Mermi, silah ve erzak yüklü kağnı ile hiç durmadan üç gün- den beri gidiyorduk. Hiç bitmiyor- du o yol. Sanki biz gittikçe menzil de bizden kaçıyordu.
Annem bir at arabası çekiyordu ardında. Atların olması gereken yerleri annem almıştı. Bir gayret- le, canla başla çekiyordu.
Diğer herkeste de aynı telaş vardı. Ortalıkta büyük bir koşuş- turmanın ayak sesleri ile yankılanıyordu.
Bense annemin çektiği araba- nın üstünde, yamalı kumaşlardan yapılmış içi buğday dolu iki çuvalın arasında, yarı çıplak bir vaziyette, soğuğun bedenimle bü- tünleşmesine engel olamadan, gözlerimde dona yazmış iki damla yaş ile sallana sallana gudiyordum. Açtım ve burdaki insanların çoğu da açtı. Bir hafta- dır kimse doğru dürüst bir şey ye- miyordu. Çektikleri otların yavan köklerinden başka...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOR YAZMA
Historical FictionMora büründü her yer... Gözlerimi bir perde kapattı. Sonrası mor bir rüya... Tıpkı annemin yazması gibi...