GÜÇ

523 43 207
                                    

"Evde yiyecek kalmamış. Eğer ben seni uyandırmaya çalıştığımda uyansaydın aç olmazdın üzgünüm" dedi ve gitti. Biraz şaşırsamda fazla umursamadım ve ekmeğe gömüldüm. Sonuçta yemek yemektir doyayım yeterki.

✖️✖️✖️✖️✖️✖️✖️✖️✖️✖️✖️✖️✖️✖️✖️✖️✖️✖️✖️✖️✖️✖️✖️✖️✖️✖️✖️✖️✖️

Sonunda doyduğumda şöyle bir gerildim. Açlık gerçekten berbat birşeydi. Birden ej yanıma geldi ve

"Doymadıysan böbrek verebilirim" dedi. Ona gerçekten minnettardım beni düşünen bir tek o vardı ama böbrek olmasaydı daha iyi olabilirdi. Bende

"Yok teşekkür ederim sanırım ben doydum" dedim ve yanından uzaklaştım. Salona geçtiğimde salonda kimsenin olmadığını fark ettim. Omuz silktim ve televizyonun karşısına geçip televizyonu açtım. Açtığımda ise

"Ahh ne oldu şimdi" deyip televizyona vurmaya başladım. Tabi birazda sert vurmuş olabilirim ki bir tokadımla televizyonu yere uçurmuştum. Sanırım televizyona osmanlı tokadını geçirmiştim waaww. Bunu gören slendy yani grey grey demek istemiştim. He bir hışımla yanıma geldi ve

"NE YAPTINN SEN" diye birden bağırdı. Tabi ben bu bağırmanın etkisiyle kendimi yerde bulmuştum. Şaşkın bir şekilde grey'e bakarken grey hala sinirliydi.

Allah şimdi slender benide uçuracak korkusuyla bir hışımla ayağa kalktım ve çıkışa doğru hızlı bir biçimde koşmaya başladım. Sonra kapıyı açtım ve kaçtım.

Koşarkende gülüyordum çünkü çokta komik bağırmıştı. Sonunda ise kendimi yerde bulmuştum. Çünkü ayağım her zamanki gibi taşa takılmıştı. Ama bunun ardından hala kahkaha atarak gülüyordum.

Delirdin mi? Diye soranlar evet delirdim ve kafayı yedim. Sonunda gülmemi bastırınca ayağa kalktım evet bu sefer fazla hasar almamıştım sadece küçücük bir çizikti.

Aslına bakarsanız ayağımın her yerinin çizik olduğundan eminim. Sonunda burada durmaktan sıkıldım ve birazcık daha gezmeye karar verdim. Yürürken birden garip bir his içimi kapladı.

Sanki burada birileri vardı hissediyordum. Etrafıma hızlıca bakınmaya başladım. Ben böyle etrafıma bakarken karşımda simsiyah birşey belirdi. Daha çok karşıma ışınlanmıştı.

Yüzünde maske vardı ve görünüşü duman gibiydi. Birden ellerinde kılıç belirdi. Biraz geriledim tamam birazcık dövüşmeyi biliyordum ama bunlar iyi dövüşüyormuş gibi duruyorlardı.

Bir tanesi tam yanıma geldi ve bana kılıcı doğrulttu. Bende kendimi hazırladım ve tam yumruk atacakken elimden tuttu. Bunun üzerine diğer elimle yumruk atacakken diğer elimide büyük bir ustalıkla tuttu.

Bununda üzerine ayağımla tekme atacakken beni birden takla atak çevirdi. Yere bir hışımla çarptım kafam fena halde acımıştı. Birden içimde garip bir his daha belirdi.

Bu his öldürme hissi gibi herşeyi parçalama isteği gibi. Bu hisle beraber bir hışımla ayağa kalktım ve şu adamlara doğru ilerledim. Artık kendimi kontrol edemiyordum sanki içime birisi girmişti ve bedenimin kontrolünü o ele almıştı.

Sonrasında beynimde ise sesler yankılanmaya başladı.

"Öldür öldür öldür" büyük bir sesle bağırmaya başladım. Daha çok kükreme gibi birşeydi. Bunun üzerine psikopatça gülerek adamlardan birinin yanına geldim.

Tam kılıcını bana savurmuştu ki kılıç boşa gitti. Bende bu istifadeden yararlanarak bir yumruk attım. Adam hiçbir şey olmamış gibi tekrar kalktı. Bunun üzerine birden elimi onun kalbi sandığım yerine soktum.

Elime siyah birşey gelmişti. Sanırım bu kalbiydi ve hala atıyordu. Elimde büyük bir keyifle kalbi sandığım şeyi sıktım. Adam tanımlayamadığım garip bir sesle yere yığıldı ve toz olup ortadan kayboldu.

Tabi bunu gören diğerleri hemen korkup ışınlanarak kaçtılar. Elimdeki şeyi sıktıkça içinden siyah bir sıvı çıkıyordu. Sonunda sıkma işlemim bitince o şeyi yere fırlattım ve malikaneye doğru ilerledim.

Hala psikopatça sırıtıyordum ve arada kötü kahkahalar atıyordum. Kesinlikle bu halimi dışarıdan biri görse beni akıl hastası sanıcaktı. Ama umurumda değildi.

Vardığımda azda olsa kahkahalarımı bastırmıştım. Üstüm başım şu adamların garip siyah kanı olmuştu. İçeri girdiğimde herkes bana büyük bir şokla bakıyordu.

Bende kimseyi umursamadan yukarı çıktım ve banyoya girdim. Sıcak duş alırken sıcaktan terledim ve dışarı çıktım. Hava soğuk olmasına rağmen bana sıcak geliyordu.

Islak saçımı sıktım ve toka alarak at kuyruğu yaptım. Dışarıda kalan saçlarıda kulaklarımın arkasına attım. Üstümede kalın hırka altımada kalın bir tayt geçirdim.

İşim bittiğinde aynada kendime son bir kez bakarken o his tekrar kapladı içimi. Yoksa beni mi takip ediyorlardı. Etrafıma iyice baktım garip olan ise sanki gözlerim öncekinden daha net görüyordu.

Aynaya tekrar döndüğümde gözlerim garip bir şekilde yeşilleşmişti. WTF!!! Aynada gözlerime dikkatlice bakarken arkama dönmemle tekrardan o garip adamları görmem bir oldu.

Hemen onlara doğru koştum. Tam bir yumruk patlatıcakken bir tanesi gelip kolumu kılıçla çizdi. Bende onun acısıyla yere düştüm. Kolumu tuttum. Bir süre sonra kolumun acısı garip bir şekilde yok oldu.

Koluma tekrar baktığımda kolum iyileşmişti. Onun şaşkınlığıyla gözlerim pörtlerken Tekrardan iç sesim

"Öldür öldür öldür" diye komut verdi. Birden tekrardan psikopat sırıtışımı yaptım ve adamların kalbini teker teker söktüm. Ayrıca bunları yaparken kötü kahkahalarımla evi inletmiştim.

Şuan bahse varırım ki evdeki herkes beni şizofren sanmıştı. Adamları öldürdükten sonra yine çıkardıkları garip sesle ortadan kayboldular. Bu sefer aynaya baktığımda gözüm kırmızılaşmıştı.

Birazcık rahatladığımdada normale dönmüştü. Ama bu sefer gözüm normal renginden biraz daha açık bir renge bürünmüştü. Sonrasında grey birden odama daldı.

Ben ona sırıtarak bakarken o bana şaşkınlıkla bakıyordu. Sonra yaklaştı ve kafamı kaldırıp gözlerime dikkatlice baktı. Sonrasında bacağıma baktı. Bacağımdaki yaraların hepsi girmişti. Şaşkınlıkla

"Sen nasıl iyileştin?" Diye sordu. Bende direk

"Bilmiyorum" dedim. Birden beni kolumdan tutup çekiştirmeye başladı. Sonra boş bir odaya girdik ve kapıyı kilitledi. Ben daha neler olduğunu anlayamazken beni duvara zincirledi. Gözüm bu karanlıkta bile hala net görüyordu. Bana dikkatlice baktı ve

"Gözlerin yeşil oldu" dedi. Yani gözlerim hem ruh halime göre hemde ortama göre renk değiştiriyordu. Hayatımda hiç böyle birşey yaşamamıştım.

"Bu nasıl oluyor ben nasıl böyle yapabiliyorum?" Diye sordum o ise hiçbir yanıt vermeden çıkıp gitti. Burası gerçekten buz dolabı gibi soğuktu. Ama hırkam sayesinde birazcık ısınabiliyordum.

Gözlerimle etrafı iyice tararken birden gelen yorgunluğumdan istifade gözlerim yavaşça kapandı. Sanırım bu garip güçlerimden dolayı vücudum fazla enerji kaybetmişti.

Buna daha fazla dayanamicamı bildiğimden gözlerimi kapadım ve kendimi uykuya teslim ettim.

CREPPYPASTA (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin