Okulun ilk günüydü o kadar heyecanlıydım ki,ilk gün ne giyceğime karar verememiştim. Sonra bordo renginde ispanyol paça bir pantolon, üstüme de beyaz ince bir t-short giydim. Ayakkabı olarakta spor bir ayakkabı tercih ettim. Çabucak evden çıktım. Okula giderken resmen heyecandan yerimde duramıyordum " Acaba hangi sınıfta olucam, arkadaşlarım nasıl, yeni öğretmenlerim nasıl?..." derken okula varmıştık. Babama " Görüşürüz babacım." diyerek hemen arabadan indim. Arkadaşlarımın yanına gittim onları o kadar özlemişim ki. Hemen onlara sarıldım. Tam onlarla konuşmaya başlıyacaktık ki zil çaldı. Hemen sıraya geçtik. Müdür her zaman olduğu gibi konuşma yaptı. Ve beklenen an... Sınıflara girdik. Sena ile aynı sınıftaydık o kadar sevinmiştim ki. Onla aynı Sınıfta olmayı zaten çok istiyodum. Sınıfa girdiğimizde Sena'yla en sevmediğimiz kişilerle aynı sınıftaydık. Sonra arkada cam kenarı boştu hemen oraya oturduk ve Sınıfı incelemeye başladık. Kimler yeni gelmiş,kim ne giymiş diye inceledik. :) Vee sınıf öğretmenimiz geldi. Çok tatlı birine benziyordu ve öyleydi de. Öğretmen tek tek isimlerimizi sordu. Biraz konuştuk.. Sonra tenefüs zili çaldı Sena ile birlikte kantine gittik vazgeçilmezimiz olan çikolata aldık. Dışarıda biraz oturduk ve konuştuk. Sonra zil çaldı, yukarı çıktık. Sena'yla yerimize oturduk. Sınıfta Ayşegül diye bir kız vardı. Burçlarla ilgili her şeyi biliyordu resmen. Herkese tek tek hangi burç olduğumuzu sordu. Sonra da anlamlarını falan söyledi. Hoca Sınıfa gelmişti fark etmemiştik bile. Hemen yerimize oturduk. Ben Sena'ya Sena ise bana bakıyordu. Sonra gülmeye başladık. Ömer diye bir çocuk hemen bize baktı ve "Ya bi susun ya. Sabahtan beri konuşuyosunuz" dedi. Çok gıcık olmuştum Ömer denen çocuğa bir an öldüresim geldi. Sena'da o Ömer denen çocuğa "Asıl sen sus ya.Sabahtan beri konuşan sensin asıl" dedi sınıftakiler ise hemen ilk okul çocuğu gibi"Ooo lafı soktu" dediler. Sonra hoca Sınıfta Sessizliğin olması için bekledi. Ama sınıf hâla susmuyordu. Hoca "Heyy.. Çocuklar susar mısınız " dedi. Gerçekten sınıf hocamız çok ama çok tatlıydı.. Sonra zil çaldı. Ders ne çabuk bitmişti, zaman su gibi akmıştı resmen:) Bu teneffüs sınıfta kalmıştık. Yeni kitaplarımız geldi matematik kitabı çok kalındı. Gerçi kalın olması normal sonuçta matematik kitabıydı ince olmayacaktıya. Neyse sonra bi erkek oğretmen geldi. Acaba ne öğretmeni diye kendi aramızda konuşmaya başladık. Meğer matematik öğretmeniymiş. İlk günden ders işliyorlar. Çok sıkıcı oluyor okulun ilk günü ders işlemek. Bir an önce zilin çalmasını istiyodum dersten çok ama çok sıkılmıştım. Sıkılma nedenim hoca değildi. Ama niçin sıkıldım onu da anlamış değildim. Sonunda zil çaldı ve "Oh sonunda zil çaldı" dedim. Dedim ama keşke demeseydim. Çünkü hoca "Ne oldu acelen mi var bir yere mi gitmen gerekiyor?" dedi. Kendimi çok kötü hissetmiştim. Hoca dışarı çıkarken hemen yanına koştum
-Şey hocam ben çok özür dilerim. Canım bir şeye sıkılmıştı, bu dersten sonra da eve gidecektim o yüzden öyle demiştim. Hocam nolursunuz çok çok özür dilerim..
