Yanımda Kal Elif!

33 4 0
                                    

EMEĞE SAYGI  

- Siz kimsiniz neden kızıma bakıyorsunuz?

Kafamı çevirdiğimde bir anne gördüm, gözleri yaşlı bir anne. Aman Allah'ım keşke o mahalleye hiç girmeseydim. Bütün bunlardan ben sorumluydum. Hem kendime zarar verdim hem de Elif'e. Sandalyeyi anneye çevirdim ve ona;

- Ben, ben nasıl diyeceğimi bilemiyorum. Ben kızınızın bu hale gelmesinde ki nedenim galiba hanımefendi.

Kadın şaşkın bakışlarla;

- Ne?! Sen misin bütün bunların sebebi? Kızım ne hale geldi senin yüzünden!

Bana ne dese, ne yapsa haklıydı. Bir anneyi bu konu asla sakinleştiremezsiniz. Elif'in annesi yakamı kavrayarak hırpalamaya başladı. Tepki vermiyordum, veremezdim. Semih hoca karısını sakinleştirmeye çalışsa da başarılı olması çok zordu. Anne fazla dayanamadı ve sonunda bayılıverdi, hemşireler Elif'in annesini bir odaya yatırdılar ve sakinleştirici verdiler.

Koridordan annem çıkageldi, yanıma gelerek;

- Ne oldu oğul ne bu haliniz? Yaran kanamış yine?

Yarama baktım ama kanamayı umursamadım. Anneme dönerek;

- Beni boş ver anne, asıl yaralı orda yatıyor. Benim yüzümden kurşun yemiş biri, bir hiç uğruna ölümle çarpışan biri.

Annem pencereden içeriye baktı ve bana;

- Kim ki oğul o? Ne Oldu?

- Elif...

Diyerek başladım ve bütün olan biteni, annesinin bayılmasına kadar anlattım. Annem yüzüme acıyla bakarak;

- Oğul senin ne suçun var?

- Anneciğim, ben o mahalleye girmeseydim bütün bunlar yaşanmayacaktı.

- Girmeseydin belki de daha kötü şeyler olacaktı oğul.

- Şimdi daha mı iyi anne, ben yaralı, Elif vurulmuş, annesi baygın, babası perişan halde. Kendimi boş verdim, içeride benim yüzümden ölümle cebelleşen birisi var.

- Oğulcum ne diyeceğimi bilemiyorum. Allah yardımcımız olsun. İnşallah ikinizde sağ salim çıkacaksınız buradan.

- İnşallah anneciğim.

Saatler geçmek bilmiyordu, Elif uyanmıyordu. Semih hoca yanıma gelerek;

- Evlat istersen odana götüreyim seni, dinlenmen gerek.

- Nasıl giderim ağabey? Elif benim yüzümden bu haldeyken. Nasıl Giderim?

- Elif senin yüzünden bu halde değil evlat, kendini suçlama. Sen o mahalleye girmeseydin belki de Elif şuan hayatta olmayacaktı. Allah Elif'imin yanındadır, İnşallah kurtulacak.

Uzun bir soluk çekerek;

- İnşallah.

- Şimdi odana götüreyim seni.

- Peki, gidelim.

Semih hoca sandalyemi kavradı ve odama doğru sürmeye başladı. Bir an Elif'in odasından sesler gelmeye başladı, alarmdı.

- Ne oluyor?

- Elif'in odasında geliyor sesler!

Semih hoca yoğun bakımın kapısından içeri daldı ve bağırmaya başladı;

- Yardım edin! Lütfen biri yardım etsin, kızım ölüyor, yardım edin! Doktor yok mu ! ? Hemşire!

Semih hocanın bağırışlarını duyar duymaz kapıya yöneldim. Doktorlar çıkageldi ve Elif'in odasın girdi. Elif ölüyordu, doktor kalp masajı yapmaya başladı. Dua etmeye başladım. Bir anda koridordan Elif'in annesini geldiğini gördüm. Olan bitenden haberi yoktu. Yoğun bakımın kapısına gelince içeride doktorların Elif'e kalp masajı yaptığını gördü. Hızla Elif'in yatağına doğru koştu, Semih hoca karısına sarıldı. Artık dayanamıyordum, gözyaşlarımı tutacak gücü kendimde bulamıyordum, annem de gözyaşlarını tutamamıştı. Doktor bir an hemşireyle göz göze geldi, ölüm saatini yazmasın diye her şeyimi verirdim. Semih hoca haykırarak;

- Allah'ım ne olur Elif'imi bağışla yarabbi! Koparma ne olur bizden.

Sandalyemin kenarların tutundum ve ayağa kalktım. Elif'e doğru yürümeye başladım, doktor geldiğimi görünce geri çevirmek istedi. Bütün gücümü topladım ve doktoru iteledim. Elif'in başucuna geçtim ve yüzüne baktım uyanması için yalvardım. Hemşireye döndüm ve ona;

- O ölüm saatini yazmayacaksın!

Dedikten sonra bütün gücümü topladım ve yumruğumu sıktım, yumruğumu hızlıca Elif'in kalbine savurdum. Uyanmıyordu, dönmüyordu, yumruğumu daha hızlı savurmaya başladım. Gücüm tükenmişti artık. Bir Elif'e baktım bir de kalp atışlarını gösteren ekrana. Daha sonra dizlerime kapandım, Elif'in yüzüne bakarak;

- Uyan be kızım, canım gidiyor sen uyanmadıkça, sen gidiyorsun.

Kalbi hala atmıyordu, ekrana doğru baktım bir süre, ayağa kalktım. Gözyaşlarım Elif'in bedenine damlıyordu.

Sen yoksun, kime yok!Bu damlalar su değil, kan!Canımı acıtan yaram değil, sensin, sen.Kal yanımda, kalışın kalbim için tek bayram.

Bir çığlık yükseldi bir anda odada Elif'in annesiydi;



Beni En İyi Sen AnlarsınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin