Multi= Hilal
Bölüm notu:"Bir yerde hükmünüz geçiyorsa eğer, sizi kıskanan insancıklarınızın olduğunu unutmayın. Güçlü kalmaya devam etmek istiyorsanız da arada insancıklarınızı beslemelisiniz. Aç olduklarında pek çekilemiyorlar da!"
Hayran kaldığını belli eden bu sese doğru dönüp yine aynı şekilde bana bakan bu ufak gözler yabancı değildi. Dudaklarımda ki hafif kıpırtıyla gözlerim onun kehribar rengindeki boyalı gözlerini buldu. "Teşekkür ederim."
"Bu.. bu... tam anlamıyla muhteşemdi. Kusursuzca. Denilenden çok daha iyisin."
"Benim dedikodumu mu yapıyorsunuz?" alaya aldığımı belli edercesine cık cıkladım onu.
"Bilirsin tatlım çekemeyenler konuşur. Ben sadece bu konuşulanlara bir kulak astım o kadar benim bir suçum yok yani" ellerini ben masumum havasında salladığında dudaklarımdan kıkırtılar yükseldi. O da bana eşlik ederken "Bak ciddiyim çok iyiydin. Kusursuzun gerçek anlamıyla yapıyorsun bu işi..." dedi.
Aslına bakılırsa sadece duygu yüklemesine girdiğim zamanlarda bu kadar iyi olabiliyorum. Bunu kimseye söylemesem de etrafımda farkeden kişiler de var.
Cümlesinin devamını dinlemeden yüzüne baktım Sema hanımın. Derse girmediğim için geriye kalan zamanımda onunla sohbet etmiştik. Biraz ondan biraz bundan biraz da hayallerden.
*
Olaysız bir kaç günün ardından haftanın son günü gelmişti. Yemekhanede oturmuş Buğra ' nın bir kaç gündür okulda olmadığını yeni farkediyordum. Kendimi bir şeylere ara vermişim gibi hissetmem normal mi?
Onu düşünmemi saçma bularak kulaklığımı taktım ve bir masaya geçtim. Hilal ise elini yıkamak için kalkmıştı.
Elimi eteğimi düzeltmek için indirdiğimde kulaklığımın teki çıkmıştı. Tam oflayıp tekrar takacaktım ki masamda oturan kızların konuşmaları dikkatimi çekti.
Karşı çaprazımda oturan kızlardan biri "o salağa ders vermeliyiz. Bir de aklınca kalkmış bize ahlak dersi veriyor. Tabi aklınca yeniyle yakınlaşacak."
Onun yanında oturan kızıl saçlı üstünden boya kamyonu geçmiş olan kız da *gerçi hepsinin suratı aynı boyalarla kaplı ama... "İnsanların arkasından böyle konuşamazsınız! Yanında olsaydınız korkudan ona bunları söyleyemezdiniz!... Ahh ben sana göstereceğim küçük faişe. " baştaki cümlesinde sesini inceltmesinden birinin taklidini yaptığını düşünüyordum. Onlara gizli gizli bakmaya çalışırken benim olduğum tarafta benden bir kaç sıra uzakta olan sarışın kız da bana sinsi sinsi bakıyordu. Bana hastalıklıymışım gibi bakmaya devam edince kendimi ele vermemek amaçlı tabağıma döndüm.
Bahsettikleri konuda durmadan bahsi geçilen 'yeni' nin ben olduğumu düşündüm. Sanırım dolaylı yoldan bana bağlanan bir olay vardı ve ben bunu tam olarak bilmiyordum. Ama konuda ben ve benim tarafımda olan başka birinin olması bana olaya dahil olmam için yeterli fırsatı veriyordu.
Eğer benim yüzümden birine savaş açacaklarsa 'ben bu oyunu bozarım' nidasıyla çatalımı yemeğe sertçe batırdım. Onlardan ne kadar fazla bilgi alırsam o kadar iyi amacıyla onları dinlemeye odaklanmıştım ki Hilal geldi ve yan tarafımdakiler de ani bir hızla hemen konu değiştirdiler. Ah Hilal tam sırasıydı.
"N'aptım ya bana öyle bakıyorsun?" diye bana şaşkınca bakınca "Zamanlama konusunda ciddi sorunların var" deyip ona öldürücü bakışlarımı yollamaya devam ettim. "Alt tarafı birazcık geç kaldım ya. Hem beni bekleme gibi bi derdin yok anlaşılan yemeğe başlamışsın bile!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbinden Bir Dilek Tut
Literatura FemininaGökyüzünün en parlak üç yıldızıydık biz. Ya da en çaresiz. Sadece beraberken parlamayı bilirdik biz. Taa ki her yıldız gibi bizde kayana dek. Bir yıldız sönerse onla beraber parlayanlar da kayar. Bizim dostluğumuz gibi. Bir dileğin gerçekleşmesi içi...