Arkadaşlar bu benim ilk kitabım küçük çapta hatalarım varsa mazur görün. Hatalarımı gördükçe düzeltmeye çalışacağım.
Kitabımı okumayı bırakmayın. Sizi muhteşem bir dostluk hikayesi bekliyor.
Şimdiden teşekkürler...
"Senin gibi bir öğrencinin sadece devamsızlık yüzünden atılması çok üzücü. Ders notların çok iyi. Çok basit şeylerden disiplin suçların varmış ve bunlar basit her öğrencide olan şeyler." diyerek bana gülümsedi. "Burda da aynı sorunu yaşamaman için birlikte gayret göstermeliyiz. Seni kaybetmemek lazım." dedi göz kırparak ve samimi olduğunu düşündüğüm bir gülümsemeyle benden bir azim göstergesi bekliyordu, yeni okulumun karizmatik müdürü.
"Tabi efendim. " dedim, zorlanarak dudaklarımı yukarı doğru kıvırmaya çalışarak. İçimden gelmiyordu gülümsemek. Bir an önce bitsin istiyordum bu günün. Çok yorucu bir gün olacağı daha şimdiden belliydi.
Ben daha farketmeden kapı çaldı ve içeriye müdürün az önce telefon edip gelmesini istediği kişi olarak tahmin etttiğim okulun rehberlik servisinden bir bayan girdi. "Merhaba. Ben okulun rehberlik danışmanı Sema Özcan." dedi karşımdaki esmer kıvırcık saçları beline inen kişi.'Bingo ta kendisi' dedim içimden. "Yeni öğrenci Sara Argün." suratımın ruhsuz hali onu şaşırtsada hemen kendini toplayıp "Evet hoşgeldin Sara'cığım. Müdür bey işiniz bittiyse Sara'yı sınıfına kadar geçireyim." dedi Sema hanım müdür beye alıcı gözüyle bakıp gülümseyerek. 'Hayır, hayır... Ona yavşayamazsın. Çek o koca memelerini Derin kankimin önünden. Onun göz zevkini bozuyorsun.' dememe kalmadan Derin kankim onu takmayıp bana döndü ve gülümseyerek "Tabi siz öğrencimize okulu tanıtın." dedi. Tek kaşım havada odadan çıkarken Sema hanıma aklımdaki soruyu sordum hemen. "Şey acaba okulda dans ile ilgili bir takım falan var mı... Ya da bir kulüp?" dedim gözlerimi kısarak. "Aslında yok ama ilerde belki olabilir... Dansla mı ilgileniyorsun sen?" dedi gülümsemesini daha da yayarak. "Evet." dedim nefesimi dışarı vererek. "Hmm ne zaman boşsan odama bir uğra bu konuyla ilgili daha ayrıntılı konuşalım."
Keşke kankime asılmasaydın senle daha iyi geçinirdik dedi munzur iç sesim.
"Tamam uğrarım." dediğimde sınıfın kapısına kadar gelmiştik. "İşte yeni sınıfın 11/B. Seninle içeri gelmemi ister misin?" dedi eliyle sınıfın kapısını göstererek. "Ahh hayır teşekkürler. Sanırım bundan sonrasını ben halledebilirim." başımı hızlıca iki yana salladım, kesinlikle istemediğimi bildirmek için. Bu dediğime sıcak bir gülümsemeyle karşılık verdi. "Bir sorunun olursa bana söyle." Sadece kafamı sallamakla yetindim. "Görüşürüz" dedim o arkasını dönüp uzaklaşırken ve sınıfın kapısını çaldım.
Sınıfa girince herkesin gözü üzerime çevrildi. Ve sanırım benden önce olan gürültü de ben gelince yerini sessizliğe bıraktı. Öğretmen masasına yaklaşıp sınıftaki öğretmene "Sara Argün yeni öğrenciyim hocam." dediğimde karşımdaki resmiyeti fazla abartmış, babanne topuzlu orta yaşlı bir kadın burnunun ucundaki gözlüğü düzeltip beni baştan aşağı süzdü. 'Süzme Pakize! Senin o gözlüklerini midene sokarım. Dön önüne' diye iç sesime hak verdim.
"Ah gözümüz yollarda kaldı kızım. İlk gün için çok erkencisin (!)... Boş bir sıraya geçebilirsin" yüzünde alaycı bir gülümsemeyle masaları işaret etti. Bu kadınla işim vardı anlaşılan. Tahtadakilerden anlaşıldığı kadarıyla ders kimyaydı. 'Ahh ne de sıcak bir karşılama (!) değil mi?' yüzümü buruşturarak, onun söylediklerini takmayıp sınıfa döndüm ve hemen boş bir yer aramaya başladım. Bir kaç tane boş yer vardı. Bunlar arasında en iyi yer olan arka taraflardan esmer bir kızın yanına doğru ilerledim. Benim ona doğru geldiğimi gören kız birden panikleşti ve gözlerini benden ayırıp yere dikti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbinden Bir Dilek Tut
ChickLitGökyüzünün en parlak üç yıldızıydık biz. Ya da en çaresiz. Sadece beraberken parlamayı bilirdik biz. Taa ki her yıldız gibi bizde kayana dek. Bir yıldız sönerse onla beraber parlayanlar da kayar. Bizim dostluğumuz gibi. Bir dileğin gerçekleşmesi içi...