Chapter 10 - Confusion & Merry Christmas

3.2K 133 12
                                    


Blue mağazanın içinde bir köşeye çekilmişti. İki gün önce gelen mesajın kimin gönderdiğini düşünüyordu. Nasıl Blue'nun hangi rujları kullandığını biliyordu? Ve neden Blue ile uğraşıyordu? Soruların cevaplarını bulması zordu. Kendi düşüncelerinden sıkılmıştı. Belki bu noel akşamı Harry ile geçirirlerdi. Yılbaşında bir kaç öpücük paylaşırlardı. Blue oturduğu yerden kalktı ve çantasını almak için içeri girdi. Sırt çantasını alıp kapıyı kapattı.

"Nereye gidiyorsun,Blue?" İnce bir ses ve topuklu ayakkabı tıkırtıları. "Eve." Basitçe cevapladı Blue. "Ağacı benim için süsle,gelirken yemek alırım." Bayan Mortez kızına bakıp onay bekledi ama Blue'nun kırmızı dudakları yukarı doğru kıvrıldı ve saniyesinde kafasını geriye atarak kahkaha attı. "Ağaç süslemek? Başka insanlar bunu bir kaç gün öncesinden yapıyorlar. Ve bu noel'i seninle değilim." Dedi Blue. Annesi kızın sözleri karşısında bozguna uğradı. "Londra'da benden başka kimsen yok." Blue kafasını sallayıp güldü. "Hayır Var Bayan Mortez." Raquelle'in şaşkın suratı Blue'yu gülümsetti. "Mutlu Noeller." Annesinin yanından emin adımlarla geçip çıkışa yöneldi.

Londra'nın soğuyan havası,yıllardır Los Angeles'a alışmış olan Blue için iyi değildi. Mağazadan çıkıp yürümeye başladı. Eline telefonunu alıp gelen mesajları kontrol etti. Jasmine'nin mesajından başka reklam içerikli mesajlar vardı, Amerika daki arkadaşlarından ve bilinmeyen numaradan mesaj yoktu. Arkadaşının mesajına cevap verdi ve telefonunu kapatıp cebine koydu. Sevdiği şirin pastaneye hızlıca girip dolu olamayan bir masaya oturdu. "Hey,Blue. Mutlu Noeller." Blue tatlı bir gülümsemeyi karşısındaki çocuğa gönderdi. "Mutlu Noeller,Ashton." Dedi. Ashton,Blue'nun Londra'ya taşındığı zaman edindiği bir arkadaşıydı. Ashton bu pastanenin sahibinin oğluydu ve Blue her seferinde Ashton'la burada takılırlardı,bazende kahvaltı bile yaparlardı. Onunla takılmayı severdi.

"Çörek ve kahve." Ashton soru sormamıştı.

"Kendin içinde al." Dedi Blue. Ashton'nın gelmesini beklerken pastanenin içindeki süslere baktı. Bakışları tekrar karşıdan gelen arkadaşına çevirdi. Oğlan elindekileri masaya bıraktı. Blue kahvesini eline alıp bir yudum aldı. "Sor." Elindeki kahveyi bırakıp karşısındaki çocuğa baktı. "Bir şey sormayacağım." Dedi Ashton ve kahve bardağını dudaklarına götürdü. "Sen kendin zaten anlatacaksın." Blue'nun ağzı açılırken,karşısındaki çocuk güldü. "Ondan önce,çikolatalı çöreğimi yemek istiyorum." Elindeki çörekten bir ısırık aldı. "Bir mesaj aldım." Dedi Blue. "Bilinmeyen bir numaradan. Ve benim hangi rujları kullandığımı biliyor gibi." Sonlara doğru mırıldanmaya yakın konuştu. "Mesaja bakmak istiyorum." Blue,Ashton'nı onayladı ve cebindeki telefonu uzattı.

"Bence biri Noel'i,Halloween'la karıştırıp sana şaka yapmış."

"Komik bir espiri değil." Mızmızlandı Blue.

"Haklısın senin esprilerin kadar soğuk." Ashton kendi dediğine kahkaha atmaya başladı.

Elindeki telefonu masaya bıraktı ve Blue'ya baktı. Blue ise gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmıştı.Omuzlarını silkip kahvesinden son bir yudum aldı ve ayağa kalktı. "Her neyse.Ben gidiyorum." Çantasını alıp bir yirmilik bıraktı masaya. "Görüşürüz." Pastaneden dışarı çıktı ve saate baktı. Harry onu mağazanın önünden alacaktı. Yeniden yürümeye başladı. Harry'i düşündü. Londra'ya geldiğinden beri sahip olduğu özel bir kişiydi. Birkaç dakika sonra siyah bir araba durdu.

"Hadi gel." Blue,Harry'nin sesini duyduktan sonra kafasını çevirip baktı. Camdan Harry görünüyordü. Blue gülümseyerek arabanın sol tarafına geçti. Sıcak araba Blue'nun gözlerini kapatmasına neden oldu. Yanağında hissettiği dudaklarla gözlerini açtı. "Merhaba." Harry'nin gamzeleri üzerine bir öpücük bıraktı. "Merhaba." Harry gülümseyip arabayı çalıştırdı. Blue yine tüm renkleri ile tam yanında oturuyordu. Araba hareket etmeye başlayınca Blue teyiple oynamaya başladı. Bir kaç dakikalık çabasından sonra güzel bir şarkı bulamamanın yenilgisiyle geriye doğru yaslandı.

"Radyoda çalan şarkılar berbat."

"Yada sen doğru frekansı bulamadın."

Harry radyoyu yeniden açıp istediği kanal gelene kadar çevirdi. Aradığı şeyi bulunca mutlulukla eline direksiyona bir kaç kez vurarak ritim oluşturdu. Blue,Harry'nin bu haline gülümseyip çalan şarkıyı dinlemeye başladı. Siyah araba apartmanın önünde durdu. Harry arabadan hızlıca inip arka taraftan bir kaç paket aldı ve arabayı kilitledi. "Bir tanesini de bana ver." Harry elindeki paketin birini Blue'ya uzattı. Blue,Harry'nin evine doğru yürürken kendini biraz daha iyi hissetti çünkü o Blue'yu burda bulamazdı yada Blue öyle düşünüyordu.

Red Lips (Harry Styles)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin