"Bugünü yaşa. Dünü değil. Yarını değil. Yalnızca bugünü. Gelip gelmeyeceğini düşünerek ne yapıyorsun farkında mısın?"
"Ne yapıyorum?"
"Bugüne ihanet ediyorsun. Bugün seni çağırıyor, senin ilgini çekmeye çalışıyor ama sen yarına odaklanmışsın ve bugün de geçip gidiyor. Ertesi sabah uyandığında bugün tamamen boşa gitmiş oluyor. O artık dün. Bu anlardan bazıları senin için çok özel şeyler yaşıyor olabilirdi ama artık asla bilemeyeceksin."
"Teşekkür ederim."
"Önemli değil, Zoe." dedi. Şarkı söylüyormuş gibi konuşuyordu. Sanki arkasında dev bir orkestra vardı. Önünde büyük bir kalabalık, kalbinde ufak bir heyecan. Benimle konuşurken bıraktığı kemanı kaldırdı, omzu ile boynu arasında bir yere yerleştirdi, sağ elindeki yayı kemanın tellerine sürterek harika sesler çıkarmaya başladı.
Fakat ne yazık ki, ne büyük bir orkestraya sahipti, ne de onu izleyen bir kalabalığa. Sadece o vardı, o ve kemanı, o ve kemanından çıkardığı müthiş sesler.
Eğer kim olacağımı seçme şansım olsaydı, bu yaşlı kemancı olmayı seçerdim Leo. Her akşam, saat tam dokuzda, kemanını ve yayını alıp buraya geliyor, kulakları müthiş ezgileriyle dolduruyor. Bazen çocuklar durup onu dinliyor, fakat sonra anneleri ellerinden tutup götürüyor onları. Bazen ben geliyorum, yardıma ihtiyacım olduğunda. Bana yardım ediyor, benimle konuşuyor. Senin yokluğunu unutturuyor. Bazen bu ezgilerde seni buluyorum. Kemancının arkasından gülümsüyorsun bana. Sonra ay gökyüzünde parlıyor, sokaklardaki insanlar azalıyor ve bu yaşlı adam kemanını alıp evine gidiyor. Bense burada seni bekliyorum, kendi kendime hatırlatıyorum. "Bu yaşlı adam onca işi hiçbir çıkarı olmaksızın yapıyor. İyi duygulara sahip olmak için." diye. Sonra aklımda bir soru beliriyor, "Sen ve ben Leo, en son ne zaman iyi duygulara sahip olduk?" diyorum kendi kendime. Cevap veremiyorum. Ancak hâlâ beklemeye devam ediyorum, çünkü geleceğini biliyorum. Çünkü söz verdin bana. Tam bu sokakta, bu ağacın önündeydik. Geleceğini söyledin. Ben, gittiğin günden, bugüne kadar hep bekledim seni. Sen nerelerdeydin?
Oysaki seninle geçirdiğim son gün ne kadar güzeldi! Üzerinde siyah montun vardı, açık renk kotunun bol paçaları, beyaz ayakkabının üzerini kapatıyordu. Kafandaki siyah bere, kulaklarını kızarmaktan koruyordu. Kızaran kulaklarını hep sevimli buldum Leo, fakat sana hiçbir zaman söyleyemedim.
Hatırlıyor musun? Geçen sene, yılbaşı akşamında tam buradaydık, saat tam dokuzda. Kemancıyı ilk kez o zaman görmüştük, sevgi dolu ezgileriyle bizi neşelendirmişti. İlk önce, yoldan geçen arabaları ve bir yerlere yetişmeye çalışan telaşlı insanları izlemiştik. Vakit ilerledikçe, sokak boşalıyordu. Yeni bir yıla girecektik çünkü. İnsanlar sevdiklerinin yanına gitmeliydi. Fakat yine de yalnız değildik. Kemancı vardı. Okul masraflarını ödeyemediği için yılbaşında bile mendil satan küçük bir çocuk vardı. Kar taneleri vardı. Ceplerimiz boşalana kadar o küçük çocuktan mendil almıştık. Kar taneleri kıyafetlerimizi süslerken, kemancının şarkılarıyla dans etmiştik. Mutluydum Leo. Gözlerinin içi gülüyordu, küçük çocuk mutluydu, kemancı mutluydu. Sonra, sonra diz çöküp beni sevdiğini söyledin. Her şey çok güzeldi. O gün sana son kez sarıldım. Ve her şey bitti. Yeni yıla girdik, kemancı gitti, küçük çocuk gitti. Bana beklememi söyledin. Ve sen de gittin. Ben ise kafamda yankılanan siren sesleriyle orada yalnız kaldım. Sana yetişemedim, Leo. Affet beni.
Sen gittiğinden beri, çok şey değişti Leo. O küçük çocuk okula başladı. Kemancı artık daha uzun kalıyor burada. Arkadaş olduğumuzu bile söyleyebilirim. Mesela diğer arkadaşlarım, çoğu uzaklaştı benden. Üniversite kaydımı dondurdum. Okula devam edecek miyim onu da bilmiyorum. Fakat Leo, değişmeyen tek bir şey var. Kendimi değiştiremedim. Kendimden kaçamadım.
Normal biri olmak için çok uğraşıyorum.
Ne dersin Leo? Normal biri olabilir miyim sence? Sokak çocuklarına verdiğim parayla alışverişe çıkabilir miyim? Ya da yeni yılda kemancıyı dinleyip, seni beklemek yerine, bir partiye gidebilir miyim? Belki de bir yere davet edilirim.
Yapacağım Leo. Değişeceğim. En azından, deneyeceğim. Zor olacak, vazgeçmeyi düşüneceğim, biliyorum. Fakat içimde seni unutmamak için çırpınan küçük kız, bana engel olamayacak artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leo.
Short Story"Bugünü yaşa. Dünü değil. Yarını değil. Yalnızca bugünü. Gelip gelmeyeceğini düşünerek ne yapıyorsun farkında mısın?" "Ne yapıyorum?" "Bugüne ihanet ediyorsun. Bugün seni çağırıyor, senin ilgini çekmeye çalışıyor ama sen yarına odaklanmışsın ve bugü...