3

11 0 0
                                    

James Arthur / Recovery

Başı boş sokakta dolanıyordum.Ne kalacak bir yerim vardı ne de tanığım bir kimse...

Koskoca şehirde sanki yalnızca ben varım gibi hissediyordum.Ve bu his çok berbattı.Annemi özlemiştim.Dört yıl önce kaybetmiştim annemi.Anca toparlanmıştım.Kolay mıydı insanın annesini kaybetmesi ?

Canımdan can gitmişti.Ama atlatmıştım.Her şeye rağmen ayakta duruyordum.Annem hep 'ezilme ez' derdi.Öyle de yapmıştım.Hakkımı hiç kimseye yedirmemiştim.Yedirmezdim de.

Ama şuan acınacak durmdaydım.

Çaresiz,muhtaç,zavallı..

İlk olarak iş bulmalıydım gerisi gelirdi zaten bi şekilde.

Gazeteden iş ilanlarına bakınırken kütüphaneye eleman arandığını gördüm.Arayıp başvuruda bulundum.Benimle görüşmek istediklerini söylediler.

Elimde valizle gitmem çok abes kaçardı.O yüzden bir pansiyona gitmeye karar verdim.Allahtan maaşımı almıştım.En azından ve beni bir süre ideare ederdi.

Pansiyona gelişi güzel yerleştikten sonra üzerime siyah pantolon ve kareli kırmızı gömleğimi giydim.Çantamın içine cüzdanımı ve telefonumu koyduktan sonra odamı kilitleyip pansiyondan ayrıldın.

Gazetede yer alan adrese gidip kütüphane sahibiyle görüşmeye başladım.Aslında lise mezunu olduğum için beni ilk başta reddeceklerdi ama acilen bir çalışan ihtiyaçları olduğu için işe alınmıştım ve yarın iş başı yapacaktım.

'Belki yeniden hayatımı düzene sokabilirdim.'

Pansiyona geri döndüm ve üzerimi değiştirip yatağa uzandım.
Biraz telefonumla uğraştıktan sonra şarja takıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.

'Uyku en iyi kaçış yoluydu insanlar için sanki uyuyunca her şey geçecekmiş gibi gelirdi ama sabah uyandığınızda her şey karabasan gibi tekrar üzerinize çökerdi.'

Öyle de olmuştu.Bitmemişti hiçbir şey.
Aynıydı.

O günden beri o çocuğu hiç görmemiştim görmekte istemiyordum zaten.

Onun sürtüğü yüzünden işimden olmuştum.Bu lanet pansiyonda kalmak zorundaydım ve işin kötüsü param bitmek üzereydi.

Sabah erkenden uyandım ve duşa girdim.Üzerime rahat ama şık kıyafetler giyip kütüphanenin yolunu tuttum.İlk olarak kitapları düzenledim.Sonra masalarda ki kitapları yerlerine yerleştirdim.Toz alma işlemini bitirdikten sonra kitap ödünç almak isteyenlere işlem uyguladım.Kütüphanenin sahibi ücretimi istediğim şekilde alabileceğimi söylemişti.

Günlük,haftalık veya aylık.

Günlük alırsam miktar düşerdi ama hergün elimde para olurdu.Haftalık alırsam hem param olurdu hemde miktar fazlalaşırdı.Aylık almak miktarı fazlalaştırsa da elimde para kalması ihtimalini en düşüğe itiyordu.En çok kafama yatan fikir haftalık almaktı.Sıradan bir kütüphanede çalışsamda haftalık 150 lira alacaktım.Bir ayda dört hafta vardı.Yani ayın sonunda 600 lira almış olacaktım.İlk aylık ücretimi aylık almaya karar verdim.Amacım pansiyondan çıkıp tek odalı bir ev tutmaktı.

Öyle de yaptım iş çıkışı bir emlak dükkanına gidip aradığım evi söyledim.Bir kaç ev baktıktan sonra 3 hafta sonrası için bir ev üzerinde anlaştım.Kirası 150 liraydı zaten daha fazla da etmezdi ev.Orta boyutta bir odası odayla birleşik küçük bir mutfak ve bir tuvalet vardı.Evin eşyalı olması kirayı 200 tl yapsa da umursamadım.400 tl cebime kalıyordu.Sevinmiştim.

Pansiyona doğru yol aldım.Kısa sürede pansiyona varmıştım.İçeri girmeden kapının önünde paketimden son bir dal kalan sigaramı yaktım ve dudaklarım buluşturup ciğerlerime alışık oldukları tadı tattırdım.Sigaramı bitirip ayağımla ezdikten sonra odama girdim.Kilitli olan kapımı açıp içeri girdim ve odayı aydınlatmak için ışığı açtım.

'Siktir ! '

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 17, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ZİNCİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin