First Station

16 2 1
                                    

  Hiç düşündünüz mü orjinal kişiliklerimizden, kaç kopya çıkarılabileceğini? Kaç farklı hayatı bir arada yaşadığımızın farkında mısınız? İstemeden yaptıklarımız, isteyip yapamadıklarımız, gündüz yapıp geçe pişman olduklarımızla nasıl çaresizce başka başka dünyalara doğru kanat çırpmaya çabaladığımızı fark ediyor musunuz? Aynı beden içinde kaç farklı ruh halini aynı anda yaşayıp, kaç farklı kişiliğe bürünebiliyoruz? Bu kişiliklerin hangisi biziz, hangisi aslımız, hangisi fotokopimiz?

Bir ayrılık çığlığıyız bir bedende belki ya da bir çocuğun elinde ki şeker kıvamındayız. Belki iftiralardır bizi dik yapan, belki de rol sanatımız. Belki kaçık maviyiz şimdilerde, ardından ciddiyetin yüceliğinde griyiz.  Hatta intahar sonucu bilekten akan kanın kırmızısıyız ya da dar ağacına asılan birinin nefessizliğindeniz.  Ama anlatamıyorum işte kaçık mavimi, ah bir anlatabilsem kaçık mavimi...

Aşkı yaşarken, aşkın yanılgısının tam ortasında, kendimize ait olmayan seslerin ve kokuların büyülü atmosferinde uçuyor bulurken kendimizi, sadece hatırla. Nefesler gelip giderken kulak memenin hemen arkasından, boşluğa çakılı kalmış ve buğulanmış gözler yalan söyler. Sesler duygu içermez, zevk verir. 

O zaman içinde kalan son nefesini kendine fısılda; Tanrı Dünya'yı 'Kaçık Mavi' yarattı...


Kaçık MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin