Medya_ Justin Bieber The feeling
Video klibi YouTube da olmadığı için bunu koydum.Cümleme başlamadan önce derin bir iç çektim. "Uzun zamandır görüşemiyorduk ya... beni çok özlemişsinizdir, dayanamazsınız bensizliğe dedim ve sizi görmeye geldim." Onlara küçümseyici bakışlarımı atarken o sadece bana gülüyordu, Tuna. Buğra'nın en yakını, belki de tek güvendiği kişi. Bakışlarımı ondan çekip Buğra'ya baktım, gözlerimin içine bakıyordu ama yüzü ifadesizdi. Tuhaf bir şeyler vardı onda. Bir şey vardı ama o an bunu anlayamadım.
"Bizi bu kadar çok özlediğini bilseydik daha önceden gelirdik seni ziyarete. Bize dayanamadığını biliyordum. Değil mi gençler?" diye etrafındakilerden destek istiyormuşcasına ellerini sağladı. Hakan ve Ömer de onu destekleyince gözlerimi devirdim. Ancak bu gerizekalı benim bu sözümü kendi lehine çevirirdi zaten.
Sahaya doğru inmeye başladım alacağı cevap ona yetmezdi belli. "Sorma yaa! Sana o kadar dayanamıyorum ki seni gördüğüm yerde o yamuk suratını düzeltesim geliyor. O kadar dayanamıyorum ki seni gebertip mezarının üzerine çiş merkezi kurmak istiyorum. Dayanamıyorum sana Tuna!!" Cümlemi bitirdiğimde tam karşısına geçmiştim. Gözlerinin tam içine bakarak gözlerimi kırpıştırdım ve dudağımı büzerek onun kasılmış yüzünü izliyordum. Geriye kalanlar da söylediklerime 'ooooo' diyerek alayla sırıtıyorlardı. Gözüm Buğra'ya takıldığında gözlerimin içine bakmaya devam ediyordu. Yine aynı ifadesizlikle.
"Kesin sesi..." diye lafa girdi Tuna ama sözünü kesen beklemediğim biriydi.
"Ben dayanıyorum ya sana canım kardeşim yetmez mi?" deyip, tek kaşını kaldırarak hemen yanımıza geldi Hilal. "Senin burda ne işin var Hilal?" dedi Tuna şaşırarak. Dikkatlice onları izlemeye devam ederken gözlerim diğerlerine takıldı. Herkes şaşkın bir şekilde Hilal 'e bakıyordu. Burda tuhaf giden bir şeyler vardı. Gözlerimi iyice kısarak tek tek herkesi inceledim."Ne!? Okulun spor salonunda olamazmıyım? Hem benden hesap sorma canım kardeşim, senden 2 dakika arayla ben büyüğüm. Bilmem hatırlatabildim mi Tuna?" ağzım Hilal'in dedikleriyle açılınca kafamı hemen onların tarafına çevirdim. Herkes şaşkın bir şekilde Hilal'le Tuna'ya bakıyordu. Sanırım kimse onların kardeş olduğunu bilmiyordu. Dahası Tuna'nın da bundan haberi yok gibi şaşkınca bakıyordu.
"Ohaa. Siz kardeşmisiniz?" şaşırmamın etkisiyle ortaya birden bağırınca "Malesef ikizim." diye yanıtladı beni Hilal. Gözlerimi kırpıştırıp bir süre onları izledim. Tamam ben şaşırdım anlarım. Ama bu grup, bu Tuna niye Hilal ' e öyle bakıyordu, anlayamıyorum. Ben tam bu durumla dalga geçmeye başlayacağım sırada zilin sesi tüm sahada yankılandı.
'Filmin en heyecanlı yerinde giren reklam arası gibisin zil.' diye iç sesim çığırmaya başladı. Ben daha nolduğunu kavraymadan Hilal kolumdan tutup beni çekiştirmeye başladı. " Zil çaldı hadi." dediğinde bu kızın beni çekiştirmekten zevk aldığını düşünmeye başladım.
Kulağına eğilip "Detaylar edebiyat dersinde tatlım" dedim pis pis sırıtarak. Olaylar başka haberimiz yok tabi.
Sınıfa girince hemen arkadaki masamıza oturttum onu. Ben merakla onu bekliyordum ki "Haftaya sınavlar başlıyor yaa!" diyerek araya kaynak yapmaya çalıştı. Konuyu böyle kapatamazsın canım diyerek tek kaşımı ona siper ettim.
"Ya kızım şimdi siz gerçekten ikizsiniz ha!?" dememle "Yaa evet işte kardeşiz. Bu kadar başka ne anlatayım?" dedi.
"Hiç benzemiyorsunuz ki birbirinize." dediğimde "Çok şükür benzemiyoruz." diye cevap verince gülümsedim ona " İyide ben seni daha önce hiç onlarla görmedim. Onlarla takılmıyor musun?" diye aklıma gelen bütün soruları dizdim masaya. " Yani pek takılmam onlarla. O ortamları pek sevmediğimden." mantıklıydı sonuçta onlardan köşe bucak kaçan benim. Ama onların şaşkın halleri aklıma gelince cevap almadan duramazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbinden Bir Dilek Tut
Chick-LitGökyüzünün en parlak üç yıldızıydık biz. Ya da en çaresiz. Sadece beraberken parlamayı bilirdik biz. Taa ki her yıldız gibi bizde kayana dek. Bir yıldız sönerse onla beraber parlayanlar da kayar. Bizim dostluğumuz gibi. Bir dileğin gerçekleşmesi içi...