Rüyamda çok hoş bir şarkı çalıyordu ama bir yandan da rahatsız ediciydi biraz mırıldanıp gözlerimi açtım ve telefonum çalıyordı arayan kişi ise "Mal" yani kuzenim cansu. Telefonu açtığımda bir ses kulaklarımı feci halde tırmaladı
- sen hâlâ kalkmadın mı lan
- ne var yani kalkmamışsam yaz değil mi isteğim kadar uyurum.
- dilancım, canım kuzenim saati gördün mü sen ?
- hayır bekle bir bakayım
Dedim ve telefonu kulağımdan uzaklaştırarak karşıma aldım ve saati gördüğümde büyük bir şok geçirdim saat 16:23 'tü ben bu saate kadar nasıl kalkmadım, kalkmamayı bırak cansu aramasa daha uyurdum ben... cansuya seslendim hemen
- kalktım hazırlanıp geliyorum hemen
-e bir zahmet dilancım ben süs havuzunda olucam oraya gel. DIT DIT DIT.....
evett tam tahmin ettiğim oldu herzaman ki gibi telefonu suratıma kapatmıştı. Evde bir sessizlik hakimdi ne kardeşimin gürültüsü ne de annemle babamın konuşma sesi vardı çok sakindi kendimi yalnız hissetmiştim. Hemen odamın camını açtım içerisi çok sıcaktı ağustos ateşi etrafı yakıp kavuruyordu saat 16:40 olmasına rağmen. Bir sigra yaktım ve bişeyler atıştırdım aynanın karşısına geçince bir anda ürktüm bu ben olamazdım her sabah kalktığımda kendimden korkmaktan bıkmıştım artık. Üstüme bişeyler giyip evden hemen çıkmak istiyordum ve öyle yaptım giyindim ve hiç bir şeye özen göstermeden o pasaklı halimle patenlerimi de aldım ve evden çıktım. Çıkar çıkmaz kulaklığımı taktım tabiki müziksiz hayat mı olur tabiki Hayırrr... müzik dinlerken kendimi o kadar kaptırmışım ki bozhaneye(sahilde bir kafe çınar altı da derler) geldiğimi fark etmedim bile hemen ordaki durağa oturup patenlerimi giydim ve tekrar kulaklığımı taktım... işte bu özgürlüktü kendimi özgür hissettiğim tek şeydi paten binmek, özgürlük ayaklarımın altındaydı ve müzik dinlerken paten binmekse süper bir şeydi, benim için mutluğun anlamıydı bunlar, ta ki onunla tanışana kadar. Neyse ben sahil yolunda deniz kıyısından beri paten sürerek süs havuzuna(patencilerin toplaşıp paten bindiği bir alan) geçtim. Cansu, sefer, ömer, havvanur, selenay, özgün herkes ordaydı bende hemen çantamı koydum ve bir şişe su aldım o kadar çok susamıştım ki 1 dakika dâhi dayanamayacak gibi hissediyordum artık. Suyu yudumladıktan sonra cansuların yanına geçtim bir şeyler konuşuyorlardı ama ben su içerken bu konunun başını kaçırmıştım ve bensiz plan yapmaları beni rahatsız ediyordu bu yüzden hemen ortaya atıldım:
-ee ne konuşuyoduz bu günkü plan nedir gençler?
Sefer: kemere gitmeyi düşünüyoruz sen ordaki yere hiç gitmedin sanırsam
- evet çünkü üşeniyorum ! Orası çok uzak oraya varana kadar ayaklarımı kaybederim, yorucu.
Ömer: pekala biz gideriz sende burda kalırsın nasıl fikir
Cansu: bence süper fikir :D
- tabiki kötü bir fikir ve bende geliyorum.
Selenay: bana bak dilan yorulursan bize tutunmak yok...
- Ah hadi ama ne yapıcam ben :)
Özgün: bir şekilde hallederiz, peki ne zaman gidiyoruz.
- bu gün karar verdiğimize göre seneye gideriz heralde :Dd
Neyse muhabbetimiz böyle çekişmeyle devam ederken hava karardı. Çantalarımızı almadık ve yola koyulduk kemere ilk defa gidecektim ve uzak geliyordu yorulacağımı biliyordum çok uzaktaymış ve hiç ulaşamayakmışız gibi hissetsemde kemerdeki alçı deposuna vardık kendimi direk yere savurdum ve derin bir nefes aldım gözlerimi açtığımda ise mütiş bir manzarayla karşı karşıyaydım gökyüzü o kadar güzeldi ki kendimi bakmaktan alıkoyamıyordum, yıldızlar o kadar parlak ve hoştu ki Ay ise her tarafa ışık saçıyordu o an orda zaman dursun ve artık akmasın istedim çünkü bu çok huzur vericiydi. Ve o an içinden şunları dedim " allah'ım şunca güzel şey yaratmışsın o kadar huzur verici ve muazzam ki, lütfen bu gün benim içinde güzel bir şey yarat bir mucize aynı bu gökyüzü bu gece kadar huzur verici bir şey olsun" ben bu sözleri içinden geçirirken bir bağrışma oluyordu sanırım pek farkına varmadım. Ama farkına varmam lazımmış galiba bana sesleniyorlarmış bi an kalktım ve;
-efendim ne oldu ya...
Cansu: dilan gidiyoruz hani artık kalksan diyorum
-nereye lan daha yeni geldik
Sefer: ne yeni gelmesi kızım 1 saatir burdayız sen ne içtin allah aşkına
- hadi lan ordan ne 1 saati ya
Selenay: dilan ciddi ciddi 1 saat oldu hatta geçti bile.
- oha ya bana 5 dakkaymış gibi geldi nasıl olur.
Derken kalktım ve yine yola koyulduk süs havuzuna geri dönüyorduk. Bu yol beni öldürür ya bitmiyo neyseki vardık artık süs havuzuna, hemen su içtim ve oturdum biraz soluklandım çok yorulmuştum kafamı kaldırdım ve öylece dona kaldım....
Evet o, karşımdaydı burdaydı olamaz yine bir rezillik çıkarmaktan korkuyordum. Geçen sefer önünde düştüm ondan önce suyu üstüme döktüm ondan önce ise biriyle feci çarpıştım ondan önce, ondan önce diye devam eder bu. Ve yine o karşımdaydı orda öylece oturuyordu ve etrafa bakınıyordu bense ona kenetlenip kalmıştım.