Alora kapıya yaslanmış kendisine göz kırpan adama bakıp gözlerini kırpıştırırken, Sinclair çoktan planını gerçekleştirmek için eyleme geçmişti bile.
Babasının şu sıkıcı partisine ilk defa katılacaktı. Hem de onun istediği gibi bir kızla birlikte. Fakat bu kız Mordel ve Sasha çiftinin ona layık gördüğü ve evlenmesini bekledikleri bütün erkekleri aynı ölçüde seven, sosyete gülü Daisy olmayacaktı. Karşısında duran Alice'in harikalar diyarına tepeden iniş yapmışçasına dağıtmış kız ile çok daha eğleneceğini tahmin ediyordu.
''Süpermen'den ümidini kestiğin için Snowman çağırdığın söylenmişti, yanlış bilgi mi aldım yoksa?''
Sinclair içinden kahkahalarla gülerken, görünürde kasıntı bir süper kahraman imajı çizmeye çalışıyordu. Kız alkol almıştan çok sihirli mantar yemiş gibiydi. Alora'nın kafasında yaşadığı partiye katılmayan tek bir nöronu dahi olduğundan şüpheliydi ve bu onun oldukça işine geliyordu.
''Aman Tanrım!''
Sinclair, Alora bir kez daha aynı şeyi tekrarladığında hafifçe kızı sarsıp kendine getirme isteğini bastırdı. Alora'nın kendine gelmesi işine gelmeyecekti şu noktadan sonra. Bir de duşun ayıltamadığı kızı sarsarak kendine getirme fikri biraz komik gelmişti düşününce.
''Çok ısrarcıysan öyle de hitap edebilirsin. Artık burada durmasak? İçeri davet etmeyecek misin?''
Mekanik ve estetikten uzak hareketlerle kenara çekilen Alora geçmesi için Sinclair' e yol verdi. Sinclair kendi evinin birebir kopyası olan dairede direkt salona doğru yürümeye başladı. Alora da yavru ördeklerinkine benzer bir iç güdüyle ilerledi kardan adamının arkasından. Yürüyüşü bile cool olan bu adamın eline tutuşturduğu çiçekleri taşıdığını unutup başını kaşımaya çalıştı. O sırada hangi ara eline aldığını anlamadığı çiçekleri fark etti. Birkaç saniye sonra ilgisi yeniden kardan adama kayarken çiçekleri unutmuştu bile.
Sıcak odada küçük kanepesine rahat bir şekilde oturmuş adamı gördüğünde gülümsedi. Çok mutlu olmuştu bir şey yüzünden. Bir şey, evet. Şey... neydi o şey? Hangi şey neydi? Aklına gelen fikir geldiği gibi aniden puf, dumanların arasına karışıp gitmişti yine. Oradaydı ama sis lambası takmadığı için göremiyordu belki de. Aklına yeni bir fikir geldiğinde koşarak balkon kapısını ve sokağa bakan minik penceresini açtı. Sonrasında ellerini hula hula dansı yaparcasına sağa sola hızla sallamaya başladı.
''Alora ne yapıyorsun?''
Sinclair kızın neden Hawai yerlileri gibi dans ettiğini çözmeye çalışıyordu. Bu davranışın altında hiç bir mantıklı sebep aramıyordu tabii ki. Sadece o minik kafada dumanların hangi rüzgarla hareket ettiğini merak etmişti.
''Erimeni engellemeye çalışıyorum. Ah erime lütfen! Tanrım erimesin.''
Kızın inleyerek kısık ve şirin sesiyle dili dolaşarak dua eder gibi söylediği sözler karşısında kendini gülümserken buldu yine. Saatler kızın saçma ama komik, dengesiz ama şirin cümlelerini, hareketlerini takip ederken hızla akıp gitmişti. En sonunda Alora koltukta yarın akşam partide giyecek bir elbisesi bile olmadığından yakınırken cümlesini tamamlayamadan uyuyakalmıştı. Kızın üzerini örtüp, ellerindeki eldivenleri küçük masaya bırakan Sinclair, kocaman atkıdan da kurtulduğunda ciğerine doldurabildiği kadar hava çekti. Bu atkı ile sıcak evde biraz daha kalsa gerçekten eriyeceğini düşündü.
Erime fikri kızın evinden çıkıp hiçbir şey olmamış gibi geri dönebilmesi için harika bir mazeretti onun için. Sıcaktan erimezdi tabii ki. Çok çok terlerdi ki bu bir haftadır özlemini duyduğu bir şeydi. Şimdi bile gitmesi gerekirken soğuk evi aklına geliyor ve adımları bir kölenin kırbacı yedikten sonraki istemsiz adımlarına dönüşüyordu. Yine de planını uygulamaya koyması için gitmek zorundaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bazı Dilekler Tutar-Tamamlandı
Short Story#wattytr2016 kazananı #3 bölümlük kısa hikaye Tüm dileklerin gerçek olduğuna inanılan gecede yıllardır inatla dilek dileyen ve hiçbir dileği gerçek olmayan 23 yaşındaki Alora. Gerçekleşmeyen tüm dileklerine inat, son bir umutla kolları sıvayıp...