GÎRΧ

145 41 14
                                    

pencerenin önüne sinmiş güneşin doğuşunu bekliyordum evet bekleyişimin bir nedeni yok ama öyle Güneş gülümseyerek uyuduğu yerden usulca çıkıyordu.Karanlıkta güneşin doğuşunu gördüğü gibi ufaktan ufaktan kaçıyordu güneş sanki ona sen yeter insanları, hayalleri, bedenleri kararttın diyordu bu arada kapımın açıldığını belli eden sesle kafamı kapıya doğru çevirdim

"kızım bugün hafta sonu bir şeyler yapmak ister misin ?"

Ben bu soruya cevap veremezdim neden mi? çok açık bir neden "Dilsizdim"olsun alıştım buna mimiklerimi iyi kullanıyordum bu şuna benziyor Allah bir yerden alıp bir yere veriyor diyorlar ya bende bunu düşünüyorum konuşamamak zor mu? evet baya zor İnsanın kendisine anlatamaması anlattıklarını anladığını onay vermemesi benim yerimde kim olsa hayata küskün yaşardı bense hayat devam ediyor küssem de küsmesemde anneme dönüp başımı sağa sola salladım o da hayır cevabımı anlayışla karşılayıp kapıyı kapattı dilsiz olabilirdim ama çalışıyordum babamdan en son 5 yaşında falan para almıştım o yüzden baba parasıyla büyümedim çalıştığım yerlerde neler görüp geçirdim bir bilseniz bir kız dilsiz ama bu kadar mı çeker dersini Bense en fazla yaşadıklarımı 1 saat etkisinde kalırım tabi buda en fazla sonla atlatırım.Benim ruh halim mi? bir kutunun yada bir iç genin içine hapsolmuş ve boğulmak üzere olan bir insan gibi gülsen de ölüceksin ağlasan da.Benim pek güldüğüm söylenemez ama tamamen de somurtmuyorum hani karanlıkla aydınlığın arasında bir çizgi vardır ya ben o çizginin karanlık bölümündeyim aydınlığı da göre biliyorum bazen o aydınlığa gitmeye çalışsam da hep hayat şartları engel oldu babasız annesiz büyüdüm bazen düşünüyorum da ben bunları hak edecek ne yaptım?diye ama içinden çıkamıyorum dahada saplanıyorum yoruluyorum bu düşünceyle az önce anne dediğim kim biliyormusunuz? teyzem İyidir ama tabi ki bir anne yerini tutamaz oda bana acıyor o bakışlara katlanmak işkence ve ben dilimin olmayışına karanlığa alıştım ama insanların o yüzündeki acıma ifadesini söküp atmak istiyorum hayla alışamadım yıllardır o yüz ifadesini bende konuşuyorum aslında hatta çığlık bile atıyorum ama sessiz çığlıklar kimsenin duyamadığı çığlıklar hafta sonu çalışmıyorum çalıştığım cafe tenha bir yerde pek gelen gideni olmadığı için rahatım zaten mutfak bölümünde bulaşık yıkıyorum çok zor durumlarda kalırsalar garsonluğa da el atıyorum tabi bu nadiren oluyor çalışmak bana iyi geliyor Çünkü hep oturup düşünürsem yaşayamam nefes alamam

teyzeme de yük olmak istemiyorum zaten baya büyüğüm Demişken 18 yaşında olduğumu söylemedim değil mi? normalde bu yaştaki gençler bardan çıkmazlar eğlenirler bütün günlerini deniz de yada spor salonlarında geçirirler falan filan buda hayat şartları işte ne yapalım katlanmak mecburiyetindeyim ölüceğim günü bekliyorum açıkçası hayattan tat alamadığım yada tadamadığım için ölsem de kurtulsam diyorum çoğu kes kendime tabi ölmekte çok basit bir şey değil oda var bugün dışarı çıkmak istemiyorum biraz dinlenmeliyim .bende değil ama ruh bitkin ve yıpranmış akşama doğru yürürüm biraz şuan uyumalıyım yorgunluğumu bir türlü kendimden uzaklaştıramıyorum ben ona git dedikçe oysa inatçı bir şekilde sen varsan bende varım diyor daha fazla savaşmadan kendimi yatağıma attım.

Anne ben yapmadım özür dilerim baba kalk ayağa ne olur yaşayın.açın gözlerinizi onlar öyle yatmaya devam ediyorlardı onları sarsıyordum ama nafile hala gözleri kapalıydı ikisininde .her şey saniyeler içinde gerçekleşmişti birazcık şımarıklık yapmak istemiştim babam arabayı sürerken bense direksiyonla oynuyordum taaki karşıdan gelen tırın altına girene kadar ben ne yaptım annemin ve babamın katili oldum ama hayır hayır ben bunu bilerek yapmamıştım uyan baba diyordum araba hurdaydı bense kenarda bir kaç yerim kanamış şekilde babamın yanında oturuyordum onlara bağırıyordum gözyaşlarım yüzlerini üstlerini yıkadı .Olar hala hareketsizdi bide çarpan tır az bir hasar almıştı adam camdan çıkmış kanlar içindeydi ve kendimi tavana kan ter içinde bakarken buldum bu anıyı o günden beri aklımdan ve beynimden bir türlü çıkaramıyorum hep kabuslarımda .Saat 18.30 a geliyordu çıkıp dolaşmak iyi gelicek ti bana deyip odadan attım kendimi. Ankara sokakları genelde ıssız dır tabi meydandan bahsetmiyorum ara sokaklar ,arka sokaklardı zaten bizim yerimiz orası. ben 5 yaşına kadar gayet iyi konuşuyordum o lanet günden sonra şok etkisiyle konuşma yeteneğimi kaybettim .ani bir şok daha geçirirsem bense hiç doktorun söylediklerine kulak asmadım o an zaten dünyam kararmıştı ki konuşsam da konuşmasam da. Bize çarpan tır şoförü ceza ödeyip hapisten sıyrılmıştı neymiş biz suçluymuşuz böyle adalet olabilir mi iki can verildi toprağa bunun bedelini ne hapis ne para nede başka bir şey ödeye bilirdi ortada kalmış bir küçük kız çocuğu tabi bu kimin umrun da idi ki adaletsizlik buna denir hocanın bir puan ona verip te bana vermemesine denmez acıların en büyüklerini kuşkusuz ben çektim tabi bu yükleri sırtımda belimi kırmadan taşımam beni bile şaşırtmadı değil hayat işte adalet eşitlik kavramları sadece sözde boş konuşup yalan konuşmaktansa hiç konuşmamak daha faydalı boş sözler boş vaatler savuran çok insan var etrafta onlardan olmaktansa dilsiz konuşamamak olmak daha mantıklı bence ...

(BEĞENDİNİZ mi? arkadaşlar beğendiyseniz beğendiğinizi belli edin :);)

OYUNCU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin