Medyada Okyanus var.
Ara sokağa girip yürümeye başladım. Kırmızı kırık, dökük kırmızı binanın önünde durdum. Etrafıma uzun bir süre bakıp gelmeyeceğini anladım. Hayır zaten niye gelsin ki çocuk kendi halinde zaten benim burada olacağımı bilmeyeceğine göre aptallık edip buraya geldim. Geri bas gece kırmızı binada uzaklaşmaya başladım. Okyanus'u neden bu kadar umursuyorsam gerçi banane bişey de hissetmiyorum ayrıca 2 günde olacak şey değil.
-------------
Eve girdim ve direk odama çıktım. Öğretmenlerin ilk günden ufak tefek verdiği ödevleri bitirip "Tut Elimi" yeni aldığım kitaba başladım pis yenge öğle yenge olmaz olsun tam bir gerilim zavallı Emma daha gazla dayanamadım ve kitabı elimden bıraktım. Masama doğru ilerledim çantamdan arada bi içtiğim sigaramı çıkardım ve çakmakla yakıp sigarayı içime çektim. Boğazımı ilk başlarda yaksa da alışmıştım. Aşağıdan kapının kilidinin açılma seslerini duyduğum da babamların gelmiş olduğunu anladım aşağı inmeden önce parfüm banyosu yaptım ve odamdan çıkıp aşağı doğru üçer beşer atlayarak indim. Babamla kısa bir konuşmanın ardından yatacağımı söyleyip yukarı çıktım. Odamın kapısında biraz durdum. Uykum yoktu. Telefonumda sırf canım sıkılıyor diye bir sürü oyun falan vardı. Of uyu gece diye söylenerek yatağa ilerleyip içine girdim soğuk yorgan tenime işlediğinde irkilseydi bir süre sonra ısındı ve uykum ağır bastı.
-------------
Sabah saatimin alarm sesiyle uyandım ve tabimi lanet okumayı unutmadan saati yere fırlattım. Halı yüzünden yere düşen saatin sesi tok çıkmıştı neyse ki ,babam aşağıdan;
-kızım yataktan mı düştün? Sorusuyla yüzümü buruşturup cevap verme gereği duymadım nedense sıcak yatağımdan ayrılmak zorunda kaldım doğru banyoya girdim kapıyı kilitleyip kısa bir duşun ardından saçımı kurutup düzleştirdim. Formalarımı giyip odadan çıktım hızlı adımlarla aşağı indim kahvaltımı yapıp tekrar yukarı çıktım. Babam geç kaldık diye hayıflanıyordu aşağıda dişlerimi fırçalayıp çantamı omzuma taktım ve tekrar aşağı indim üvey annem arabada beni beklediğini söyledi bende babam dakik bir insan olduğu için böyleydi. Herşeyimizi zamanında yapardık babamın sayesinde arabaya binip kemerimi taktım. Babam bu seferde çok fazla sustuğum ve kısa cümleler kurduğum hakkında yol boyunca nutuk çekmişti. "Ay yeter yani kafa bu"diye çıkıştım bende en sonunda babama babam susmuş ve yola odaklanmıştı. En sonunda okula geldiğimizde babam arabayı okulun ilerisine park edip yanaklarımı öptü bende onu öpüp aşağı indim okulun içine girip uzun koridorda sınıfıma ilerledim burçini sırada görünce yanına gidip çantamı koydum. Çaprazım da Okyanus'un sırası vardı ve istemsizce gözüm orayı bulmuştu. Ama yoktu. Burçin dalgınlığımı fark etmiş olacak ki "bişey mi oldu?" Diye sordu önce donuk bir şekilde ona baktım ve "Hayır" dedim tamam dercesine kafasını sallayıp önün e döndü bende yanına oturdum öğretmen içeri girdi ve selam verdikten sonra tekrar oturduk dersin ortasında kapı tıklamadan içeri giren okyanusla gözlerim onda kilitli kaldı. Benimle bir kere göz göze geldi ve sırasına gidip oturdu olduğum dikeldim ve öğretmeni dinlemeye çalıştım. Bu çocuk neden böyle umursamaz arkadaşı bile yoktur bahse varım ki
------------
O sıkıcı dersler nasıl geçti bilmiyorum ama geçti işte Okyanus'u görmemle gözlerimi başka yöne çevirdim ve nedense burada olması beni umutlandırmıştı. Evet tekrar gideceğim o kırık dökük binaların olduğu yere bir taksiye atlayıp adresi verdim. Eylül ayında olduğumuz için hafif yağmur çiseliyordu. Okyanus bellkide gelmeyecekti ama yine de gideceğim orası kırık dökük aynı benim gibi ama huzur gibi geliyordu güzeldi.
Vardığımda taksiye parayı ödeyip indim karşım da duruyordu şimdi ne diyecektim ki ben ona
--------
Uzun bir süre yazamadım üzgünüm umarım güzel bir bölüm olmuştur. :*