Malcom'un konuşmasının üzerinden 1 gün geçmişti.Lydia , Gastal Koruyuculuğu'na yerleşmişti.Burası gördüğü en muhteşem yer olabilirdi.Her yerde kurtadam , ejderha , chimera heykelleri vardı. Belli ki eski koruyucuların bürünebildiği forumlar bunlardı. Lydia en çok kurtadam formunu merak ederdi. Çünkü ejderha onun için sıradan gözüküyordu. Krallıkta yalnızca 6 kurtadam formuna bürünebilen koruyucu vardı. 6 Koruyucu her dolunay gecesinde ormana giderdi. Kendilerini kontrol edemedikleri tek gece dolunay gecesiydi.
Bahçede yerler soluk mavi taşlarla döşenmişti. Heykellerin yanında garip , pembe yapraklı ağaçlar vardı. Koruyuculuğa bir hüzün havası katıyorlardı. Lydia'nın odası , bahçeyi çok iyi görüyordu. Dersleri henüz başlamadığı için , neredeyse günün yarısını bahçeyi seyrederek geçiriyordu. Bahçede henüz derslerine yeni başlamış olan Su Koruyucuları ders yapardı. Suyu nasıl kontrol ettiklerini dikkatlice izliyordu.Hepsinin giysisi siyahtı . Üzerlerinde kanat simgesi vardı. Belliki kanatları oluşmaya başlamıştı.
Lydia'nın günleri rutin geçiyordu. Derslerine 2 gün kalmıştı. Heyecandan olsa gerek , uyuyamıyordu. Uyuduğu zaman ise , garip anlam verilemeyecek rüyalar görüyordu. Hiç tanımadığı bir Ejderha sürekli onla konuşmaya çalışıyordu. Kristal bir mağara içinde, bir masada onu bekleyen bir adam görüyordu . Orta yaşlarda , kısa saçlı genelde kızgın bakışları olan adam bir anda mağara büyüklüğünde bir ejderhaya dönüşüyor ve Lydia'ya anlamadığı dilde bir şeyler söylüyordu. Her seferinde mağara yıkılıyordu. Ve Lydia , her seferinde üşümüş bir biçimde kalkıyordu. Sanki ruhu orayı ziyaret etmiş gibi oluyordu. " Ahh, hadi ama seni avanak kız sadece bir rüya " diyerek kendini yatıştırıyordu. Derslerine 2 gün kala , böyle şeylerle kafasını yormamassı gerektiğini düşünüyordu. Ama nafileydi. Her yerde adamı görmeye başlamıştı. Kulağına bir şeyler fısıldıyordu. Boğazından gelen harıltılar ise ortama daha da ürkütücü bir hava katıyordu. Lydia uyumak istemiyordu. Ama sonra tatlı bir uyku isteği geliyor ve yine mağaraya giriyordu. Adam onu sürekli masada karşılıyordu. Her rüyasında adam ona daha da yaklaşıyor , sonra Ejderha formuna bürünüyordu. Ve adam artık Lydia'nın dibindeydi. Derslerine 1 gün kalmıştı. Adam elinde bir mühür taşıyordu. Malcolm'un mührünü. Adam Lydia'nın bildiği dilde konuşmaya başladı: " Yeni bir koruyucu he ? Ateş... Güçlü olan yanın bu değil mi ? Kanatların kırmızı olacak Kyrie , kırmızı ve dikenli. Büyük kanatlara sahip olacaksın.Büyük bir lider gibi taşıyacaksın. Kızdığında kanatların seni ele verecek. O yüzden duygularını kontrolü öğreneceksin. Derste seni kabul etmeyecekler. Seni dışlayacaklar. Dalga geçecekler. Ama öyle bir yetenek gösterceksin ki, kimse bunu göremeyecek. Ama sadece en iyileri görebilecek. Ve o an , hayatın değişecek. Belki yarın belki yarından sonra. Çok yakın bir zamanda hayatın değişecek Kyrie . Zaman karşında eğilecek . Garip değil mi , bir ejderhayla konuşuyorsun. Ama bende bir kurtadamla konuşuyorum. Değil mi? " anlamsızca bir ifadeyle ejderhaya dönüştü. Mağara yine yıkıldı. Lydia bu sefer çok kötü oldu. Nefesini kontrol edemiyordu. Geleceği ona gösterilmişti. En çok istediği formu almıştı.Ama nasıl olacaktı ? Ne yeteneği vardı ki ?Ne olabilirdi ?
