ÖNCELİKLE YAZMAMI DESTEKLEYEN , YORUMUNU ESİRGEMEYEN TUĞÇE'YE ÇOK TEŞEKKÜRLER ^-^
Wolga
"Biliyor musun ? Kıçını kaldırıp biraz daha hızlı sürmen gerek. Şimdiden yavaşladın seni ahmak.Biraz daha yavaş sürersen daha varmadan onu çalacaklar." dedi Danyses. " Sende kolay yolunu burda bizi oraya sürükle. Uzun yolu sırf senin ödlekliğinden dolayı çekiyoruz. Üstelik bir arabayla. Şuna baksana lan ! Koskoca lordlar aciz ırkın kullandığı , aptal bir işçilik sonucu çıkan şeylere biniyor. Nerde bizim araçları- ? " "Kes sesini cahil.Şuan bizim araçlarımızda olsaydık insanlar arasında kargaşaya neden olurduk.Bizden önceki aptalların yaptığı gibi YTU'lara binip gelseydik , şuan beynimizi asfalttan kazıtıyor olurduk. Gördüğü her boku bir şey sanıp uçuran insanlar yüzünden onlara uymamız gerekiyor. Ya da Kyrie tarafından kıçının tekmelenmesi gerekiyor." . Hyun sesini kesmişti. Kullandıkları araba yolda bir sağa bir sola kayarak onları idare ediyordu.Araba ne kadar hızlanırsa o kadar dökülüyordu. Bazen içlerinden bu arabaya şükrediyorlardı. Wolga'dan çıkana kadar bu şekilde idare etmeleri gerekirdi.En azından izleri kaybolana kadar.
"Şu döküntüyü kenara bırak.Artık yola kendimiz devam edebiliriz.En azından yüz kilometre kadar."
***
Aptallar.İzleri kardaki bir kurtun izleri kadar yeni. Taze. Akılları ise bir kuş kadar.Ah , insan tabiriyle bu salak oluyor sanırım.Evet , salak. Rotaları çok açık.Düz bir yol izlemek istiyorlar.Türkiye.Saklanılabilecek en iyi yerlerden.Akıldan kaçan. Hedef değil.Evet , neden olmasın ? Amaçları da bu değil mi ? Hıhı. Onu orda bulacaklarını sanıyorlar.Ben de sanıyorum. Sanmaya devam ediyorum.Sanmalıyım.Başka çaremde yok sanırım.Yola devam ediyorlar. Döküntülerini bıraktılar. Orman yollarını kesti. Döküntüsünü yolda bırakan biri napar ? Hemde ormanın tam dibinde.Sanki kestirmek zormuş gibi.İzlerini kaybedeceğimi sanıyorlar.Büyük yanılgı.Büyük kayıp.Bu insanların orman adını verdikleri yerde , "Vahşi" olarak adlandırığı hayvan türleri yaşıyor yanılmıyorsam. Oysaki insan ırkının gölgesinde yaşıyan bir takım formdan başka bir şey değiller.Yazık. Ben burda size zırvalarken , bakıyorumda bu salaklar ormana topukluyor. Giderken ayrılıyorlar. Tek bir izi takip etmemi istiyorlar. Her toprak hareketinde , onlara dair bir imge kafamda çakıyor. Karanlık.Alacakaranlık.Ürkütücü sessizlik , karanlıktan gelen homurtular.Tam bir film havası.Bir dakika ... Homurtular mı ? Tanıdık değil. Çakal. Hayır hayır , insanların bildiği o çakallardan değil.Anpu. Nephthys ve Seth'in oğlu . Onun yerüstünde ne işi var ? Hangi illet onu buraya çağırdı ? Peki ya kimi arıyor ? Bla bla... Avımı çalmasında.Akıllı çakal , Hyun'a doğru gidiyor. Zayıf olana.Ve bende böylece diğerini ayırt ettim. AKILLI ÇAKAL ! Onun gizemiyle ilgilenecek kadar vaktim yoktu.Ne kayıp ama.Zayıftan ayrılan , Danyses olmalıydı.Kendini beğenmiş ahmak. Topallamış.Sol bacağı toprağa çok sürtmüş. Normal bir insan burada olsaydı , şuana kadar bir vahşi hayvan tarafından amansızca katlediliyor olurdu. Ancak Danyses her ne kadar ahmak da olsa , kokusunu üzerinde unutacak kadar ahmak değildi. Havada tanımsız , yönsüz bir koku vardı. Kusursuz.İyi iş Danyses , benden sana tam puan.