Ama hoca:
-Sen eve gitmek mi isiyorum dedin?
-Evet hocam
-Tamam o zaman sana ceza olarak eve gitmeyeceksin eğer gidersen...
-Tamam hocam..
Dedim ve sonra sınıfa geri döndüm. Başımı sıraya koydum.
Sonra Sena:
-İyi misin Eylül
-Yani biraz...
-Ne olduğunu anlatmak istermisin?
-Ya.. Matematik hocasından biraz azar işittim..
-Neden ki?
-Ya derste hani zil çalınca "Oh sonunda zil çaldı" demiştim ya onun için of neyse ya işte öyle, boşver.
-Tamam ya takma kafana. Haftaya hoca zaten unutmuş olur.
-Unutacağını hiç sanmam ama neyse.
Ders zili çalmıştı. Hemen hoca gelmeden koşarak lavaboya gittim, yüzümü yıkadım ve Koşarak Sınıfa geri döndüm. Şükürler olsun ki hoca girmemişti hemen yerime oturdum. Yine deftere yazı yazdırdı hoca ama ben yazmadım, yazmak istemedim. Sonra, Sena'dan alacaktım zaten derste başka şeylerle uğraştım aslında. Test falan çözdüm yani kısacası Hoca'yı takmadım. İkide bir saate bakıp durdum.....
Zilin çalmasına 10 dakika kalmıştı..
Zilin çalmasına 5 dakika kalmıştı...
Derken sonunda zil çalmıştı çantamı hemen topladım montumu giydim ve çantamı aldığım gibi sınıftan çıktım...
Çıkışta hemen arabaya bindim. Babam:
-Bir şey mi oldu Eylül?
-Eve gidince anlatırım babacım.
-Tamam. Eksik bir şeyin var mı? Kırtasiyeye gidelim mi?
-Aslında iyi olur, evet gidebiliriz babacığım.
Kırtasiyeye gittik. Kırtasiyede kendimi çok mutlu hissediyorum. Kırtasiyeden o kadar şey almıştım ki. Uçlu kalem, silgi, renkli kalemler, test kitapları, defterler..... Ve daha çok şey..
Sonunda eve varmıştık. Kapıyı tam anahtarla açıyordum ki kapıyı annem açtı. Çok özlemişim. Hemen kardeşimi aradı gözlerim.
-Anne?
-Efendim kızım.
-Efe nerede? Yoksa uyu...
-Tatatamm. Butatayımm. Beni bulamıdın dimi?? :) :)
- Evet ya. Ben seni bulamadım, neredeydin ki sen?
-Kapının aykaşındaydım. Hiihihi
-Tamam canım. Hadi ben üstümü değiştirip geliyorum tamam mı? Sende bu arada oyuncaklarını salona getir orada oyuncaklarınla oynarız oldu mu?
-Tımam aba. Ben oyunçaklayımı şalona getiritim.
Hemen üstüme kapşonlu bir t-short, altıma da tayt giydim. Tabletimi aldığım gibi salona geçtim. Efe ile 2 saat boyunca oyuncaklarla oynamışız. Ahh zaman ne çabuk geçmiş. Sonra odama geçip, biraz test çözdüm. Sonrada ödevlerimi bitirdim. Saat 9:30'a geliyordu çantamı hazırladım. Ve biraz sosyal medyaya falan baktım. Ve yatağıma yatıp uyudum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
--Eylül'ün Hayatı--
ChickLitEylül'ün başından geçen olaylar. Okulun ilk gününde neler yaşadı? Yeni sınıfı nasıl? Ve daha çok şey..