Sürpriz yapmak istedim ve erken yazdım ama en kötü konuyla. En yakın arkadaşına aşık olmak! ev erkek dolu ve içeride her 10 dakikada bir ana avrat futbolculara küfür geliyor :D Başlayalım bu psikolojiyle.
Erkeklerle kadınların doğalarında vardır yakınlaşmak. Şartlar uygunsada arkadaşlığın aşka dönüşmesi an meselesi olacaktır. Neden sevgiliniz sizin en yakın arkadaşınız olsun istemez? Şöyle düşünelim, sevgilimizin yakın arkadaşı kız. Tam da böyle Ahmetciğimli canımcığımlı. Kafasını vur duvara, alev çıkart. Ama yapamıyoruz, neden? O benim en yakın arkadaşım! diye başımıza titriyo.
Erkekte böyle düşünüyor, sevgilisinin yanında kimse olmamasını. Yani karşı cinstten. Bizim kızlarda olmaz diyor. İş ayrılığa kadar yürüyor vs. Konumuz bu değil lan, ne ara buraya geldim? Baştan alalım... en yakın arkadaşına aşık olanlar gazabı.
İçim daraldı yeminle. Diğer bölüme eğlenceli şeyler yazayım...
abi ki her arkadaşa sevgili gözüylebakacağımızdan yada baktığımızdan değil ancak yakın olunduğunda mutlakakafalardan şu düşünce geçecektir: "Acaba X'le beraber olsam nasıl olur?" sonra diyorsunuz ki, o kimsenin kalbini kırmaz, canını yakmaz, çiçek alır vs. Bana da alsın, zaten sevilmeye ihtiyacım var hadi X' e aşık olayım. Ya aslında demiyorsunuz ama beynininz ihtiyaçlarınız doğrultusunda X'e farklı bakıyor. Sonra hop X'e aşık oldunuz. etekler tutuşuyor, yazar bana akıl ver. Yazar ölsün...
Söyleyeceksiniz ancak arkadaşlığınızın bozulmasından korkuyorsunuz.Korkmalısınız da çünkü paylaştığınız tüm güzelliklerin bir anda yerle birolduğunu görme ihtimaliniz var. Belki de tam tersi. Bunu arkadaşlığınızı gözönüne alarak siz karar verebilirsiniz.
O kadar şey paylaşıyorsunuz, tüm sırlarını biliyor, sevgililerini, yaşadıklarını, düşüncelerini biliyor. Sevgilinle ilk onu tanıştırıyorsun, seni ona anlatmaya başlıyor. ve ayrıldığınızda ilk onun yanına koşuyorsunuz, sizi teselli ediyor. Ve gün geliyor en yakın arkadaşınıza karşı aşk besliyorsunuz. Geçirdiğiniz günleri anımsayarak onunda size aşık olabileceğini gösteren bir davranış arıyorsunuz. Gün geçtikçe hareketleriniz farklılaşıyor ona karşı en yakın arkadaşınızı kaybediyorsunuz yavaş yavaş. Size karşı olan her hareketinde konuşmasında, size sarılışında kendinizce derin bir anlam yükleniyor. içip sarhoş olduğunuzda sizi taşıyıp eve ailenize teslim eden, anneniz tarafından 2. evlat olarak görülen insan, sizin gözünüzde o yakın arkadaş imajından sıyrılıyor. o hala size gelip hoşlandığı kızı anlatmaya devam ediyor.
Ağla kalbim ağla...
açıklamak en iyisi derim. Ben zaten hep açıklayın derim. Eğer açıklarsan o sana hoşlandığı kızı anlatmaz, canınız yanmaz ama konuşmazsınızda. Ayrıca da o da size karşı bir şeyler hissettiğini söyler güzel bir şekilde ilişki yaşarlar.
Bukre kitabında da - yanılmıyorsam- en sonunda iki yakın arkadaş evlenip, çocuk sahibi oluyordu. Bundan cesaret alın ki şahsen ben çok çok çok şaşırmıştım. (Kitabı okumayanlardan özür dilerim.)
Yazar sen neden hep açıl açıl diyorsun?
Sihirbazım ben açıl susam açıl hurrrraa kdljhsahy. Komik değil, gülme.
Ya bakın şimdi. Kitabı yazarken biriyle tanıştım. Tanışmak değil de muhbbeti arttırmak diyelim, aynı okuldaydık. 9. sınıfta bana çıkma teklifi etmişti ve ben tanımadığım için kabul etmemiştim. Ne var yani, gayet mantıklı bir hayır deme şekli.
Şimdi stajlardan dolayı beraber üst üste aynı yerde staj yaptık. Ama bana it gibi dvranıyor başlarda. Ne yapılcaksa bana yaptırıyor kendisi de peşimden düzenli mi diye bakıyor. Nasıl delirdim varya, komik bir şey oluyor gülüyorum gülme diyor. Delirmek için sebep. Sonra işte mesajlaşmay başlayınca hareketleri düzeldi. Çok utangaç birisi. Ve asla etmez teklif. Ya neyse ben bunun arkadaşına dedim olursa onunla olur diye falan işte. Benim herif - sahiplenmeye bakın hele- geldi etti. Neyse soruyorum buna eğer İso sana demeseydi sevgili olur muyduk diye olmazdık diyor. Yanı biraz cesaretli okun yüzüne değil de arkadaşlar aracılığıyla derseniz daha güzel olur en azından red edilme durumu olursa da fazla tepkinizi göremez.
Yazar, sen hiç red edildin mi derseniz size cevabım açık ve net. Uğruna iki kitap yazdığım hoduk beni istemedi. 8 ay red edilmeme rağmen peşini bırakmadım. Sonra 12 saat sevgili olduk ve ayrıldık. Daha doğrusu şeref yoksunu - o - ayrıldı. Allah kimsenin başına vermesin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PEMBE PİJAMALI HATUNUN AŞK TAVSİYELERİ
Non-FictionHani her arkadaş ortamında "Kanka şunu yazdı ne diyeyim?" sorusuna cevap veren bir kız vardır ya işte o kız benim. Arkadaş ortamındaki ilişki uzmanı olan o kız. Peki, burda ne işin var derseniz Whatpadde yazılan aşk tavsiyelerinden daha farklı, dah...