Danyses'in kestirmesinin ardından benimde uykuya dalmam uzun sürmedi. Uyumamda. Bir erkeğin acı yakarışları ormanın çok ötesinden rahatlıkla duyuluyordu.Hyun.Tahminimce çakal işini bitirmişti. Vücudunun dağıldığını uzaktan görüyordum. Küçük mavi buharlar halinde muhtemelen vücudundan eser kalmadı.Tabii ki şuan tam üzerinde uyuduğum ağacın altında bulunan Ahmak Danyses'te benle birlikte kış uykusundan kalkmıştı.Bir an Hyun'un yanına koşacak sandım , ama tam tersine koşmayı yeğledi.Kaçıyordu.
****
"Sen ormanın diğer tarafından git. Kyrie izlerden birini seçmek zorunda kalıcaktır. Peşinde koku bırak. Ben direk hedefe yönelicem." dedi hızlı soluklarla Danyses. "Hey , hey hey ! Ben neden yem olacakmışım babalık ? Her zaman benim mi yem olmam lazım.Bir kerede sen topukla ve bende hedefe gideyim." . Sinirlendiği her halinden belliydi. Danyses gülerek cevabını yetiştirdi : " Söylesene , hedef yolunda ne kadar dayanırsın ? Hem sana git öl mü diyorum salak , peşine düştüğünü anlayınca saklanırsın. Yeteneklerin o kadar da körelmemiştir. Burda zırvalamaya devam edersek ikimizde Kyrie'nin kahvaltısında yer alacağız." dedi. Hyun'ın başka seçeneği kalmamıştı.Ormanın daha açık olan yolundan Hyun geçti. Danyses ise karanlığın daha ağır bastığı yerden gitmeyi yeğledi. Karanlığın verdiği o izleniyormuş hissi , Danyses'i altına işetecekti.Ama altına işemesi gereken bir başkası vardı.Hyun.Peşindeki homurtuları duyuyordu.Bir dakika , homurtu mu ? Arkasına bakmak istemeden adımlarını bir tık daha yükseltti .Bir tık daha . Bir tık daha. Birkaç saniye sonra koştuğunu anladı. Arkasındaki her ne ise , koşuyordu. Hyun elleriyle anlaşılması güç bir kaç hareket yaptıktan sonra arkasındaki homurtularda aynı anda kesildi. Bu aralıktan istifade arkasına bir bakış attığında sadece açmakta olan havayı ve yorulmuş bacaklarını gördü. Ne kadardır koştuğunun farkında değildi. Ormanın bir tarafında ise Danyses takip edildiğinden bir haber , topallayan sol bacağına küfrederek ormanda yol alıyordu. Şifa yetenekleri köreleli çok olmamıştı. Ormandan sonra gayet rahat bir şekilde Tiflis'e ilerlemeyi planlıyordu.Denizi kullanmayacaktı. İnsanların denizinde ne türden yaratıklar olduğunu bilmiyordu. Ya da suyun yüzeyine temas ettiğinde olacakları. Neyse ki Tiflis'in kurusu Vahtang , Danyses'in yakın dostuydu. Bu da onun pisliğini ele vermeyecekti. En azından Danyses böyle düşünüyordu. Danyses ormanın bitmesine bir kaç metre kala , zamanın yardımı ile topallayan sol bacağını iyileştirebileceğini düşünerek peşindeki illetle uykuya daldı. Bu alemde bile rahat yoktu ona. Boğuk siluetler , soluk gozler. Hepsi ona bakıyordu.Huzursuz ruhlar. Çığlık ! "Lanet olsun ! " demesiyle topuklaması bir oldu. Danyses haklı çıktığını sanmanın hem sevincini hem korkusunu yaşıyordu.Avcı ilk avını bulmuştu.Ormandan uzaklaşırken topallayan sol bacağına küfretmeyi boşlamıyordu.Artık ne yaparsa yapsın avcı onu bulacaktı.Avın başka şansı yoktu.
***
KoşuyorduYada çalışıyordu. Sol bacağı koşmasını büyük ölçüde engelliyordu ama bir hırsla toparlanıp koşuyordu.Zavallı Hyun , yanlış avcının kurbanı oldu. Anlaşılan Danyses 'i kovalayan bir de çakal arkadaşım olacaktı.Tabii ben izin verirsem. Ben çakal hakkında zırvalarken , Danyses benden gizlenmeyi boşvermiş , körelmemiş ne kadar yeteneği varsa küfürle karışık bir şekilde sol bacağına söylüyordu. Aralarında şifa yeteneğinin olmaması ne kadarda acı verici.Beni inine götürene kadar dayansa bari.
Dayandı.Aferin sana ahmak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koruyucu Efsanesi
FantasíaDoğru yapılan bir Kızıl Nefes'e hiçbir ok işlemezdi. Ama kalkanlar en fazla bir dakika dayanırdı.Lord Gyrtun, kendi ırkına bunu bağışladığından beri , Gundot'lar insan ırkına daha tepeden bakmaya başladı. Bunun üzerine Lord Gyrtun, Kızıl Nefesi Kızı...