Giriş

84 39 10
                                    

"Bir zamanlar, herkesin gökkuşağından bir renk olduğu bir ülke varmış. Kimisi yeşil gibi enerjik, kimisi mavi gibi huzurluymuş. Herkes birbiriyle iyi anlaştığından, bu ülkede kıskançlık, kin, öfke gibi duygular yokmuş, ta ki, o tüm halkın uğursuz olarak nitelendirdiği o güne kadar.
Bir gün, gökkuşağının yedi renginden olmayan biri çıkmış ortaya. Diğerlerinden farklıymış o, bu yüzden dışlanmış, unutulmuş, yalnızlığa mahkum edilmiş. Aslında renklerin karışımı olan o, rengini saklamaya, benliğini örtmeye mecbur kalmış.
Bir gün, başka biri çıkmış ortaya. O da farklıymış diğerlerinden. Önce gelenin tam zıttıymış hatta. Halk ondan korkuyormuş. Korkularından ona yaklaşmaz, o kendilerine baktığında ise saklanmaya çalışırlarmış.
Bir süre sonra halk bu durumdan sıkılmış. Korkuyor olmak onların gururlarını incitiyormuş içten içe. Korkuları öfkeye dönüşmüş. Sonunda onları toplumdan uzakta tutmaya karar vermişler. Zıt olduklarını düşündükleri karakterieri bir odaya kilitlemişler. Onları düşman olmaya, birbirlerinden nefret etmeye zorlamışlar."
Yaşlı adam durdu, yatakta uzanmakta olan torununa, onun kahve gibi, yumuşak saçlarına, her zaman kendisininkilere benzettiği mavi gözlerine baktı.
"Devam etmeyecek misin, dede?"
Adam elini küçük kızın alnına koydu.
"Devamını yarına bırakalım, yoksa annen ikimize da kızar. Uyku vaktini geçirmeni sevmediğini biliyorsun."
Küçük kız uzun bir süre, üstüne örttüğü yorganına baktı. Tekrar başını kaldırdığında ise dedesi onun buğulu gözlerini gördü.
"Bu çok acımasızca, diğerleri daha yeni gelenleri tanımadan onları dışladılar. İçlerinin ne kadar iyi olabileceğini düşünmeden, sırf kendilerine benzemedikleri için belki en yakınları olabilecek insanları kendilerinden uzaklaştırdılar."
Dedesi eğilerek bu hayatta en çok değer verdiği kişiyi alnından öptü.
"Sen hep böyle masum, saf kal, kal ki hiç kimseyi dış görünüşüne bakarak değerlendirme. Eğer bir gün dışlanmış birini görürsen onunla arkadaş ol, iyi yönlerini herkese göster ki hepsi onu dışladıkları için utansınlar."
Kız başını sallayarak gülümsedi. Bunu gören dedesi ise gülerek ayağa kalktı, odadan çıkarken torununa iyi bir rüya görmesini dileyerek ışığı kapattı.
O masal hiçbir zaman sonlanmadı.

Karanlık Olmayan Siyah ve Soğuk Olmayan Beyaz'ın HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin