1. BÖLÜM

30 3 1
                                    

      Of ya! Neden bu erkekler hep beni buluyor? Yani gidin bir başkasını uyuz edin! Of! Canım çok kötü acıdı ya! Evet! Doğru tahmin! Şuan da odunun biri bana çarptı! İnsan bir kibarlık olsun diye iyi misin? deyip kaldırır ama bu odunda o da yok! Şuan karşımda ellerini ceplerine sokmuş, pişmiş kelle gibi sırıtıyor beyefendi! Altı üstü markete gidip birkaç abur cubur alacaktım ama markete girmek için caddeden karşıya geçerken bir arabanın bana çarpmasını beklemiyordum. Bu arada ben hâlâ yerdeyim.
Ayağa kalkmaya çalışırken sağ ayak bileğimden resmen burkulma sesi geldiğinde acıyla inledim. Az önce önüne bakmayıp bana çarpan çocuk, şimdi tam ben dengemi sağlayamayıp tekrar düşecekken aniden belime sarılıp benim dengede durmamı sağladı. Ama ben ayağımı yere tam koyduğum sırada acıdan beynimde şimşekler çakmaya başlayınca ağzımdan acı dolu bir inilti çıktı. Sonra bir anda kendimi havada buldum. Bir anda etrafıma baktığımda bana çarpan çocuğun beni kucağına almış, siyah bir Porsche'nin ön koltuğuna koyduğunu fark ettim. Sonra kendisi de arabanın etrafından dolaşıp arabanın diğer tarafına geldi ve kapıyı açıp sürücü koltuğuna oturdu, ardından kapıyı kapatıp arabayı çalıştırdı. "Nereye götürüyorsunuz beni?" dedim.
      O da "Hastaneye nereye olacak? Çok özür dilerim ama ayağın hiç iyi görünmüyor. O yüzden hatamı telafi etmek için hastaneye götürüyorum" dedi. Bende korktuğumu belli etmeden "Tamam, teşekkür ederim" dedim.
      Bir süre sessizlik oldu. Bu sessizliği o bozdu. "Bu arada adını hâlâ bilmiyorum, ben Kerem" dedi. Ama araba kullandığı için elini uzatamadı ki uzatsaydı da tutmazdım elini.
"Bende Sıla, tekrar teşekkür ederim beni hastaneye götürdüğünüz için"
"Önemli değil ama şu sizli bizli konuşmayı bırakamaz mısın?"
"Hayır çünkü sizi tanımıyorum"
" Peki sen bilirsin"
       Bu arada hastaneye gelmiştik. Ben hâlâ yürüyemediğim için beni kucağına aldı ve hastane kapısından içeri girdik ama ben onun kucağında iken onun yüzüne bakamıyordum. 'Allahım sen affet!' Bende kucağıma bakmaya karar kıldım.
Beni bir odaya bırakıp "Ben hemen doktoru çağırıp  geleceğim." deyip gitti yaklaşık 5 dakika sonra doktor hanımla geri geldi. "Evet beyefendi bana olanları anlattı hanımefendi. Şimdi ayağınızı açın lütfen. Bende pansuman aletlerini getireyim" Ama ben hâlâ açmadım çünkü Kerem Bey'in çıkmasını bekliyordum. Doktor hanım pansuman aletleriyle yanıma geldiğinde hâlâ ayağımı açmadığımı görünce ayağımı neden açmadığımı sordu bende kulağına beyefendinin dışarı çıkmasını istediğimi söyledim. O da kafasını sallayarak "Beyefendi sizi dışarı alabilir miyim lütfen?" dedi. Kerem Bey de " Tamam" deyip dışarı çıktı. Bende ayağımı açıp doktor hanımın tedavi etmesini bekledim.

************

Tedaviden sonra Kerem Bey bir kafede çay içip içemeyeceğimi sordu, ben ilk başta kabul etmesemde çok ısrar ettiği için kabul ettim. Bir yarım saat kadar sohbet ederken bir kadın gelip Kerem Bey'e "Bu kadın kim Kerem?" diye sordu. Bende aynı soruyu bu kadın için düşünüyordum...

Evet sevgili okurlarım. İnanın bana elimden geldiğince yazım hatası yapmamaya çalışıyorum. Biliyorum bu başları biraz sıkıcı gelebilir belki ama sonraları kim bilir belki güzel şeyler olur?...

Kerem ile ilgili bir sorunuz varsa buraya alayım.

Sıla ile ilgili bir sorunuz varsa buraya alayım.

Hikayenin adını tam olarak belirleyemedim.  Bu konuda bana fikir önerileri olursa bu paragrafın altına yorum olarak yazabilirsiniz.

Şimdiden ilginize çok teşekkür ederim. Hepinizi çok seviyorum. Sonraki yeni bölümde görüşmek üzere. 😉

ALLAH RIZASI İLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin