One Year Without You||Sulay

mono

1. GÜN

Çok seviyorum, o kadar çok seviyorum ki bunu bir deftere dökmeye karar verdim. Her hücresini, küçükçe düşünülmüş her ayrıntısını, gülünce çıkan gamzesinden tutun her zaman uykulu bakan gözlerine kadar bütün yanını, içini, dışını çok seviyorum. O kadar çok seviyorum ki bazen neden bu kadar mükemmel diye düşünüp ağlıyorum. Deli olduğumu düşünebilirsiniz. Fakat yanılıyorsunuz. Ben onun bu defteri okurken oluşacak yüz ifadesini bile biliyorum. Onu, kendisinden iyi tanıyorum da denilebilir. Bu defteri bir gün okuma ihtimalini düşünüp mutlu olan biriyim.

Bir sorunumuz varsa bu da benim onunla bir kere bile doğru düzgün konuşamamış olmamdır. Çünkü o ne kadar benim meleğim olsa da, başkalarının şeytanı. Konuşmaya çalıştığımda beni hiç terslemedi. Çünkü beni fark etmedi.

Olsun, ben inanıyorum ki beni bir gün fark edecek. İçtenlikle inanıyorum buna. Çünkü her ne kadar o bilmese de biz ruh ikiziyiz.

Biliyor musunuz? Bir şey olduğundaki yüz ifadelerimiz bile benziyor. Aynı şeylere gülüp, aynı şeylere üzüldüğümüzü de az çok tahmin edersiniz.

Ben bu defteri; biz birlikte olduktan sonra başta meleğime, sonra da bütün dünyaya okutacağım. Bunu sadece seni sevdiğim için yaptığımdan emin olabilirsin. Seviyorum seni meleğim.

5.Gün

Bugün sinemaya gitmek istemiştim meleğim. Ağlamak istiyordum doya doya. Orada sen ve arkadaşlarını gördüm. Bir tanesi Star Wars'a girelim dedi. Sen de kabul ettin. Sen bir seçim yapsan benim gittiğim filmi tercih edersin değil mi? Yoksa arkadaşların için aksiyon filmine gitmek seni daha mı mutlu eder? Ben eğer adımın Suho olduğundan eminsem senin de duygusal filmleri daha fazla sevdiğine eminim. Çünkü kırılgan görünüyorsun, sana sarılsam ağlayacakmışım gibi geliyor. Belki de ağlarım. Bilemeyiz. Bunu öğrenmemiz için bana bir kere sarılabilir miyim? Zaten bir kere sarılırsam kalp atışlarımı duyup beni bırakmak istemeyeceğine eminim. Cidden. O kadar eminim ki.

Artık cesaretimi toplayıp yanına gelmek istiyorum. Bunun için önce bu defteri tamamen bitirmek istiyorum. Daha fazla bekleyemeyeceğimden de korkuyorum. Seni dünyadaki her şeyden çok seviyorum.

15. Gün

Bugün pazar, benim evden çıkmama izin yok. Okul olmayınca ve bir yere çıkmayınca seni göremiyorum.
Dışarı çıktığımızda da hep aynı yerlere gitmemiz tesadüf olamaz değil mi? Lunaparka bile gittik. Beni bir saniye bile görmemiş olsan da aynı yerde benzer şeyler yapmamız bile beni mutlu ediyor.

Beni deli sasaeng falan sanmayın. Cidden nereye gittiklerini bilmeden ben orada oluyorum zaten. Bence bu aşk yüzünden. O kadar iyi hissediyorum ki her seferinde ayı yerlere gidiyoruz. Diğerleri için sıradan olabilir ama dünyanın en güzel şeyi cidden.

Pazar günü olduğu için ne kadar mutsuz olsam da pazartesi için o kadar mutluyum. Hayır senin için değil, yemekhanede çilekli süt çıkıyor. Şu an bile mutluyum. Neden biliyor musun Lay? Çünkü sen benim çilekli sütümsün.

