6. BÖLÜM

4 1 0
                                    

'Yardım et! Lütfen bırakma elimi!' Bu kim? Kim sesleniyor bana? Etrafıma bakıyorum ama kimse yok. Sadece eskiden kullanılan eski bir beşik var önümde. 'Ingaaa! Ingaaaa!' Hıh! Bebek sesinin hemen ardından ağzımdan korkuyla ve şaşkınlıkla karışık nida çıktı. "Sıla? Sıla! Uyan! Kabus görüyorsun!" Hızla kabus görmüşüm gibi uyandım ve uyanmamın hemen ardından ezan sesi duydum. Kalbim hâlâ çarpıyordu. Öyle ki korkuyla Buğlem'e sarılmışım. Buğlem "İyi misin canım?" diye sordu endişeli bakışlarla. Onu daha fazla endişelendirmemek için başımı evet anlamında salladım ama hâlâ kendimde değildim. "İyiyim canım. Sadece tuhaf bir rüya gördüm. Hayrolsun inşallah" dedim ve hemen ardından yatağımdan çıkıp ayağa kalktım. "Neyse ben bir namazımı kılayım. İyiyim canım benim. Merak etme." dedim ve gülümsedim. Buğlem de "Su içmeye kalkmıştım. Odandan sesler duyunca bir kontrol edeyim seni dedim. Nefes alamıyordun sanki, can çekişiyordun resmen!" dedi. Ben de hemen  "Tamam bak iyiyim elhamdülillah. Hadi zaten güneş doğmak üzere. Ben bir abdestimi alıp namazımı da kılayım da kendime geleyim. Sen de istersen bir elini yüzünü yıka da çay suyu koy ben de gelirim birazdan olur mu canım?" diye ekledim. Buğlem beni onaylar onaylamaz hemen banyoya gidip ihtiyacımı giderdikten sonra lavaboda abdestimi aldım ve tekrar odama dönüp namazlık seccademi yere serdikten, feracemi giyip başörtümü de taktıktan sonra namazımı kılmaya başladım.

******************************

Önce sağa sonra sola selamımı verdikten sonra tesbihatımı çekip duamı etmeye başladım. Ancak aklımda hâlâ gördüğüm rüya dönüp duruyordu. 'Rabbim sen büyüksün. Gördüğüm rüyayı hayra çıkar Allah'ım. Amin!' Duamı da ettikten sonra seccademi katlayıp odamı topladım ve odamın penceresini açıp odamı havalandırmak için açık bırakıp mutfağa gittim.

Buğlem'in koyduğu çay suyu kaynıyordu bu yüzden ocağın altını kısıp çayı demledim. Ardından buzdolabından 4 tane yumurta çıkarıp, yıkayıp önce bir tava-cezve görünümlü bir kaba koydum ve sonra da içine su doldurup ocağa koyup altını yaktım.

Buğlem'e "Odamın penceresini açtım havalansın diye, haberin olsun. Unuturum falan sonra kızma bana." dedim ve göz kırptım. Buğlem yalancı bir kızgınlıkla "İyiki söyledin! Yoksa yine elimden çekeceğin vardı." dedi. Buğlem hep böyleydi. En iyi arkadaşlarımdan birisi ama. Bir kere ben yine odamın penceresini açık unutup üniversiteye derse gittim. Geldiğimde elinde terlikle kaşları çatık bir şekilde bekliyordu girişte. Girdiğim gibi kafama terliği yemem bir olmuştu. O günden bu yana odamın penceresini her açtığımda söylüyorum. Çünkü unutunca sonra dayak yiyen ben oluyorum. O anlar aklıma gelince elimde olmadan kıkırdadım. Buğlem hemen yanıma gelip bana sarılınca ben de kısa bir şaşkınlığın ardından ona sarıldım. "Hep böyle gül işte yaa. Sen gülmeyince evde neşe olmuyor sanki" dedi Buğlem. Ben de "Sen yeter ki iste Buğlem'im. Ben hep gülerim." dedim espriyle karışık. Aklıma Ezgi ile Naz gelince oturma odasına baktım lakin ikisini de göremeyince Buğlem'e sordum. "Ev demişken Ezgi ile Naz nerede? Uyanmadılar mı henüz?"

"Ezgi'nin dışarı da işi varmış birazdan gelir. Naz da ekmek poğaça falan almaya gitti ben çay suyu koyarken. O da gelir birazdan" demeye kalmadan kapı çaldı. Ardından Buğlem ekledi "İyi insan lafının üstüne gelirmiş. Geldiler işte." ve kapıyı açmaya gitti. Ezgi ve Naz birlikte salonda göründüklerinde Naz elindeki ekmeği ve poğaçaları mutfakta masanın üstüne koydu ve "Ay çok sıcak! Bunaldım resmen. Bir cam açın yaa! Bir daha gitmeyeceğim fırına falan ben! Bekle bekle ağaç oldum! O kadar çok sıra vardı ki!..." diye söylendi. Ben gülerken aynı zamanda Naz'ın yanağından bir makas alıp "Söylenme, söylenme. 40 yılın başı bir gittin fırına, kakarsın başımıza artık." dedim ve bir yandan da buzdolabından kahvaltılıkları koymaya başladım. Daha önce ocağa koyduğum haşlanmış yumurtaların suyunu süzüp ardından kabuklarını soyup bir tabağa koydum ve dilimleyip üzerine azıcık tuz da döküp onu da masaya koydum. Çayı da herkesin bardağına döktükten sonra tekrar ocağa koydum ve sandalyeme oturdum.

ALLAH RIZASI İLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin