Deli dolu karakterlerimizle geldim bu kez. Aynı zamanda her birinizin yüzünde tebessüm olmaya...
Keyifli okumalar...
Rüzgarın alıp götürmesi için kollarını açıp, başını göğe kaldırmıştı Hüma. Uçuşan şalı da sonbaharı bir yaprak gibi süslüyordu. Kendini azıcık ama çok azıcık kaptırmıştı ki arkadan gelen Bade, Hüma'nın belini çimdikleyip hain bir rejisör gibi sahneyi sonlandırdı. Hem yaptığıyla alt tarafı Hüma'nın canını sıkacaktı. Çok mu önemliydi yani? "Kızım deli misin? Ne yapıyorsun? Rezil oluyoruz herkese ya hadi gidelim! Titanic'teki Rose gibi açmışsın kollarını. Millet çarpmamak için bahçeye sarkıyor. He yok arkamdan gelip bir Ali Jack sarılsın diyorsan o başka. Gerçi o zaman sen onu da yere indirirsin. Görüyor musun şimdi üzüldüm dağ gibi oğlana. Bak şuna ya bir havalar bir havalar. Zannedersin 10 sezon tutan dizinin final bölümünde. Heey sana diyorum Leyla Rose..."
Hüma gözlerini devirerek arkasına döndü. "Hayatıma turp sıkmaktan vazgeçer misin sen! Şurada bir ağız tadıyla tribe giremiyoruz ya! Evde annem, burada sen canımdan bezdim be! Bir rahat verin artık! Hem Ali Jack nedir Allah aşkına ya?" Hüma olabildiği kadar yükseldi, sesi de önlenemez yükselişine eşlik etmek istemiş olmalı ki bahçedeki herkes ikiliye bakıyordu. Hüma baktı çoktan rezil olmuş, bari kuyruğu dik tutmak lazım diyerek başını havada dikip okulun binasına doğru yürümeye başladı. Ardından seslenen Bade'yi duyuyor ama umursamıyordu. "Mümin olsun dedim şu Jack fena mı ettim?"
Tek amacı okulundaki havayı solumak olan Hüma aldırış bile etmedi söylediklerine. Hem bas bas bağırtmıştı onu hem de hayallerini baltalamıştı. "Hain kızıl ne olacak!" Sınıfa girip, burnundan soluyarak sırasına oturdu. Yanına gelen Bade yandan yandan yanaşıyordu Hüma'ya. Bade yanaşıyor, Hüma kaçıyordu. Bade kedi gibi gülümsüyor, Hüma 'hıııı çok sevimlisin çok' der gibi yüzünü buruşturarak bakıyordu. Bu kez Bade yanaşıyor, Hüma düşüyordu. Evet düşüyordu çünkü Bade'ye bakarken sıranın sonuna geldiğini fark edemedi.
Gözlerini kapatıp, Bade'nin elini ağzına koymuş şaşkın bakışları arasında söylenmeye başladı. "Ekmek kırıntısına mı bastım ben? Yoksa ezan okunurken müziğin sesini mi açtım? Ya ben camiye ayakkabıyla mı girdim? Hiçbiri değilse de kesin namaz kılan annemin önünden geçtim küçükken? Ben ne ara çarpıldım Allahım? Ne ara böyle bir imtihana müstehak görüldüm? Bileyim, bileyim ki tövbe edeyim. Yoksa zaten ölümüm yakın bunların yanında. Vasiyetimdir kızıl yaz! Bak bak bir de kalem arıyor. Olmaz olsun senin gibi arkadaş!"
Bade hem gülüyor hem de yerdeki Hüma'yı kaldırmaya çalışıyordu. Hüma yardımını zinhar kabul etmeden, elini ittirip kalktı ve sıraya oturdu. "Beni an itibariyle bitirdiniz siz. Gerçekten. Tahammül sınırlarımı zorluyorsunuz. Biri dost bildiğim çatal dilli kertenkele, öbürü ana bildiğim gamlı baykuş." Hüma isyan ede dursun, heyecan(!) dolu günün yorgunluğunu atmak için başını tam sıraya koyacaktı ki hoca içeri girdi. Bugün kaçıncı kez yenildiğini unutup "La havle!" eşliğinde kaldırdı kafasını. Halbuki hayatının dönüm noktasına dakikalar olduğunu henüz bilmiyordu. Oysa öğrencilerine göre Orkun Hoca'dan gelen hayır Allah'tan gelmeliydi.
"Öhö öhö. Öhö öhö dedim sevgili öğrenciler. Buradaki sevgiliyi tamamen öylesine söylemiş bulunuyorum. Gevşek gevşek gülümseyenler, hatta ve hatta hoca bizi seviyor diye ağzının suyu akanlar o biçimsiz ağızlarını kapasınlar. Hiçbirinizin yükselip alçalmalarıyla uğraşamam. İki dakika dolmadı daha bütün enerjimi emdiniz." Sınıftan çeşitli sesler yükseldi aynı anda. 'Biz de sana çok meraklıyız zaten', 'ben sana hoca olamazsın demedim adam olamazsın dedim', 'ay ben de bu gece koynunda uyutsa diyordum, tüh!', 'çapına bakmadan bize feyk atıyor' gibi gibi... Tabi hoca hepsini duymayı reddedip konuşmasına devam etti.
![](https://img.wattpad.com/cover/55758961-288-k881398.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstasyon Kelebek
HumorBir tırtıl var avucumun tam içinde. Geçtiğim dalgalar, yağmur olup aktı parmaklarımdan. Elimi kaldırdım masmavi gözyüzüne. Nefesim kesildi aniden. Benim tırtılım, kanatları rengarenk bir kelebek olmuştu. Ben de şaşkın bir kurbağa. Artık bir öpücükle...