16. Gün

Sana çilekli sütüm olduğunu yazdıktan sonra uyudum. Uyanınca okula gittim. Derslere girip çıktıktan sonra yemekhaneye gittim ve korkunç bir şey oldu meleğim. Çilekli süt yoktu. İnanabiliyor musun? Ben sana yazdıktan sonra olması! Sen benim çilekli sütüm iken okulda çilekli süt çıkmaması ve seni ard arda iki gün görememiş olmak. O kadar kötü bir şey ki. Bir gün gelirde seni hiç göremem diye çok korkuyorum. Seni her gün görebilmemi sağlarsın değil mi?

20. Gün

Sonunda bugün okula geldin. Çok yorgun görünüyorsun. Yanına gelip sümüklerini silmek istiyorum. Battaniyenin altında beraber üşümek istiyorum. Hastalığını bana da geçir, beraber yataklara düşelim istiyorum. Arkadaşlarından daha yakın olmak istiyorum sana. Onlar seni kötüleştiriyor. Bütün iyiliğini üzerinden çekmeye çalışıyorlar ama başaramıyorlar. Kimse seni meleklikten uzaklaştıramaz ki. Kimse yapamaz bunu. Kimse göremiyor yine de melekliğini. Herkes senden korkuyor. Meleklerden korkulur muymuş? Melekliğini bütün dünyaya göstermek istiyorum.

25.Gün

Benim küçük meleğim, hayatımı renklendiren insan. Bugün seni küçük kuzeninle gördüm. O kadar tatlı görünüyordunuz ki. Cennetin fragmanı gibiydi. Onunlayken tüm melekliğin sanki cennetteymişcesine açığa çıkıyordu. Seni tüm dünyaya göstermek istiyorum. Aynı zamanda istemiyorum çünkü sen bana özel olmalısın. Bebeğimize o bugünkü şevkatle bakmalısın. Bebeğimizin olma ihtimali var değil mi? Düşünsene küçük bir melek, kalbini senden yakışıklılığını benden almış. Bütün dünya şeker komasına girerdi! Bütün dünyanın şeker komasına girmesini istiyor musun?

35. Gün

Yemekhane sırasındaydık bugün arkadaşımla. Önümüze geçip "Sorun yok değil mi? Acelem var." dedin. Bana gülümsedin. O öldüğüm gamzelerini telefon ekranı yada 100 metre öteden değil, gözümün önünde gördüm. Kalbimin atış hızını ışık hızı görse utanırdı. O kadar seviyorum ki o gamzelerini. Daha gülmeden oluşuyor aslında. Yüzüne itina ile kazınmış gibiler.

O kazınan gamzelerin aynısından kalbinde de var. İstemeden iyi düşünüyorsun çünkü. İnsanları kırmamak için öyle yumuşak davranıyorsun ki. En ufacık hakaretin bile içimi ısıtmaya yetiyor.

40.Gün

Meleğim, saçını boyatmışsın. O en sevdiğim kızıl tonunu bir kahverengiye döndürmüşsün. Başta üzüldüm ama sana ne yakışmıyor ki. Sen saçını pembe de yapsan, cırtlak sarı da yapsan severim ki ben seni. Ben seni saçın yüzünden sevmiyorum ki. Saçın olmasa da, dünyanın en çirkin insanı olsan da seni sevmeye ölene kadar devam edeceğime emin olabilirsin. Senin beni bir saniye olsun sevdiğini düşünmek beni mutlu ediyor. Aptal aşık gibiyim.

50.Gün

Lay, benim güzel aşkım. Sosyal medyada şarkı söylediğin ve gitar çaldığın bir video paylaştın. O kadar güzeldi ki... Biliyor musun? Benim sesim de çok güzeldir. Sesime herkes çok yumuşak der. Seninle beraber düet yaptığımızda bizi SM'in bile kaçırmayacağına eminim. Düşünsene bu güzel seslerin bir gruba alınıp dans öğretilip sahneye atıldığını. Bu seslere yazık olurdu. Bilirsin, mükemmeliz. Bu vücut ve seslere hiçbir kızın hayır diyeceğini sanmıyorum. Hayır da deseler evet de deseler umrumda değil. Pardon umrumuzda değil. Çünkü bize ne kızlardan. Değil mi? Psikopata bağlamadan gitmeliyim sanırım. Seni şarkı söylemekten daha çok seviyorum.