İlk dersi Su Koruyucularıyla olacaktı. Yanında kendinden çok büyükler vardı. Ama girdiği derste öğrenecekleri , daha doğrusu kimde olduğunu bulmak için öğrenecekleri hareketlerin amacı onu şaşırttı . Hiçbir şey bilmeyen birine çat diye " Zamanı yavaşlatma " yapması istenecekti. Hareketleri basitti. Bütün parmaklarını sırasıyla oynatacaktı. Bu kadardı. Zaman şuan derste olanlardan birine boyun eğecekti. Hemde birkaç basit hareketle.Öğretmenleri Su Koruyucularından Başladı. Herkes göğüs gererek çıkıyordu. Zaman şuana kadar kimseye boyun eğmedi. Biri zamanı hafif yavaşlattı. Lydia adını bilmiyordu. Daha doğrusu dikkat etmemişti. .Çok ciddi bakıyordu. Yerine geçti. Sıra bir koruyuculuk sınıfına katılmamış olan Lydia'ya geldi. Arkadan gülüşmeler geliyordu. Öne çıkan o çocuk dışında nerdeyse herkes gülüyordu. Öğretmeni ona işaret etti. Arkadan bir ses geldi " Ayy bakın , zaman bükücek " Elini kaldır Lydia diye seslendi öğretmen Lydia'nın sinirleri bozuluyordu. "Derste seni kabul etmeyecekler. Seni dışlayacaklar. Dalga geçecekler. Ama öyle bir yetenek gösterceksin ki, kimse bunu göremeyecek." bir anda bu sözler yankılandı beyninde. Bir şeyler hissediyordu. Rüzgarın yavaşladığını hissediyordu. Arkasını döndüğünde ise , herkesin aşırı yavaş hareket ettiğini görüyordu. Çimlere baktığında ise , çok hafif kıpırdıyorlardı. Ama iki kişi onu izliyordu . Biri o çocuk , biri öğretmenleriydi. Öğretmenleri ağzında kelimeler geveliyordu." Bu imkansız !" dedi. " Hiçbir sınıfa ait değilsin. En ufak bir eğitim görmedin. Bu nasıl olur ? " dediği anda rüzgar normale dönmeye başladı.Etrafta ölüm sessizliği olmaya başladı."Bakın , saçımın teli yavaşladı ! " diye haykırdı arkadan birisi.Herkes biranda gülmeye başladı. Lydia sinirlendi" Onlara söyleyin , ne olduğunu söyleyin ! " Öğretmen cevap vermedi ve derse devam etti. Lydia hiçbir şey yapmıyordu. Sadece parmaklarına bakıyordu.Başı ağrıyordu."Güçlü ol, hisset . O zaman onu bile yenersin. Düşünme." biranda bu sözler kafasında yankılandı."Bay Port" diye seslendi Lydia . O anda öğretmen yerinde sanki çivilendi. " KAÇ!" diye bir ses yankılandı kafasında. ve o an , odasına çıkıp son hız tüm eşyalarını topladı . Eyerli atlardan biriyle kaçtı. Neden bunu yaptığını bilmiyordu. Neden bir adamın sözüne güvendiğinide . Tek düşündüğü kaçması , ve eğitimini kendi sürdürmesi gerektiğiydi.
![](https://img.wattpad.com/cover/5754487-288-k862924.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koruyucu Efsanesi
FantasyDoğru yapılan bir Kızıl Nefes'e hiçbir ok işlemezdi. Ama kalkanlar en fazla bir dakika dayanırdı.Lord Gyrtun, kendi ırkına bunu bağışladığından beri , Gundot'lar insan ırkına daha tepeden bakmaya başladı. Bunun üzerine Lord Gyrtun, Kızıl Nefesi Kızı...