Blade:Vampir Avcısı (#YeniYılRuhu)

Bölüm7:Luke Cage..

Blade iyileşmişti. Acele ediyordu bu işi hemen bitirmek için ama logan biraz daha olayın soğumasını istiyordu.

"hadi ama gidelim ve şu carl denen pisliği gebertelim daha neyi bekliyoruz".

-biraz daha vakit geçmesini.

-neden?

-çünkü olaylar daha taze delice bişey yapmandan korkuyorum anlıyomusun.!!!

-ne deliliği gidicez ve onları gebertip geri gelcez işte bunun neresi delilik.

Diğerleride blade'e katılıyorlardı. Logan daha fazla itiraz etmedi "peki nasıl isterseniz" dedi.

Hazırlandılar blade silahlarını ve kılıcını aldı. Diğer hepsi kendi uzmanlığına giren silahlardan kendilerine ayarladılar.

Takımın bir çoğu zamanında özel askerlerdi. John ve hawk yüz başı rocketde binbaşıydı.
Delancy paralı askerlik yapmıştı biraz. Yakın dövüştede uzmandı.

Hepsi arabaya doluştular ve yola koyuldular. Birazdan carl'ın yerine geldiler. Hawk arabayı durdurdu. İçerden bağrışmalar geliyordu. Hemen içeri koştular.
Gördükleri manzara mide bulandırıcıydı. İçeride kopmuş kafalar,bacaklar,kollar vardı herkes sağa sola kaçıyordu.
Anlaşılan kısa süre önce bi olay yaşanmıştı burda. Hemen yukarı çıktılar carl yerde kanlar içinde yatıyordu.Baktılar hala nefes alıyordu.

"caaarl uyan pislik herif çabuk bana jacob'un yerini söyle yoksa beynini dağıtırım". Blade adeta delirmişti. Bağırıp çağırıyordu çünkü jacob'a ulaşmaları için tek fırsatları oydu ve o ölmek üzereydi.

Logan blade'e sakin olmasını söyledi ama blade kimseyi dinlemiyordu etrafta ne var ne yok dağıtmıştı. Carl'ın kendine gelmesi lazım diye düşündü ve onu ayıltmaya çalıştı. Bir sürelik uğraştan sonra uyandı ama sesi bile duyulmuyordu doğru düzgün.

-ölmeden bişeyler de bari carl hadiii!!!.

-......aarr..ghh.....
L-luk'-k ...

-luke kim hangi luke!..

-..luk-ke ..ca-ge......

Ölmüştü ama bir isim vardı ellerinde luke cage "ben onu tanıyorum"dedi delancy.

-kim bu herif!!

-mafya gibi bişey,bunu o yapmış olsa gerek vampirlerden nefret eder fırsat buldukçada öldürür diye duydum ama hiç görmedim.

-yerini biliyormusun!!

-hayır.

Blade bu adamı ne yapıp edip kesin bulmalıydı. Kimbilir belkide jacob'un yerini biliyordur.

Kapıya yöneldiler. Tam çıkacakken hawk'ın gözüne bir şey ilişti carl'ın masasının üzerinde duruyordu. Gitti ve ne olduğuna baktı üzerinde Luke yazıyordu alttada bir numara vardı. kimbilir belkide aradıkları luke buydu.

-heey çocuklar bakın ne buldum!.

Hepsi üzerine üşüştü. Blade birden heyecanlandı."hadi arayalım"dedi.

Delancy numarayı çevirdi,
kalın bir ses:Alooo

-Bay luke ile görüşücektim.

-öyle birini tanımıyorum........

-kapattı.

Hepsi şaşkındı bu işte gariplik vardı. Kard'ı iyice incelediler.
Ama hiç bir şey yoktu. Blade eline aldı ve "bunda garip bir koku var sanki limon gibi" dedi.
Hepsi kokladı. Evet gerçektende limon kokusu vardı. Blade çakmağını çıkardı ve kağıdın altına tuttu. Bu çok eski bir taktikti. Güldü. Yavaş yavaş yazı belli olmaya başlamıştı"Vampirler Ölüm" yazıyordu. İyide bunun manası neydi hem bu adam neden vampirlerden bu kadar çok nefret ediyordu. Logan'ın aklına bir şey geldi. Yeniden aradı numarayı.

