C7 - Mother...

238 21 4
                                    

Yazım hataları olabilir. İyi okumalar...

-Stiles-

"Stiles sen... Senin baban.. Gerçek baban değil."
Ellerimi ellerinden çektim ne demekti bu. Ayağa kalktım. Bu saçma bir şaka mı? Umarım öyledir!
" Sen ne saçmalıyorsun, tamam onu hiç babam olarak görmedim ama bu... Bu delilik peki annem oda mı gerçek annem değil! "
oda ayağa kalktığında Gözler üzerimizdeydi. Theo, Scott, Malia ve ben salonun ortasında, gergin ortamın da ortasındaydık.
"Stiles otur anlatayım!"
sinirle gülmeye başladım ve yine sinirden yüzüme basan ateş beni boğarken gözlerim dönmüştü. Ellerimi sıktım ve hızla oturdum. Oda oturdu. Theo ve Scott da karşıya oturdular. Onlar sadece dinliyordu.
"Stiles burada - eline masadaki bir dosyayı aldı -senin hakkında lydia, kira ve Allison ın yaptığı araştırmada edindiğimiz bütün bilgiler var. Konumuza gelirsek... ben geçen gün babanın evden çıkarken çöpe bir kağıt attığını gördüm. Odamın camından bakıyordum. Aşağı indim ve kağıdı aldım..."
Dosyayı açtı ve içinden buruşmuş birazda pislenmiş kağıdı bana uzattı. Okuyacaklarıma hazır değildim. Eğer bütün bunlar doğruysa, bundan sonra ne olacaktı...Hayatım değişecekti... Kağıdı elimden aldım. Dedikleri doğruydu burda babamın aslında babam olmadığı yazıyordu. Öz babamın adı da vardı. Jack. Sinirden gözlerim parlıyordu, ailem bunu, benden, bunca zaman saklamışlardı. İstemediğim bir hayat yaşatmışlardı.

Şuan hissedemiyorum, dondum kaldım. Gözlerim doluyordu. Bu seferki gözyaşıydı, yanaklarımdan akarken anlamıştım. Malia nın omzumdaki elini çektim ve dosyayı aldım.
"Bu bugünlük bende kalsın. yarın gelir alırsın. Benim hesap soracağım birileri var!"
Ben kapıya doğru ilerlerken Malia arkamdan seslendi.
"Sinirlerine hakim ol Wale (Stiles ın soyadı)."
bende arkamı dönmeden cevap verdim.
" Ben Wale değilim! Ve beni Merak etme! arkadaşım!"

Zile bastığımda aklımda bir sürü sahne vardı. Dosyayı önlerine atıp ne halt ettiğinizi sanıyorsunuz diyecektim ve ya içeri bi hışımla girip gerçek olmayan babamın yakasına yapışarak hesap soracaktım. Ama kapıyı açan olmadı. Bu hizmetçiler de iyice saldılar kendilerini (!) Evin yan tarafındaki cam bahçe kapısından girecektim. Ama gördüklerim beni şoke etmeden önce...

Annem... yerde yüzü kan içinde, hizmetçiler etrafında, babam yani Karen ise ortada yoktu. Balkon kapısını açtım ve hizmetçi kızı iterek annemin yanına çöktüm. Başını dizlerime koyup dağınık saçlarını yüzünden çektim. Gözlerime
İnanamadım annem tanınmayacak haldeydi. Gözlerimden akan yaşlarla onu, birkaç hizmetçi ile cip e taşındık. O arkada yatarken bende ona sesleniyordum.

'Dayan anne... Anne lütfen dayan. beni bırakma!lütfen..ANNE!'

Annemi bir odaya götürdüklerinde tahta sandalyelerin birine çöktüm. Herşey çok hızlı geliştiği için kafam çorba gibiydi. Siyah montumun cebimden çıkardığım telefonumla Scott ı arayacaktım ama göz yaşlarımı fark edip, buna gücümün olmadığını anladım. Onu yerine kanlı olan elime aldırmayarak Kısa bir mesaj attım.
'Scott lütfen gel. Lütfen.'
konum attığımda da telefonumu cebime koyup başımı ellerimin arasına aldım. Anneme bunu kim yaptıysa onu doğduğuna pişman edecektim. o bi uyansın...aklıma gelen anılarımızla daha çok göz yaşı döktüm. Herzaman babamdan ve annemden şikayet ettim evet. Ama ailemden, olanlardan sonra gelip beni teselli eden ve sevgisini en azından göstermeye çalışan tek kişi oydu, annemdi. Ve aramızı yeni düzeltmişken bunun olması beni boşluğa itiyordu... Çünkü bana her seni seviyorum değişince onu ciddiye almadım.

Şimdi fark ettim de... ben anneme hiç seni seviyorum demedim. İçim yanıyordu ve içimdeki korku içimdeki yangını körüklüyordu.

"Hey stiles Geldik! Bişeyin yokya..? İyimisin? Ne oldu? "
Scott ın gözlerine baktığımda gözlerim tekrar doldu. O bna sarılınca bende ona sarıldım. Sarılırken malia nın da burda olduğunu fark ettim.
"Stiles ne oldu?"
Malia bana sarılmak için uzandığında ben sandalyeye oturdum. Oda üstelemeyip yanıma oturdu. Scott ta başımda ayakta duruyordu. Bildiğim kadarıyla herşeyi anlattım...

NİGHTMARE | STALİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin