Keşke tatile gitmeseydik 8

4 0 0
                                    

Gidip bende bi elimi yüzümü yıkadım. Ardından Tolga 'nın hazırladığı masaya oturduk Çağdaşı da çağırıp. Şerefsiz çok güzel bi tavuk güveç yapmıştı. iştahla yedik ancak yerken kimse tek kelime daha konuşmadı. Tolga ortamın gerginliğini anlamış olacak ki neşelendirmek için beyler akşam ki misafirlerimizi unutmadınız değil mi dedi. Tolga öyle bir yerde hatırlatmıştı ki tüm düşüncelerim gidip yerini heyecana bırakmıştı. Doğru dedin lan dur bi arıyim dedim. Bana düşen orta güzellikte ki Aslıyı aradım ve akşam gelip gelmeyeceklerini teyit etmek için aradığımı söyledim. Gelmez miyiz hiç cevabı beni daha da mutlu etmişti. Adresi mesajla atacağımı söyleyip telefonu kapattım. Kapatır kapatmaz Tolga atladı lan hödük kızları yürütecek misin buraya kadar ben arabayla alır gelirim dedi. Ben ise arabayı çoktan unutmuştum. Tolga yine incefikirliligi ile götümüzü topluyordu.
O sırada Çağdaş a dönüp sen al gel arabayı hem biraz açılırsın dedim. Farketmez anlamında kafa salladı. Niyetim evde yokken bu mevzuyu tolga ile konuşup Çağdaş in kafayı dağıtması için birlik olmaktı. Yemekten sonra Çağdaş üstündeki durgunluğu biraz daha atmış biçimde ben çıkıyorum arabayı alıp gelirim dedi ve evden ayrıldı. Onun ayrılmasıyla bende Tolgaya anlatmaya başladım. Hatta odanın o derece soğuk oldugunu kalkıp bakmaya gitti. Bir süre geçti baktım bu gelmiyor bende arkasından gittim. Baktım bu da Çağdaş in kitlendigi noktaya kitlenmiş bakıyor. Gözümü o noktaya atmamla beraber donakalmam bir oldu. Yerde kanlar vardı ve tam kedinin öldüğü noktada idi. Tolga rengi atmış bir halde silmedik mi lan biz burayı dedi. Sildik dedim ki silmiştik de. Neydi şimdi bu gördüklerimiz. Tam o sırada telefon çaldı ikimizde sesle irkilip telefona yöneldik. Tolga telefonu açtı bir müddet dinledi ve aceleyle tamam kardeşim hemen geliyorum dedi. Bana dönüp koş çabuk dedi ve ne olduğunu anlamadan kendimi o önde ben arkada koşarken buldum. 3-4 dakika kostuktan sonra kaldırımlara çıkıp bahçe duvarına çarpmış bir araba ve önünde Çağdaşı gördüm. Daha hızlı koşarak yanına gittik. Yere çökmüş ve titriyordu. Hemen güzelce kaldırıma oturttuk. Tolga koşarak su almaya gitti. Bende sırtını ovarak rahatlamasını sağlamaya çalışıyordum. Suyu içtikten sonra biraz daha kendine gelen Çağdaş anlatmaya başladı.

Abi caddeye girdim yol boştu normal hızla seyrederken birden önümde gözleri parlayan bir kedi gördüm fren mesafesini geçtiğim için o şokla kaldırıma kırdım. Duvara çarpıp durabildim. Hemen indim ama kediden iz yoktu. Canımı sıkan nokta ise çıkan kedinin dünküne aşırı benzemeseydi dedi. Normalde bu olaya halisunasyon görmüşsün kardeşim der geçerdim ancak beraber yaşadığımız bu olaylardan sonra dinledikçe benimde titremeye başladığımı farkettim. Tolga ile koluna girip arabaya bindirdik çağdaşı ve eve sürdük. Arabanın sağ ön farları ve çevresi gitmiş durumdaydı ama suan onu düşünecek durumda değildik. Dairemize çıkıp Çağdaşı odasına götürürken kapıdan girdiğim anda olduğum yerde kalakaldım. Yerde ki kan izleri yok olmustu. Allahım bu da neyin nesiydi şimdi. Tolga da farketmiş olacak ki ürkmüş gözlerle bana bakıyordu. O anda Çağdaş ne oldu beyler olayı anlatıp daha da ürkütmemek için yok bişey hadi uzan sen diye geçiştirdim.

Başımdan GeçenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin