Sıçrayarak uyandım.Kan ter içindeydim.Daha sabah bile olmamıştı.Artık canima tak etmişti.Sürekli bu kabusu görmekten bıkmıştım.O yaşlı kadını öldürmek istiyordum.Benim kafamı kesmekten ne zevk alıyordu?Onu ben öldürecektim.Duvardaki akrep ve yelkovanı bile dönmekten bıkmış olan saate baktım.Saat sabahın üçüydü.Bu lanet olası kabuslar yüzünden adam akilli uyuyamiyorudum bile.Kalktım ve kapinin yanindaki rengi beyazdan sarıya doğru dönüşmeye başlayan lambaya bastım.Evimdeki hersey benimle birlikte dibe batiyordu.Aynı ruhum ve nacizane vücudum gibi.Odaya göz gezdirmeye başladım.yerlerde bira şişeleri,sigara dumanından sararmış perdeler...Heryer dağanıktı ve yerdeki sigara izmaritleri de bu dağınıklığa destek oluyordu.Tavandaki lamba göz kırpmaya başlamıştı.Yavasca gittim ve yataga oturdum.Lambayi seyrediyordum.Lamba artık göz kırpmaktan bıkmış olacaktı ki patladı.Bir bu eksikti.Ayağa kalktım ve ellerimi etrafimda döndürdüm elim birkac bira sisesine carpti.Doğru yöndeydim .Sonunda kapiyi bulduktan sonra oturma odasina girdim.Cebimde bir sigara bulmak umudu ile.Yarim bir sigara buldum ve masanin ustundeki siyah kibrit kutusunu alarak dış kapinin önüne çıkıp oturdum.Kibriti yaktım ve dumaninin havaya karismasini izledim.Şimdi hersey daha kolaydı.Elimde yanarak bitmeye çalışan kibritle yarim sigarayi yaktim.Sigaradan derin bir nefes çekip dumanın ciğerlerime işlemesine izin verdim.Dışarı çıkan dumandan büyüklü küçüklü daireler yaptim.Havada kaybolan şaheserime bakarak gülümsedim.Bu halde de mutluydum.Ani verdiģim bir kararla ayağa kalktım ve evin çevresini dolaşmaya başladım.Evin arkasina doğru küçük bir ormanlık başlıyordu.
Bu biraz değişik gelmişti.Azıcık kendi çapimda sosyalleseyim bari dedim ve ormanin icine dogru giden patikayi takip ettim.Bir an icin kendimi Alice harikalar diyarinda ormanda cukura dusen Alice gibi hissettim...Başım dönmüstü.Bir agac dibine oturdum ve dinlenmeye basladim.Basima agri girmisti ve gittikce siddetleniyordu.Basimdaki agri bir sure sonra aciya dönüşmeye başladı.Ve ben bu aciya dayanamayarak aglamaya basladim .Sanki beynimi iceride biri kemiriyordu.Cok lanet birseydi.Eve geri donmek umudu ile zaten agridan catlayan basimin etkisiyle etrfimda bir patika aradim.Geldigim yoldan geri donebilirdim.Ama etrafta ne patika vardi ne de patikaya dair ufak bir ipucu.Kayboldugumu anlamistim.Zaten sosyallesmek isteyen bir insanin ormanda ne isi olurdu ki ... Etafima bakinarak caresizlikten ormanin icinde ilerleyerek bir oduncu kulübesi aradim.Kucuk bir kulübe gormustum.Eger iceride biri varsa belkide bana yardim edebilirdi.Birtten izleniyor hissine kapilsamda aldirmadim ve kulübeye doğru yurumeye devam ettim.Kapinin onune gelmistim ki elimi kapiya vurmak icin kaldirmisken kapi acildi ve buyuk bir el beni iceri dogru cekti.Korkmuyordum.Karanlık bir bosluktu.ve bu sefer ölecektim.O el beni buraya cekmisti.Oldugum yerden kipirdayamiyordum.
Burda ölümümü bekleyecektim.Usulca ağlayarak...Ağlamaktan harap ve bitap düşmüş olacaktım ki uyumuştum.Sabah uyanmaya başladığımda başımda o kadar büyük bir ağrı vardı ki suratımı hissetmiyordum.Gözlerimi açamadığım için hissettim ... soğuk bir yerdeydim.Acıyan gözlerimi yavaş yavaş açarak etrafima bakindim ama ama bu olanaksizdi . Ben ... ben evimin kapisinin onundeydim .buraya nasil gelmistim... Cok degişik şeyler oluyordu.Ölüm çok yakındaydi ... Fazla yakında...