BENİ EN İYİ SEN ANLARSIN
SENİ UNUTMAK HAYATA HİÇ GELMEMİŞ OLMAKTIR
ALİM ÖMER
11.12.2015
EMEĞE SAYGI
Bu gün doğum günün. Sana gelmek istiyorum ancak çok uzaktasın. İçimde seni bana bağlayan o kadar çok duygu var ki. Yıllar geçsede her sabah sanki hiç veda etmemişsin Gibi hissederek de uyanıyorum. Seni arıyorum, neredeyse kafayı yiyeceğim çünkü seni bulamıyorum, bulamıyorum...Kapının zili çalıyor, yoksa! Yoksa sen mi geldin diye kapıya koşuyorum. Nafile bütün umutlarım, anca kendimi avutuyorum. Bu sabah kapımın zilini çalan kişi annem oluyor. Hayretle bakıyorum, her sabah yanında aile doktorumuz olan Haşim bey olurdu, gün geçtikçe daha iyi oluyorum galiba. Yaklaşık bir buçuk yıldır akıl tedavisi görüyorum. Bakmayın böyle yazabildiğime, ellerim sanki benim ellerim değil. Yazan ben değilim sanki düşünceler bana ait ancak yazan ben değilim.
Annemi içeri aldım ve;
- Hayırdır anneciğim bu gün Haşim Bey gelmedi?
Annemin bir an gözleri doldu. Bana hüzünle bakarak;
- Oğlum, Murat'ım...
Bana Sımsıkı sarıldı. Gözlerim bir anlığına karardı, düşecek gibi oldum.
- Ne oldu anne?
Annem ayrılarak;
- Murat'ım, Haşim Bey bu gün beni yanına çağırdı. Senin hakkında önemli şeyler söyledi.
İçime bir hüzün doğdu bir anda.
- Ne söyledi? Öleceğimi mi? Bu yüzden ağlıyorsan sil gözyaşlarını.
- Oğulcum, ben ne yaparım sensiz yavrum. Kimim var senden başka?
Ömrümün çoğunun gittiğini anladım ama ne kadarı kaldı geriye? Bu azabı daha ne kadar çekeceğim. Tekerlekli sandalyemden kalkabilseydim giderdim buralardan, herkesin bir gün gideceği yere. Her gün ayrı çile ayrı hüzün. Sana mı ağlasın bu gözlerim ey yar yoksa annemi düşürdüğüm şu halemi? Bırak peşimi de gideyim yâre, şu bedeni ruhuna, canına kavuşturayım.
- Ben... Anne ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Eğer gitmez isem daha fazla acı çekeceğim bunu sende biliyorsun. Her gün önceki günü unutmak için uğraşıyorum. Hem tekerlekli sandalyedeyim hem de şu aklım gidip geliyor. Daha yaşım kaç benim bunamış haldeyim.
- Oğlum... Yavrum, şu canım sana kurban olsun. Deseler ki canını alalım Elif'e verelim, bir an düşünmem oğul, yeter ki sen mutlu ol. Annen dayanabiliyor mu sanıyorsun senin acı çekmene.
Tekrar sarıldık, içimizde ki acı gözyaşı oluyor ve gözlerimizden şelale gibi dökülüyordu. Ne ben Elif'i ne de annem beni düşünmeden durabiliyordu.
Gel meleğim gel de kurtar beni
Tek servetim kalbim, acılarım baki
Unutamıyorum seni, seviyorum deyişini.