye başlayınca arkama yaslanıp uykuya dalmaya başladım.

"Aradan baya zaman geçmiş"...

Gözlerimi kırpıştırarak "ne ara geldik" diye kendimce mırıldandım.
Babam "uyandın mı?,bende seni uyandırmaya geliyordum"dedi.

Gülerek babama "kalbim ne kadar da temiz" dedim.
Bir an karnimdan gelen sese kulak misafiri olman babam "acıkmışsın bakıyorum da" diye gülümsedi.

Nerdeyiz acaba diye merak ettiğimde
Ormanlık bir alanın içerisinde bir evdeydik. "Pek sevinmedim açıkcası tatil derken bir otel veya bir pansyonda olabilirdi." kendi kendime düşünüyordum.
Babama sordum "başka birileride varmı buralarda yaşayan birileri" diye sorduğum da babam "hemen de sıkıldın mı len kerata"diye sevecen bir halle başımı okşadı ve "hadi otur sofraya" dedi. Çok açtım hızlıca oturdum yemeğin verdiği o koku ile daha da acıkmıştım. Hızlıca yemeyi yeyip sofradan kalktım.

Dışarısı çok güzel gibi görünüyordu hızlıca dışarı çıktığımda karşıda başka bir yazlık ev gördüm. Tam o sırada dışarı biri çıktı çok tanıdık geliyordu.

Gördüğüm kişi bana baktığında "Aaa! Sancak naber dostum" dedi. "İyi sanjar senden naber" dediğimde, "bende burda bir kaç hafta takılmak için geldim,işin yoksa gel birlikte birşey yapalım" dedi

Bende "daha dur olum yeni geldim akşam üstü takılsak olur mu" diye sordum.
Sanjar"tabide moruk akşam ben seni carırım" dedi cana yakın bir içtenlikle
El sallayarak "görüşürüz" dedim.

Sanjar benin 11 yıllık arkadaşımdı cana yakın ve çok güvenilir biriydi,her sırrımı bilirdi ve her konuda yanımdaydı kavgada bile.

Etrafı izlemeye başladım burası çok garip bir yerdi ve her türlü bitki bulunurdu. Etrafı saran bu koku çok hoştu.

Yavaştan akşam olmaya başladında "artık eve" diye kendimle konuştum.
Kendimle çok konuşurum ve bu benim hoşuma gidiyo.

Eve vardığımda babam "nerye kayboldun" diye kızgın bir şekilde "daha buraları yeni görüyorsun" diye ekledi.
"Merak etme baba küçük bir çokcuk değilim" dediğimde sanki 20 yaşında biri gibi aldırış etmemişlik yapıyordum,oysa ki daha 16 yaşındaydım.

Birden kap çaldı."tık tık tık"
"Ben bakarım" diye koştum ve kapıyı açtım.sanjar karşımda durmuş "hadi hızlı ol orman gezisi yapacağız daha" diye mırıldanırken ben de ayakkabılarımı alıp "ben dışarı çıktım" diye bağırdım.

Saat gece 11'di ve babamın sesini duydum "fazla geç kalma" bende ardından "tamam" diye ekledim.

Ormanın yolunu tutuğumuzda üzerim de iyiki mont vardı. Ormanın derin bir yerinde oturdu sanjar buraya benden önce bir kaç defa gelmiş o nedenle kendine bir depo gibi bir çukur kazmış ve içine ne varsa koymuş.

"çakmak,yiyecek,içecek ve daha bir sürü piknik malzemesi vardı"

Sanjar bana bakarak "ne bekliyon oğlum yak ateşide ısınalım" dedi.

Hemen iki parça odun kırıp ateşi yaktım.yiyecek ve içecekleri getiren sanjar "al sancak afiyet olsun" dedi.

Yemeğimi ve içeceğimi alırken "saol dostum çok iyi bir arkadaşsın" dedim e yemek yemeye başladım.

Herşey bittikten sonra "Hadi kalta az gezelim,canım sıkıldı" dediğimde sanjar "burda birkaç bildiğim yol var gel gidelim"dedi. Onu sesizce takip ettim tam o esnada onümüze bir geyik fırladı korkudan ikimizde ağaca çıktık.

Ağacın üstünde az beklerken ikimizde şaşkınlıkla "o neydi be ödüm koptu" dedik ve aşşa atlarken benim mont takıldı ve ağacta kaldı. Sanjar "hadi olum burdan kaçalım" derken onun hızlı adımlarla gittiğini gördüm.

"Dur lan az bekle" dedim, oda "yolu biliyomusun" diye soru sordu.

Bende "evet" cevabı verdim,"iyi ben gidiyorum ozaman" diye korkuyla ilerleyen sanjar beni burada yanlız bıraktı.

Ağaca çıkıp "Ah! Salak mont" diye bağırdım ve onu takıldığı yerden alıp aşşağa atladım.

Biran bir hırlama sesi duyarken arkamı dönüp baktığımda üzerime saldırıp benim kolumu ısırdı.

Ben "Ahhh! Kolumm" diye inlerken o hızla koşarak uzaklaştı,pek şeklini görmesemde bildiğimiz kurttan biraz daha büyük kara kıllı bir yaratıktı.

Issırık ve o koşuşturmaca ben biraz yormuştu, kolumu tutarak evin yolunu tuttum.

Eve vardığımda ilk aradığım şey ilk yardım cantası veya bir sargı bezi idi.

Eve nihayetki vardım girdiğimde babam yatıyordu ve saat gece iki idi.
Sargı bezi aramaya başladım sesizce ve bulmuştumda banyoya gidip ısırılar bolgeyı yıkadım ve daha iyi ve derin ısırmış olduğu ortaya beliri verdi kandan pek belli değildi oysa ki.

Yarayı sardım ve çok yorgun olduğum için direk üstümü değiştirip yatağa fırladım ve çok geçmeden uykuya dalmışım.

"Ertesi sabah"

Kalktığımda direk babam uyuyormu diye baktım. Babam hâlâ uyuyordu.
Sevinmiştim çünkü koluma ne oldu diye sorucaktı.

Yara belli olmasın diye bezi çıkarttığımda ısırık fln yoktu.

"Aman tanrım"!!!!!!

Şaşkınlıktan ölürken biran babamın sesini duysum ve direk kanlı olan bezi dışarı fırlattım.

Koluma ne olduğunu çok merak ediyordum???







Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 13, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HAYATIMIN ISSIRIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin