Damla hayatımda gördüğüm en güzel kız dı ve bugün onunla birlikte birşeyler yapıcaktık saat üçe beş vardı evden çıktım ve mano kafenin önüne gittim yaklaşık on onbeş dakika bekledikten sonra incecik belini belli eden dekolteli beyaz bir elbise giymiş ayağında beyaz kalın topuklu bir ayakkabı olan sırtına kadar gelen dalgalı ve sarı saçlarıyla aynı bir kuğuya benzeyen damla (prensesim) bana el salladı bende ona el salladim. Yavaş yavaş yanıma yaklaştı merhaba dedi yanıt verdi çok güzel olmuşsun dediğimde utançtan yanakları kızarmıştı teşekkür etti ve nereye gidiyoruz diye sordu bende süpriz diye yanıt verdim onunla önce mano kafede oturup birşeyler içtik ve daha sonra onunla birlikte Lunaparka gittik önce çarpışan arabalara bindik daha sonra kocaman bir dönme dolaba iki bilet aldım ve dönme dolaba bindik bizim olduğumuz kabin en yüksekteydi aşşağıdaki insanlar karınca gibi görünüyordu. "Aradan yaklaşık yarım saat geçmişti ancak hala en tepedeydik dönme dolap bozulmuştu ve damla yani benim prensesin korkudan titriyordu bir süre sonra ağlamaya başladı hıçkıra hıçkıra ağlıyordu onu sakinlestirmeye calisiyordum aşşağıya iniceğimizi söyleyip duruyordum ancak ben bile aşşağiya incegimize pek inanmiyordum"damlanin ellerini tuttuğumda elleri adeta donmuştu çok kokuyordu ona sarildim ve kulağına aşşagida bizim için uğraşıyorlar kurtaricaklar bizi sakın korkma prensesim dedim. Ve söylediğim bu laflardan sonra dönme dolap hareket etmeye başladı ve aşşagiya indik kurtulmuştuk ama damla hala ağlıyordu ona su aldım biraz sakinlesmesini bekledikten sonra onu evine bıraktım. Damla farklıydı bu güne kadar kimseye prensesim demedim ancak damlanin bende yarattığı etki farklıydı o bana iyi geliyordu. Onu hala seviyordum ondan 2 yıldır vazgeçemiyordum çünkü o benim prensesimdi ve bir prens prenses siz yapamazdı benim prensesimdi damlaydi