Dıııt...dıııt"Alooo"dedi yine kalın bir ses.

-vampirlere ölüm!!
Onlar için hiç bir manası yoktu ama adam "buyrun nasıl yardımcı olabilirim" dedi.
Şaşırdılar anlaşılan bu bir parolaydı.

-Bay luke ile görüşecektim...

-kendisi şu an müsait değil ben size adres veriyim oraya gelin.

-peki.

Adresi aldıkları gibi arabaya fırladılar çıkarken bir ambulans çağırmayı unutmadan.

İki saat sonra adresteydiler.
Garip ve harabe sayılan bir binaydı burası. İçeri girdiler fakat içeride kimse yoktu dağıldılar etrafa. Blade ve logan aşağı kata gitti. Fakat burda hiç bir gariplik yoktu bir duvar hariç. Blade duvara yaklaştı sanki ardında birşey var gibiydi. Kaydırmaya uğraştı olmadı etrafa baktı açabilme ihtimalinin olduğu herhangi bir kol gibi bir şeyde yoktu. Logan da yanına geldi beraber etrafı bir defa daha araştırdılar ama nafile bir şey bulamadılar. Birden blade'in aklına geldi ve sesli bir şekilde "vampirlere ölüm diye bağırdı. Duvar birden yana doğru kaymaya başladı bi asansör vardı. Takımın geri kalanıda geldi ve asansöre bindiler. Bindikleri gibi hareket etti asansör.
Sanki birileri onları bekliyordu.
Birazdan kapı açıldı ve çok nezih bir koridora çıktılar. Uzaktan doğru birisi geliyordu bu galiba telefona bakan adamdı.

-hoş geldiniz buyrun buyrun bay luke sizi bekliyor bay blade!!!..

Hiç bir şey demeden adamı takip ettiler. Büyük bir kapının karşısına gelince durdular. "sadece siz bay blade" dedi adam.
Diğerleri dışarda beklerken blade de içeri girdi. içerde adeta dev gibi 2metreden uzun, hayvani bir yapıya sahip ve zenci bir adam vardı. İçerisi çok güzel döşenmişti. Belliki zevk sahibi biriydi.

-Hoşgeldiniz bay blade.

-Siz bay luke olmalısınız? Biz...

-Biraz bi durun soluklanın sakin olun konuya bukadar hızlı girilmez!.

-Bay luke sözüne ettiğimiz kişi benim karımı ve çocuğumu öldürdü.!!

-Hepsini biliyorum. Buyrun kahvelerimizi içerken konuşabiliriz.

-evet jacob'un yerini öğrenmek istiyorum tabi eğer biliyorsan.!!!

-Elbette biliyorum.!!

-Ozaman fazla vakit kaybetmeden gidelim!.

-Nasıl isterseniz ama önce kahvemi bitirmeliyim.

On dakika sonra yukardalardı blade ve takımı kendi arabalarına giderken luke "lütfen benim arabama buyrun" dedi. Biraz duraksadılar ama sonra binmeye karar verdiler.
Yolları uzun sayılırdı bu süreçte epey konuşma fırsatı buldular.

-Madem jacob'un yerini biliyordun neden onu sen öldürmedin?

-Çünkü sizin öldürmek isteyeceğinizi biliyordum.

-peki carl. Onu neden öldürdün o jacob'un yerini biliyordu?

-Çünkü eğer onunla konuşsaydın ozaman ben bu işin dışında kalacaktım. Halbuki; benimde ondan alacak olduğum bir iki şey var. O hem katil hemde hırsızdır. Benim değerli bir tablomu ve elmasımı çaldı.

Blade bu adamı garipsiyordu halleri tavırları garipti ama yinede şimdilik içi rahattı.
Dışarıda adeta buzdan evler vardı. Kar bütün şehri kaplamıştı"ne kadar güzel" diye iç geçirdi blade soğuktan buharlanmış camı silerken....